,

Ben yabancı da

 M. Kemal AYÇİÇEK – 6 Ağustos 2012 

 

 

Herkes oruç tutmuyor ama genelde oruçlu olanların tepkileri dikkat çekiyor Ramazan aylarında, kimileri işin şakasındalar ama oruç tutmayanlar da oruç tutan insanların tepkilerini dillendiriyorlar. Birisi geldi yanıma, tanımadığım ve ilk kez gördüğüm de biri ama tepkili, sinirlendirmişler onu belli ki. Beni de tanımadığı halde yüksek sesle , “ben yabancı, ben yabancı, ben yabancı daa” diye birkaç kez tekrarlayınca başkalarından bunaldığını anladım. “iyi de ne olmuş sen yabancı da” dedim ona gülerek, ben gülünce de anlattı yarım yamalak Türkçesi ile meramını.

 

 

Gürcistan’dan  iş gereği Trabzon’a geliyor ama bunu da çalıştığı çevreden bilen ve tanıyanlar, kendileri oruçlu olduğundan buna takılıyorlarmış, oruç tutmamasını bahane edip, sırf bunu konu ediniyor ve bunun tepkilerine de tabi eğleniyorlarmış. Yani amaçları, “neden oruç tutmuyorsun, sen de tut oruç” mantığı değil, bunlar Gürcüyü Ramazan eğlencesi yapmışlar anlayacağınız.

 

Bu durum, O Gürcü’de  bizim algıladığımızın tersine bir etki bırakmış, o bunu kendine büyük sıkıntı etmiş ve kim ona laf atıyorsa, sanki gerçekten oruç tutmuyor olmasına kızdıkları için bunun üzerine gidiyorlarmış gibi  algılayıp, tanımadığı halde gelip bana patlıyor işte. Hem öyle de ciddi anlatıyor ki, ben onu anladıktan sonra hem gülüyorum hem de neler söyleyeceğini merak edip, biraz daha fazla dinlemek istiyorum.

Eşşek kadar adamsın neden oruç tutmuyor sun?

 

Türkçe konuşabiliyor ama tabi bizdeki mimik ve jestleri anlayabilecek kadar değil, mesela diyorlarmış buna ki, “eşek kadar adamsın niye oruç tutmuyorsun?, Senin Allah’ın yok mu?, sen ne dinsiz imansız bir insansın, hem boyundan utanmıyor musun da oruç yiyorsun, sen ölmeyecek misin? Biz Allah’ın emrini yerine getiriyoruz da sen neden getirmiyorsun? Yoksa senin Allah’ın başka mı?” dedikçe, bizim Gürcü, kendinin inançlı biri olduğunu ama bu lafların kendisine çok dokunduğunu söylüyor, “şu ramazan da ben gelmek istemiyorum hiç Türkiye’ye” diyor.

 

 

 Ama her seferinde de bunu söylediği halde iş gereği gelmeden de edemediğini ama gelince de kendisine böyle takılanlar olduğundan dert yanıyor. O yüzden de bizim Gürcü, nerden yiyecek veya içecek bir şey almak istese o alacağını da söylemeden önce, “ben yabancı, ben yabancı” diye tekrarlayıp, kendini garantiye almaya çalışıyor. Zaten bunun için de ona takılıyorlardır onu tanıyan ve takılan oruçlular her kimse işte.
“ama ben yabancı da” diyor yine çok ciddi bir surat ifadesiyle ve neden oruç tutmadığını anlatmaya çalışıyor, “bu senin ibadetin ben anlamıyorum ama sen bunu tutuyorsun diye bana da mı tutturacaksın orucu, ne karışıyorsun benim oruç yememe, ben yabancı “ diyor tekrar tekrar. Yabancı ve turistlere hoşgörülü olunduğunu biliyor Türkiye’de oruç tutan insanların ama turistler zaten görünüşte de bize benzemiyorlar ki. 

 

 

Gürcünün dezavantajı, onun bize benziyor olması. Gürcüler, giyim kuşam olarak ta giysilerini Trabzon’dan alınca artık yabancı mı yerli mi de pek belli olmuyor, o nedenle tanıyan tanımayan da zaten , “bak Trabzon’da ne çok oruç yiyen insan var” diyebiliyor. Buna birkaç kez de tanık oldum, ucuz iş gücü nedeniyle mevsimlik işçi olarak da çok sayıda Gürcü hem Rize’de, hem Artvin’de, hem Trabzon’da ve sahil illerimiz de varlar. Zaten bizim insanımız da en ufak bir fırsatı neşelenmeye çevirmeyi bilir, buluyor kafasına göre gürcü, yapıyor onu Ramazan eğlencesi ama onlar bunu anlayamıyorlar. 

 

Ben biliyor, siz yabancı Oruç tutmuyor

 

Aynı gürcü, “ben biliyor, siz yabancı oruç tutmuyor, problem yok, bir şey demiyor ama ben de yabancı, bana diyorlar, ben de yabancı anlamıyor” diyor yine kafasını sallayarak, “ne kadar geri zekalı adam var, benim yabancı biri olduğumu anlamıyorlar” der gibi.. Anlattıklarını ben daha ciddi dinlediğimden belki bu anlattıkça ben de ona çekinmemesi gerektiğini ama kendisinin ona şakadan takılan insanlar olduklarını söylüyorum ama o hala kendi bildiğinde, yani kendisinin yabancı yerine konulmadığını ve kendisine hoşgörülü davranılmayışından rahatsız olduğunu anlatmaya çalışıyor. “ben sigara içiyor, bana şöyle böyle bakıyorlar, ben su içiyor iki ufak çocuk bana kızıyor, ben anlamıyor neden bana söylüyor ama ben yabancı” derken, yani aslında ‘ben onları döverim bizim orada böyle yapsalar’ demeye getiriyor.

 

 Uzunca bir süre konuşuyoruz sonra, biraz rahatlıyor, onu tanıyan insanların ona aslında şakadan takıldıklarını, çünkü anlattıklarından başka bir anlam çıkmadığını söylüyorum, bu sefer oda başlıyor gülmeye, bir yandan da çekiyor sigarasını keyifli keyifli. Türkçe konuşabildiği zaten belli başlı kelimeler var ve o kendini Türkçenin profesörü sanıyor meğer! 

‘Nasılsa Türkçe konuşuyorum ve öyle de güzel Türkçe konuşuyorum ki kimse benim Gürcü olduğumun farkında bile olmuyor’ havasını atmaya da çalışıyor. Daha bilmiyor ki, şivesi ve ağız yapısıyla zaten kelimeleri söylerken sırıttığının farkında bile değil, hem bir yandan kusursuz Türkçe konuştuğunu sanıyor ama bir yandan da neden kendisinin yabancı olduğunun anlaşılmadığından yakınıyor! Sohbetimiz bir saati aşıyor, geciktiğini söylüyor Gürcü, rahatlamış olarak vedalaşıp ayrılıyor.

Oruç tutan tutmayan

 

Herkesin oruçlu olduğu bir toplum da oruç tutmayan insanların da bundan gerçekten rahatsız olabilecekleri ve kendilerince de kendi durumlarına bir mantıkla savunma yapacakları insan psikolojisinin gereği. Biz mi orucu çok fazla abartıyoruz yoksa oruç tutmayanlar mı bunu kendilerine çok büyük dert ediniyorlar tabi orası belli olmuyor ve oruç tutan ya da tutmayan tarafından o anda anlaşılamıyor.
 

 

Karadeniz de yıllardır yaşıyoruz, şöyle oruç tutmuyor diye kimseye gerçek manada ciddi bir tepki olmamıştır, hani geçmiş yıllardaki bazı derin kışkırtmaları saymazsak. Karadenizli orucunu da fıkralar tadında tutar, oruç ibadetini de kendi mizahı içinde tadını çıkararak tutar, el âlemin orucunu yiyip yememesiyle zaman harcamaz, olsa olsa sadece yukarıda anlattığım gürcü örneğindeki gibi onu bir muhabbet aracı yapar o kadar. Kalın sağlıcakla.
YORUM EKLE