,

Davosun mesaji

  M.Kemal AYÇİÇEK - 29 Ocak 2008 Salı 
 
Her yıl kış mevsiminin güzelliklerini televizyon ekranlarından Dünya’ya yayan İsviçre’nin Davos kasabasında bu yıl da “insancıl kapitalizm” mesajı verildi tüm Dünya’ya. Dünya’nın sayılı zenginleri, her zaman ceplerini daha fazla “nasıl doldururuz” derdinden, artık “zenginliğimizi nasıl paylaşırız” noktasına geldiyse, bunda hayır alametleri vardır.
Ezilen toplumlar için Davos,  adeta Dünya zenginlerinin “hava atma mekanı” iken, artık bunun alternatif zirvelerinin de belki katkısıyla bugün, “insancıl kapitalizm” şeklinde sloganla fakir ve yoksul toplumların derdine derman olma amacına yönelik daha insani düşünüşlerin önünü açtı.. 
Zenginliklerin tek başına kimseyi mutlu etmediği gerçeği görüldü artık, Dünya’nın en zengin işadamlarından Bill Gates,  (Microsoft şirketinin kurucularındandır ve şirketin başkanlığını ve baş yazılım mimarlığını yapmaktadır. Forbes dergisine göre 2007'de Gates dünyanın en zengin kişisiydi. (US$56.0 milyar) "Günde bir doların altında gelirle yaşayan milyonlarca kişi bizim eriştiğimiz pek çok şeye erişemiyor, ekonominin küreselleşmesinden yarar sağlayamıyor" diyor. Gates, iş dünyasının yoksullara hizmet etmesi gerektiğini vurguluyor.
Davos’un en önemli konukları arasındaki  Gates, "Kapitalizmin sadece zenginlere değil, yoksullara da hizmet ettiği bir şekle dönüştürmeliyiz" diyor. Yoksulluğun azaltılması için hükümetlere büyük rol düştüğünü savunuyor Gates, yoksulluğu gidermek için çalışan şirketlerin faaliyetlerinin desteklenmesini istiyor.
Davos’ta bu yıl Türk gecesi düzenleniyor ve burada adeta bir ev sahipliği Fransa ile üstleniliyor ama Türkiye fark atıyor, her şeyiyle Davos’ta konuşulan ülke oluyor. Bizden Ferit Şahenk,  Ali Koç mesela onlarda aynı yaklaşıma sıcak bakıyor. Hatta Ali Koç, tüm şirketlerin elbirliği içinde hareket etmesinin ülkeyi bir markaya dönüştürmede el ele vermenin zamanın geldiğini söylüyor. 
Belki son anda Başbakanın program değişikliği ile Davos ziyareti iptal oluyor ama Dış İşleri Bakanı  Ali Babacan, Devlet Bakanı Mehmet şimşek,  Enerji Bakanı Hilmi Güler  gibi yine üst düzey katılım olması, ayrıca Türk iş adamlarının yoğunluğunun bereketi elbette Türkiye’ye olumlu yansımalar kazandıracaktır. 
Dünya zenginlerinin Dünya’nın yoksul toplumlarına duyarlı olması belki de Türkiye’nin son yıllardaki Davos ağırlıklı katılımlarının da bir sonucudur. Bu tür organizasyonların ülkemizde ve hatta bölgemiz de örneğin Ayder’de yapılmıyor olmasına kızıyorum aslında. Dünya’nın önde gelen söz sahiplerini, Ayder’de bir araya getirmek çok da zor değildir inşallah o günleri de görürüz. 
Davos, benim de gitmek istediğim bir yer ama o toplantılarında ve zirvelerinden dolayı değil, nasıl bir dağ kasabasıymış, Ayder’den veya Haçka’dan, veya Hıdırnebi’den ne farkı varmış diye gitmek isterim!
Yabancılar, kendi yaşadıkları yerleri olduğu gibi koruyarak, tabii ve doğal yapısını bozmadan buraları Dünya’nın çekim merkezi haline getirebilirken neden bizde bu duyarlılık oluşmuyor, insan buna üzülüyor. 
Küreselleşen Dünya’da bizim de kendi yaşam alanlarımız da dahil ama doğasına saygılı olunarak birer cazibe merkezi yapabileceğimiz değerlerimizi istismar etmeden, Davos tarzı buluşma yerleri haline getirmemiz gerekiyor. 
Her defasında vurguladım, Rize’nin Ayder yaylası, Davos’tan geri değil üstelik ulaşımından tutun her türlü aktivitenin rahatlıkla yapılabileceği rahatlıkta ve yakınlıkta. Zigana veya Hamsiköy’de de aynı veya Uzungöl veya bir başka yer ama bölgemizde istenildikten sonra Davos’u aratmayacak mekanlarımız oldukça fazladır. 
Karadeniz Bölgemiz de Yerel yöneticilerimizin bu yöndeki gayret ve çabalarının var olduğunu bir gerçektir. Ancak, bizim yöneticilerimizin bu fikirlerine çok daha ağırlıklı destek vermemiz gerekir.
Kısaca Davos’tan her yıl farklı mesajlar veriliyor tüm Dünya’ya, bu mesajlar ülkemizden de verilebilir. Yeter ki biz de Dünya’yı ilgilendiren mesajların verilebileceği mekanları oluşturalım ve Davos’a alternatif oluşturalım.
Hep Ayder örneğini verirken bunu bilinçli yapıyorum çünkü, Ayder’deki insanların yabancı insanları benimseme yetisinin , diğer tüm emsal olabilecek yerlerdekinden daha önde olduklarını düşünüyorum. Dışa açık ama olduğundan farklı görünme çabasında olmayan, doğallıklarıyla barışık olmalarından mutluluk duyabilmeleri özellikleriyle bu tarz organizasyonların rahatlıkla  üstesinden  gelebileceklerine inanıyorum. Kalın sağlıcakla.
Not : Bu yazım aynı zamanda  www.kuzeyhaber.com,   www.hizmetgazete.com  ,  www haberseli.org   ve Hizmet Gazetesi’nde yayınlanmaktadır.(mka) 
YORUM EKLE