,

Millet,Devletine yön verdi!

 


M. Kemal AYÇİÇEK - 17 Nisan 2017

 



Dün 16 Nisan 2017 ve Türkiye’de sekizinci Halk oylaması sonucun da beyaz zemin üzerindeki “Evet” ve kahverengi üzerindeki “Hayır” oylandı ve Evet’ler yüzde 48.6 Hayır’a karşı yüzde 51,4 ile kazandı. Böylece, eski Türkiye’de Devlet, Millet’ ine yön verirken bu kez tam tersi oldu ve Millet, Devlet’e yön vermiş oldu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçildi.
 

 


Bir önceki yazımda bundan önce yapılan Referandumlara değinmiş ve sonuçlarını yazmıştım ve geleneğin süreceğini ifade etmiştim. Oran vermemiştim çünkü Referandumlarda oran yüzde elli artı bir olduğunda zaten netice hukuki dayanağa kavuşuyor. İster Evet isterse hayır oyu versin tüm halkımız yüzde 86 gibi rekor bir katılım oranı ile Referandum da oy kullanmaya gitti. Öncelikle Dünya’nın hiçbir Demokratik ülkesin de olmayan bir sahiplenme duygusu ile sandık başına giden herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sonuç, ülkemiz için hayırlı ve uğurlu olacaktır. Neden?

 



Türkiye’de eski sistem de baba ile oğlunu karşı karşıya getirecek bir çarpık sistem vardı. Koalisyonları neredeyse zorunluydu. Yani çift başlılık, yürütme de sanki gizli ve kasıtlı bir “Yürütmeme” hali vardı. Bize yani ülkemize Avrupa’nın “Hasta adam” diye baktığı yıllarda, yine o “Hasta adam” ayarında bir Parlamenter Hükümet sistemi dayatmıştı! Dün yapılan Referandum ile o Avrupa’nın dayattığı “Hasta adam” modelini bu aziz Millet rafa kaldırdı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemini kabul etti.
 

 



Eski Türkiye’de Devlet, Milleti ‘Adam’ etmekle meşguldü, şimdi Millet, Devlet’i yeni baştan dizayn etmek için sandıktan sandığa koşuyor. Şimdi getirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile artık millet yine milletvekili seçecek ama bu kez ülkeyi o seçtiği milletvekilleri yönetsin diye değil, TBMM’de Yasama (kanun) yapsınlar diye seçecek ama aynı seçim de bir de ülkeyi tek başına yönetecek Hükümetin başı olacak Cumhurbaşkanını da seçmiş olacak. Böylece, seçilen cumhurbaşkanı, Ülkeyi yönetmek üzere kabinesini kuracak ve yürütmeden sorumlu olacak. Daha önce Cumhurbaşkanları, sorumsuzca temsil makamları iken şimdi icraatlardan sorumlu yürütmenin başı olacak.
 

 


Türkiye gibi büyük ve genç nüfusa sahip dinamik bir ülkenin yönetilmesi hele hele de bu ülkenin çevresin de yıllardan beri savaşlar sürerken çok kolay değildir. Her an değişen Dünya şartların da ülkeyi yöneten insanların kurmay akılla pratik önlemler alması için elinin kolunun bağlı olmaması gerekirdi. Eski sistem de bir yazışmanın bile protokolünün varlığını düşündüğünüz de hantal yapısı ile Devlet Bürokrasisini aşarak iş yapabilmek mümkün olmuyordu. Onun için sistem değişikliğinin gerekliliği vardı. Bu gereklilik, ülkenin hızlı adımlar atabilmesinin önünü açacak.
 

 


Hayırcı dostlarımız da tüm bu gerçekleri görüyor olmalarına karşın belli bir yapıya teslim olma, değişimi kabullenememe, belki halen görevde olan Belediye başkanından Cumhurbaşkanına kadar fertlere olan kin ve nefretten dolayı Türkiye’de sistem değişikliğine karşı çıktılar. Belki farklı kaygıları vardı ama açıkça Türkiye’ye düşmanlık besleyen ülkeler, örgütlerle aynı söylemde buluşmakta bir beis görmediler. Belki günlük politik tartışmalar, kendilerini ülkenin önünün açılmasını sağlayacak Referandumda olumsuz tarafta konumlandırmalarına yol açtı.

 



AK Parti iktidarlarının yıllardır görünür de iktidarmış gibi gözüküyor olmasına tahammül edememiş olabilirler ama AK Parti, maalesef tüm iktidar olduğu dönemler de muktedir olma fırsatı bulamadı. Zaten, Türkiye’yi de sistem değişikliğine iten asıl neden de oydu. Millet sandık başına gidip İktidar olsun diye kaç kez fırsat tanıdıysa eski sitem de AK Parti’ye, o eski sistem AK Parti iktidarlarını bir şekil de tıpkı eski iş göremeyen koalisyonlar gibi bocalattı. İş gördürmez hale getirdi. Mahkemeler, tüm icraatlar da devreye sokularak, Milletin verdiği oyları adeta bir “Hiç” leştirerek, bu ülkeye zaman kaybettirdi.
 

 


Yeni dönem de yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile artık tüm mazeretlerin önüne geçildi ve Millet iradesi ile artık yetki verilen kişinin bu ülke için canla başla görev yapmasının önü açıldı. Bu aziz Millet, verdiği oylarla ‘Devlet malı deniz’ mantığına son noktayı koymuştur! Devlet ve tüm Partilere sızmış ne kadar parazit vatan, millet haini varsa tümünün defterinin dürülmesinin önünü açmıştır. Hani Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sözü vardı, ‘İnlerine girdik’ diye, evet inlerine girilmişti ama inlerin temizliği öyle kolay olmuyordu şimdi o inler, ortadan kaldırılacak ve bu ülke de farklı amaçlı in, min, cin kalmayacak! Kalın sağlıcakla.
 

YORUM EKLE