M. Kemal AYÇİÇEK -29 Aralık 2019
Otomobilden hiç anlamam! Sadece sürmeyi severim. Ama o aracın kaç beygir, ön mü arkadan çekişli misini bilmem, ben sadece otomobile binince gideceğim yere beni götürsün yeterci bir mantığa sahibim! Ha o otomobil’in suyu bitmiş, yağı eksilmiş onlara bakarım. Lastik havalarına da dikkat ederim ama başkaca bir sorunundan anlamam, ben sadece sürücüyüm! Yolda bırakmasın yeter! Der, giderim!
Efem Türkiye, yerli otomobilini yapıyor diye canlı yayında tüm kanallar arasında gezerken NTV’nin canlı yayının da o otomobilin anlatıma denk geldim. “Sekment’i çok iyi düşünülmüş” diyor konuk, ne segmenti, içten yanmalı motor dıştan yanmalı motor, üstelik bizimkisin de bunlarda yokmuş! Allah Allah, ne biçim bir motor üretmişiz! Tabi kş teknik terimler bir yana yani en azından ben anlamam ama otomobillerden anlayan insanların yorumlarını duyduğum kadarıyla elektrikli otomobile iyi zaman da başlamışız. Tam zamanın da yanı, küresel olarak bakıldığın da da yani Dünya’da bu tarz otomobillerin devreye gireceği zamanda biz de Türkiye olarak Dünya “biz de varız” diyebileceğiz!
Tüm bunlar güzel, güzel ve hoş olan her şey de emeği olan herkese teşekkürler, tebrikler! Dahası da var tabi, Allah, tüm emek verenlerin ömrüne ömür katsın da bakın bir Saadet Partisi var bu ülke de değil mi? Bu saadet Partisi’nin kurucu genel başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan vardı, rahmetli oldu hani, (Allah mekanını cennet eylesin) o ne derdi, taklitçilik için, “sizi gidi taklitçiler siziii” dermiydi derdi! Şimdi o Erbakan’ın iddialı bir partiye yani kendi partisine bir başka ülkenin bayrağını kalkıp sembol yapmasını bekler misiniz? Elbette ki hayır değil mi? O halde, şu Saadet Partisi’nin amblemini alın, bir de Singapur Devleti’nin bayrağını bir yanyana getirin bakalım ortaya ne çıkıyor?
Ne çıktı ortaya? Saadet Partisi’nin amblemi, bir Singapur bayrağının aynısı mı değil mi? Peki bunu Erbakan bilse o teşkilatına, partinin yetkilerine neler demez di?Bunu bilse,kabul eder miydi? Etmezdi, ben söyleyeyim çünkü Erbakan’ın peşinden giden o insanlar, Erbakan’ı da felsefesini de benim kadar bilemezler! Onlar yok ken biz Erbakan’la vardık, onun ilk söylemlerinden beri vardık ve neyi niçin neden söylediğini bilebilirdik!
Şimdi şu Yeniden Refah Partisi ne bakın mesela, Değerli bir lider Necmettin Erbakan’ın oğlu, Fatih Erbakan’ın genel başkanlığını yaptığı parti. Bir çocuk, hem de tek çocuk, babasının neyi, nasıl istediğini bilen en yakın örnek, çıkıp bir başka parti kurmuş bu ülke de ve “babam, aslında öyle değil böyle demek istiyordu ”diye bu ülkeyi bir halı örercesine ilmik ilmik neden adımlıyor? Yani bir evlat, babasının ne dediklerini, neyi aslında isteyip istemediğini babasının adı kullanılarak kurulmuş bir parti varken bu ülke de kapı kapı gezip, “aslında babam bunu böyle demek istiyor” diye feryat edip, babasının fikrini, zikrini anlatma gereği duyuyorsa burada bir durup düşünmek gerekmez mi?
Fatih Erbakan’ı tanırsınız tanımazsınız ayrı mevzu ama bir evlat kalkıp, “babam aslında bu davada bunun için vardı, bunun gayesi içindeydi” diye bir mücadeleye giriyorsa bunda bir gariplik yok mu? Bence var! Yani bu Saadet Partisi’nin amblemini tıpkı Singapur bayrağından esinlenerek o partiye yamayan her kimse ya da hangi klikse onlara itiraz adına bu yolu seçmiştir Fatih Erbakan.
Gelelim bizim yerli otomobil üretmemize, bana biraz sanki, Şu Saadet Partisine amblem seçen ekip, gitmiş ve bir yerlerden bir tip bulmuş ve kalkmış bunu da bu ülkeye “benim icadım” dedirtecek bir oyun oynamış gibime geliyor. O aracın aynısı, şuan piyasada da olan araçlar üzerin de yok mu? Yeni olan dizayn ne? Demem o ki gelmeyelim uzak doğu hilelerine! Bak, bunu Saadet Partisine yapanlar, aynı şeyi bu ülkeye de yaparlar yani! Daha ince eleyip, sık dokuyalım derim!
Elbette bu ülke de kendi otomobilini üretmeye kalkıldığın da bir çok problem ortaya çıkmıştır, engeller olmuştur, bunda da başarılı olunmuştur kabul ama bu aynı teraneye dönmesin! Biz, bu ülkenin gerçekten ve istenirse nerelerde nasıl başarılı olunabileceğini elbette biliyoruz da ya kahpe , ülke düşmanı ve küresel işbirlikçi çetecilerin oyununa geliyorsak bunu nasıl izafe edebileceğiz? Yok mu böyle bir kaygı yani? Biz de var! Yerli otomobilimizle elbette gurur duymak isteriz ama bu küresel oynayan dini, imanı, milleti belli olmayan, bu ülkeye zilleti layık görmüş, dinsiz, imansız bir çetenin tüm ayaklarının var olduğu bu ülke de kılı kırk yaparak olaya bakmak lazım!
Devletimiz elbette de alidir, bunda şüphe yok ama ya bu devlet dairelerin de görev yapan, parayı tanrı gibi görüp paranın geleceği kaynaklara dünden biat etmiş nesil, bu yerli otomobilin içine girmişse biz millet olarak ne yapacağız? İnce elenip sık dokunulduğuna inanıyoruz da ya araya girmişse bir yazılımcı mesela, yarın bunun bedelini ödemeyelim mesela değil mi? Vatandaş olarak bizim de bu kaygılarımız varsın olsun yerli otomobilimizin yapımında olmaz mı? Kalın sağlıcakla!
Şu yeni otomobilimiz!
- 29 Aralık 2019, 02:19
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi