,

Uğurlar olsun Ahmet Şefik!

M. Kemal AYÇİÇEK – 8 Eylül 2019

Gazeteci, yazar Ahmet Şefik Mollamahmutoğlu eski bir arkadaşım, dostumdu! (Göbek adı Halil İbrahim, miş) bilmiyordum, vefat haberini aldıktan sonra öğrendim. Olsun burası benim ayıbım olsun! Ben Ahmet’i tanıdığım da onu Trabzon’da 3-5 kişi tanıyordu, o tanıyanlar da “Trabzon’da Gazeteci mi yoktu da Ankara’dan Trabzon’a gazeteci geliyor” diye de tepkili tiplerdi! Allah, rahmet eylesin, mekânı cennet olsun!

Ben Ahmet’in vefatını Facebook’tan yayınlayınca Abhazya’daki bir arkadaşım “Allah yerhamak” yani “Allah gani gani rahmet etsin” diye yorum yapmış! Evet, Allah gani gani rahmet eylesin! Çünkü Ahmet, şurada burada olabilen, aynı anda her tarafta gezinen tiplerden değildi. İnandığını, olduğu gibi savunan ve kovalayan çalışkan bir arkadaşımızdı.

Biz onu tanıdığımız da gazetecilik mesleğin de belli aşamaları kaydetmiş biriydi ki Trabzon’da Günaydın temsilciliği ile meslekte varlığını gösterdi. İyi niyetli, dürüst, ailesine düşkün, Trabzon sevdalısı ve de Trabzon hasretini dışarıda iyice sineye çekmiş ve onun acısını da çıkarmak için Trabzon’a gelmişti!

İnsandı, sıradan değil Dünya insanı idi. Bireylere bakışı, olaylara bakışı, dünyaya bakışı “insan odaklı” idi. Asparagasçılardan hiç olmadı, yanıldığı ya da yanlış yazdığı oldu ise o, kendisinden kaynaklanan bir yanlış olamaz, belki kaynağının yanlışına kurban olmuş olabilirdi. O derece güvenilir, dost biriydi!

Ahmet, 28 Şubat sürecin de belki o zaman ki gücün tesirinde kaldı! Belki bırakıldı, o zaman zaten biraz koptuk, sonrasın da hepten koptuk! Hangi seçim hatırlamıyorum ama Ahmet’in CHP Parti Meclisi üyeliği sırasında Trabzon’dan bir Avukat Milletvekili aday adayı ile yanıma geldi. Adını hatırlamıyorum ama onun bir Avukat ile değil de başka birisi ile yanıma gelmiş olmasını çok isterdim çünkü o dönem de Avukatlara acayip bir hıncım var ve bir tekini, en yakınım da olsa görmek istemiyordum!

Öylesi bir zaman da çat kapı yanıma gelince kahve içme sırasında Avukat adayı desteklemem için ricacı oldu! Benim de Ahmet’ten aşağı kalır tarafım yoktur ki bugüne dek tek bir partiye üyeliğim, söz konusu değildir. Ahmet’e açık açık, “parayı verenin düdüğünü çalan tiplerle bana neden geldin ki?” diye sordum. “Ya olur mu öyle şey, bu benim kardeşim, şöyle dost, böyle insan vs.” demeye kalktı, “yok”, dedim Ahmet, “Ben Avukatları maalesef öyle tanıdım, keşke başka biri ile yanıma gelseydin”

Son konuşmamızdı o, tabi arkadaşı aramızdaki konuşma tarzını görünce bu konuşmalara kısmen gülerek, başı ile tevazu göstergesi hareketlerle karşılık veriyor, Ahmet onun konuşmasına da izin vermiyordu! Tabi konuşma belki yarım saat, belki kırk beş dakika sürdü ve kalktı, gönülsüzce çıktılar!

Ben Ahmet’i şucu bucu diye tanımadım! Ben Ahmet’i, “Trabzon’da Gazeteci yok mu idi de Ankara’dan Trabzon’a gazeteci geliyor” diyen tiplere inat tanıdım ve ilk Trabzon’a geldiğin de de kısmen mihmandarı oldum. Sevgili eşi Cemile ile evliliğinde de vardık, düğününü de yaptık, evine de gidip, yemeğini de yedim, çayını içtim. Dostumdu! İyi bir dost, iyi bir arkadaş, iyi bir ahbap, ne derseniz deyin!

Meslek yaşamımız da birbirimize destek verdiğimiz dönemler de oldu. Haberle de paslaşmalarımız da oldu. Ama benim Ahmet’i tanıdığım dönemler de ne parti ile bağı vardı ne de siyasal bir önyargı söz konusuydu! Türkiye’de basılı gazetelerin önemini kaybetmesinin ardından oluşan ya da dijital alemin ön plana çıkmasından sonra ne olduysa tanıdığımız tüm insanlar, sanki o eski insanlıklarından uzaklaşmışlar gibi belli kamplara ayrılır oldular, Ahmet’i de maalesef böyle bir esintinin içinde görmek beni üzdü!

Sosyal medyadaki tüm arkadaşlıklarda bile uzak tuttum sadece onu değil tümünü, tüm tanıdıklarımı çünkü sosyal alemle serpildiler her bireri ve de etiketleri ile insan sildiler adeta etraflarında yenileri var olunca. Geçmişte tanıdıkları “tu kaka” oldu her nasıl olduysa, hangi akıl, hangi merkez ne üfürdüyse kulaklarına o önceden tanıdıkları insan bir zebanı olu verdi yaşamların da! Allah, selamet versin her birerine!

Üzülmedim mi, elbette çok üzüldüm! Ahmet, daha 57 yaşın da genç bir insandı! Bu yaşta ölümler, erken sayılır günümüz de ama takdiri ilahi demekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Belki biyografisini merak edenleriniz olur diye varsa bu dünya da bende hakkı ki (sanmıyorum) helal etmesini umarak yazının altına bırakıyorum.

Tekrar Allah’dan rahmet, başta eşi Cemile olmak üzere sevgili oğlu Göksu Osman’a ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun! Uğurlar olsun Ahmet Şefik dostum!

“A. Şefik Mollamehmetoğlu Eylül 1962 tarihinde Trabzon/Akçaabat ilçesine bağlı Demirkapı Köyü’nde doğdu. Babası Mehmet Mollamehmetoğlu, emekli ilköğretim müfettişi, Annesi Elmas Mollamehmetoğlu ev hanımıdır. İki kız, iki erkek kardeşi ise öğretmendir. Ahmet Şefik’in diğer bir adı da Halil İbrahim’dir.

İlk okulu, Trabzon Merkez 24 Şubat İlkokulu’nda okudu. Trabzon Cumhuriyet Ortaokulu’ndan ve Trabzon Lisesi’nden mezun oldu. 1980 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın yayın Gazetecilik ve Halkla ilişkiler bölümüne girmeye hak kazandı. 9 Eylül 1980 yılında üniversiteye kayıt olduktan 3 gün sonra 12 Eylül 1980 darbesi gerçekleşti. Bu olayı A. Şefik ülke için bir kayıp ama özellikle gazetecilik mesleği için bir kazanç olarak niteliyor.

Üniversite hayatının 2 yılını öğrenci yurdunda 5 yılını ise evde geçirdi. Çok iyi bir eğitim aldı. Bunda Mümtaz Soysal, A.T. Kışlalı gibi hocalarının katkısı da inkar edilemez. Felsefe gruplarında, çeşitli tartışma toplantılarında başı çeken sosyal öğrencilerinden biriydi.

Bu dönemde amatör olarak mesleki denemelerde de bulunma fırsatı yakaladı. Bir grup arkadaşı ile “Görünüm” adlı okul gazetesini çıkardılar. Ayrıca ihtilal sonrası askeri idarenin had safha olduğu dönemde “Yeni Olgu” adıyla bir derginin çıkartılmasına katkı sağladı. İzmir, gibi yerlerde de temsilcilikleri vardı ve 20-25 bin traja ulaşabiliyordu.

Üniversitenin ilk üç sınıfını 3 yılda bitiren A. Şefik, 4. Sınıfı ise tam 4 yılda bitirdi. Bunun sebebiyse meslekte daha iyi pişmek idi. Öğrenciliğinin sürdüğü bu dönemde Türkiye’de söz ve nam sahibi pek çok gazeteci de yetişti. Reha Muhtar, Faruk Bildirici, Hulki Cevizoğlu ve Tayfun Taliboğlu, Ahmet Şefik’in okul arkadaşlarından sadece birkaç tanesidir.

Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu profesyonel olarak gazeteciliği staj yaptığı Nokta Dergisi’nde 1982 yılında başladı. Politika muhabirliği yaptığı bu dergide tam anlamıyla bir staj yaptı. Ülkenin siyasi geçişte olduğu bu dönemde, gazeteciler açısından da en iyi dönemdi. Zira A. Şefik’in ilk görevi politika muhabiri olarak
Çankaya’da Cinnah Caddesi’nde Büyük Türkiye Partisi’nin kuruluşuyla ilgili basın toplantısını izlemekti. İyi bir gazetecinin 4-5 yılda yetiştiği Türkiye’de bu yıllarda bir yıl onun için fazlasıyla yeterli oldu. 6 ay süreyle Nokta Dergisi’nde çalışan Ahmet Şefik artık resmen gazeteciydi.

Nokta dergisi’nin ardından Newspot gazetesinde görev aldı. Bu gazetedeki meslek hayatı aralıklarla 3 yıl sürdü. Başbakanlık Basın Yayın Müdürlüğünce İngilizce, Fransızca, Almanca ve Arapça çıkarılan Newspot gazetesinde de politika muhabiri olarak görev yaptı. Ardından Zaman Gazetesi’nde çalışmaya başladı. Fehmi Koru öncülüğünde çıkarılan gazete, şiddet karşıtı ve bütün görüşlere açık olan bu gazetede 6 ay çalıştı. Buradan Hürses gazetesine geçti. Buradaki görevi de kısa sürdü.

Son görev yeri Ulusal Basın Ajansı oldu. Aralıklarla 4 yıl sürdürdüğü bu görev onun gazeteciliğinin gelişmesinde de çok etkili oldu. Düşünme, araştırma, kavrama ve yazma pratikliğini bu görevi sırasında kazandı.

A. Şefik çalıştığı bütün gazetelerde politika, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık muhabirliği yaptığı için Türkiye’nin hemen hemen her yerini görme fırsatını yakaladı.

Ankara’daki gazeteciliğini sona erdirerek 1990 yılında Trabzon’a gelen Ahmet Şefik’in bu tercihinin en büyük nedeni ailesinin Trabzon’da bulunmasıydı.

Trabzon’a geldiğinde Günaydın Trabzon büro şefliğine atandı. Ardında Y.Günaydın ve Güneş gazetelerinde çalışma fırsatı buldu. Günaydın gazetesinin ekonomik darboğaza girmesi maaşının ödenmemesine rağmen gazetesini habersiz bırakmayarak genç gazetecilere örnek olmayı bildi.

1992 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nin Trabzon temsilciliğine atandı. Halen, Kuzey Expres Gazetesi’nde “Pencere” başlığı altında köşe yazarlığı yaptı. Daha sonra K.T.Ü İletişim Fakültesi’nde “Haber Toplama ve Yazma Teknikleri” dersi veriyor. “Vira Trabzon.com” haber sitesi yayın yönetmenliğine devam ediyor.(2009)

Trabzon Gazeteciler Cemiyeti üyesidir. Yönetimlerinde görevler aldı ve bir dönem de başkanlığı yaptı. Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Çağdaş Gazeteciler Derneği üyesidir.

Eşi Cemile Hanım okul arkadaşı olup, Göksu Osman adında bir oğul babasıdır.”
 

YORUM EKLE