,

Ağrı Bildirgesi ve Nuh'un gemisi

Doğubeyazıt'ta çay içerken akşam olmak üzereydi. Doğubeyazıt'ta mı kalmak lazım yoksa Iğdır'a gidip orada mı kalalım diye düşünürken her ikisinden de vazgeçip, Ağrı Dağı'nın yamaçlarında yapılan şu temsili Nuh'un gemisine gitmeye karar verdik.

Ağrı Bildirgesi ve Nuh'un gemisi


  M. Kemal AYÇİÇEK 

 Doğubeyazıt’ta çay içerken akşam olmak üzereydi. Doğubeyazıt’ta mı kalmak lazım yoksa Iğdır’a gidip orada mı kalalım diye düşünürken, her ikisinden de vazgeçip, Ağrı Dağı’nın yamaçlarında yapılan şu temsili Nuh’un gemisine gitmeye karar verdik. Ama karanlık çökmeden bu gemiyi bulmalıydık. Kimseye de sormadık, nasılsa yoldan görürüz diye düşünmüştük. Yola koyulduk, Iğdır’a doğru ama o Sarısu vadisinde bir rüzgar esiyor ki sormayın,toz dumana karışıyor. insanı uçuruyor o derece sert bir rüzgardı. Zaten hız yapmıyoruz ama o rüzgarın sizi savurur gibi yapıyor olması da yetiyor. Rüzgarın hani bir melodisi vardır, ıslık gibi işte o melodi ile yol alırken biraz  da daha da fazlası olabilir mi kaygısı ile ürküyoruz ama çok değil tabi.

 Karabulak’a varmadan yolda duran vatandaşın birini alıyoruz arabaya, ona soruyoruz Nuh’un gemisi maketini. İyi ki de almışız, zaten hava kararmaya yüz tutmuş ve Nuhun gemisi maketi de zaten D 975 karayolu, yani E-99’dan da gözükmüyormuş. Elmagöl’e geçmeden yol dan sağa Korhan yaylası yoluna sapıyoruz, Ağrı dağı’na doğru. 1,5  kilometre sonra da zaten gemiyi görüyoruz. Daha yeni yapıldığı her halinden belli, ahşaplar pırıl pırıl parlıyor. Yanına varıyoruz, uzaktan küçük gözükse de yanına vardığınızda Ağrı dağı heybetinde değil ama o doğada insan eli ile yapılmış bir eseri görünce hele bir de yanında dalgalanan flamaları ile bu dağın yamacına insan elinin değmiş olması duygulandırıyor bizi.kilidi yok, kapısından içeri giriyoruz. Orada yukarıda esen o Rüzgar da yok ama soğuk vardı, geminin maketinin içinde ısınıyoruz.Geminin içinde ağaç kokusundan başka hiç bir şey yok. İnsanlar bir eser yapmışlar, ıssız bir dağ başında diyorsunuz ama sadece bu kadar mı?

Veya amaçları neydi? Değil mi? İşin o kısmını ben bu kameti yapanların sitesinden alıyorum;
“Ağrı Dağı’nda deniz seviyesinden 2,500 metre yükseklikte yeni Nuh’un Gemisi’nin yapım çalışmaları çoktan başladı. 10 metreye 4 metre uzunlugundaki gemi, dünya liderlerine sonuçları ağır olacak iklim felaketlerine karşı vaktimiz kalmadığı konusunda uyarıda bulunmak için Greenpeace tarafından inşa ediliyor. Greenpeace Akdeniz Enerji Uzmanı Hilal Atıcı “İklim değişikliğinin sellere, kuraklığa, sulak ve ekilebilir alanların tükenmesine, hastalıklara, savaşa, kitlesel göçlere, insanoğlunun Nuh’un zamanından beri görmediği acılara ve ölüme yol açacağından artık şüphe duyulmuyor. Gezegenimizin doğal koşulları geri döndürülemez bir şekilde değişecek. Siyasi liderlerin ise bu konuda ciddi sorumluluğu bulunuyor.”

Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler’in bilimsel kuruluşu olan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC ) yayınladığı raporda felaketi doğruladı ve başa çıkmak için yapılması gerekenleri gösterdi: 2050 yılına kadar küresel sera gazı salımları yarıya indirilmeli. G8 ülkelerinin ise  salımlarını 2020 yılına kadar 1990 seviyelerine göre ortalama yüzde 30, 2050 yılına  kadar ise %80 azaltmaları gerekmektedir. Greenpeace’in yayınladığı Enerji Devrimi raporu ise hükümetlerin hemen harekete geçmesi halinde IPCC’nin yapılması gerektiğini belirttiği bu değişikliklerin ekonomik kalkınmaya zarar vermeden nasıl yapılacağını gösteriyor. 

Greenpeace Almanya’dan Andree Böhling ise, “Heiligendamm’da yapılacak olan G8 zirvesinde iklimi koruma konusunda bir çok konuşma yapılacak, fakat bu konuşmaların arkasından Greenpeace’in koyduğu indirim hedeflerine ulaşmak için uygulamaya geçmek gerekiyor. Aksi takdirde G8 zirvesi iklim değişikliğinden sadece bahsetmekle yetinecek ve tarihi bir fırsat daha kaçacak. Başbakan Angela Merkel’in G8’in ev sahibi olarak özel bir rolü olmalı ve Almanya,  2020’ye kadar %40’lık bir indirime gitme hedefini koyarak örnek ülke olmalıdır” dedi.

Nuh’un gemisinin hem aslına, hem de Greenpeace’in yaptığı modeline evsahipliği yapan Türkiye’de ise iklim değişikliğinin ciddiye alınmadığını belirten Hilal Atıcı şöyle devam etti:  “OECD ülkeleri içerisinde sera gazı salımları en hızlı artan ülke Türkiye ve gelişme adına endüstrileşmiş ülkelerin düştüğü hatalar tekrarlanarak tipik bir gelişmekte olan ülke örneği sergileniyor. Hepimiz Türkiye’nin ilk adımları olarak sera gazı salımlarının artışını durdurması ve Kyoto protokolünü imzalayarak tarihi sorumluluğunu kabul etmesi gerekiyor. Kömür ve nükleer gibi ölümcül ve kirli enerjilere yatırım teşvikleri verilmesini hemen durdurmalıyız. İnsanlarımızın hayatları tehlikedeyken bekleme gibi bir lüksümüz yok.”

Durumun aciliyetini göstermek isteyen Greenpeace, Nuh’un gemisinin bir benzerini Ağrı Dağı’na inşa ediyor. Gemi, bir insanın kendisini, sevdiklerini ve bütün canlıları yaklaşmakta olan iklim değişikliğinin sebep olacağı yıkımdan kurtarmak için aldığı sorumluluğu simgeliyor.
40 attan oluşan bir kervan oniki metreküplük keresteleri geminin omurgasının inşa edilmeye başlandığı 2.500 metre yüksekliğe taşıdılar. Önümüzdeki haftalarda Alman ve Türklerden oluşan 20 kişilik bir marangoz grubu geminin yapımını bitirecek. Gemi daha sonra bir dağ kulübesi olarak da kullanılmak üzere 31 Mayıs 2007 tarihinde yapılacak açılışla Iğdır ilçesi yetkililerine teslim edilecek. Törenin bir gün öncesinde ise tırmanışcılar 5.137 metrelik Ağrı dağının zirvesinde dünyanın bütün liderlerini iklimi korumak için harekete geçmeye çağıracak”.

 Iğdır’ın Korhan yaylası’ndaki Nuh’un gemisi maketi, Greenpeace adlı çevreci örgütün "küresel ısınma"ya dikkat çekmek amacıyla için Türk, Alman ve Avustralyalı gönüllülerden oluşan 20 kişilik marangoz ekibince  2007’nin Mayıs ayında yapılmıştı.ve Okan Bayülgen’in okuduğu “Ağrı Bildirgesi” ile 31 Mayıs 2007 de açılmış oldu. Şimdi bu gemi, hem Iğdır’a ve hem de Doğubeyazıt’a gelen turistlerin de uğrak yerlerindendi ama o dağ başında zayi olur, korunamaz düşüncesi ile şimdi Iğdır valiliği tarafından Iğdır şehir merkezine taşınmış oldu. Iğdır valisi S.Saffet Karahisarlı, "Koruma problemi nedeniyle Nuhun gemisi maketini il özel idaresi çevre ve orman Müdürlüğü Kültür ve turizm müdürlüğünün ortaklaşa olarak almış olduğu karar gereğince Iğdır merkeze getirdik. Bekçisi olmasına rağmen zaman zaman kapısı kırıldı yazılar yazıldı. Iğdır girişine konulan maket gemi burada çevre düzelmesi yapılarak etrafı park haline getirilecektir. Ermeniler tarafından katledilen şehit Türkler anıt ve müzesini ziyarete gelen herkes bu maket gemiyi de görmüş olacak daha çok kişi ziyaret edecektir. İlimize gelen yerli ve yabancı turistlerin daha çok dikkatini çekecektir”demişti. İyi ki biz, Nuh’un gemisi maketini Korhan yaylasında görenler olmuştuk.


Puşkin'in  Ağrı dağını anlatan öyküsü (Erzurum yolculuğu" kitabından...

Ünlü Rus yazar ve şairi Aleksandr Puşkin(1799-1837), "Erzurum yolculuğu" kitabında bahsediyor Ağrı dağından, şöyle anlatıyor o kısmı;

"Dupduru gökyüzünde iki başlı, karlı bir dağ parlıyordu.Gerinirken:
- "Ne dağı bu?" diye sordum.
-"Ararat" dediler.(Ağrı dağı)
 seslerin etkisi ne kadar güçlü! var gücümle baktım bu efsanevi dağa. Yenilenme ve yaşam umuduyla onun doruğuna yanaşan Nuh'un gemisini, bii ölümün öteki barışın simgeleri olarak uöup gelen kuzgunla güvercini gördüm" diyor.
                                                                           

İşte O ağrı Bildirgesi;

“Ağrı Bildirgesi

(Ağrı Bildirgesi, 31 Mayıs 2007 tarihinde Nuh'un Gemisi'nin açılışında Okan Bayülgen tarafından okunmuştur.) 

 Dünya üzerinde yaşayan tüm insanlar ve halklar adına! 

 Gezegenimizin, dolayısıyla hayatlarımızın ve refahımızın bağlı olduğu yeryüzündeki doğal kaynakların yönetimini sizlere, seçimle ya da atanarak başa gelen liderlerimize emanet etmiştik. 

 Bu nedenle, sizlere iklim değişikliğinin hepimizi yıkıma sürükleyen etkileri konusundaki derin kaygılarımızı ifade ediyoruz. İklim değişikliği Nuh’un Gemisi efsanesinin ilk kez anlatıldığı zamandan buyana görülmemiş büyüklükte kuraklıklara, su krizlerine, kıtlıklara, toplu göçlere, deniz seviyesinde yükselmelere, aşırı hava olaylarına ve sellere neden olacaktır. İklim değişikliği, milyarlarca insanın hayatını alt üst ederek gezegenimizdeki doğal yaşamı geri dönülemez biçimde değiştirecektir. 

 Bizler, yaklaşmakta olan felaketi engellemekte, siz devlet liderlerimizi sorumlu tutuyoruz. 

 Yaşamlarımızı, meskenlerimizi, toplumlarımızı ve doğal kaynaklarımızı hem insan kaynaklı hem de doğal tehditlerden korumanın sizin vekaletinizde olduğunu sizlere hatırlatırız. Ne siyasi ne de fiili anlamda, temsil ettiklerinizin yaşamını tehlikeye atacak her hangi  eylemde bulunamazsınız. Böylesi bir yetenek veya yükümlülüğü barındırmayan liderlik kurumunu anlamsız ve hükümsüz addediyoruz. 

 Sizleri, küresel ortalama sıcaklık artışı endüstrileşme öncesi seviyenin 2 derece üstüne çıkmadan, iklim değişikliği felaketini engellemek üzere acilen küresel ölçekte işbirliği yapmaya çağırıyoruz. Bu, önümüzdeki on– on beş yıl içinde sera gazı salımlarının artışını durduracak radikal bir programın derhal yürürlüğe konulmasını gerektirmektedir. Ayrıca, küresel ölçekte sera gazı salımlarının 2050 itibariyle 1990 seviyesine oranla en az %50 oranında azaltılması hedefine yönelik yasal taahhütte bulunmalısınız. 

 Sorumluluğunuz dahilindeki tüm şehirler, devletler veya halklar, inisiyatif  kullanarak ve zaman kaybetmeksizin küresel salımların azaltılmasına yönelik her şekilde katkıda bulunmalıdırlar. Arzu edilen ve ihtiyaç duyulan önlemleri başkalarının alması beklenemez ve beklenmemelidir. İklim değişikliğini engellemek yönünde öngörülen asgari her katkı, iklim değişikliğine sebep olan tarihsel katkı ve bunu önlemekteki kapasite gözetilerek hakkaniyete dayalı bir şekilde belirlenmelidir. 

 Bu nedenle, sanayileşmiş ülkeleri, 1990 yılındaki sera gazı salım oranlarını 2050 yılına kadar en az yüzde 80-90 oranında azaltarak bu küresel programa önderlik etmeye çağırıyoruz. 

 İklim değişikliği karşısında sizlerden: 

 1.Sorumluluğunuz altındaki her kişinin temel hakkı olan yaşama, barınma,sağlık, toplum ve yaşamsal doğal kaynaklara erişim güvenliğini muhafaza etme hakkını açıkça kabul etmenizi ve tatbik etmenizi, 

 2.Sorumluluğunuz altındaki herhangi bir kişiyi, iklim değişikliği nedeniyle kendi güvenliğine yöneltilen tehdit ve iklim değişikliğinin küresel olarak azaltılmasına yaptığınız katkı hakkında bilgilendirme yükümlülüğünüzü açıkça kabul etmenizi ve tatbik etmenizi, 

 3.Yüksek verimlilik ölçütlerinin uygulanması ve yenilenebilir enerjiye kapsamlı olarak  yatırım yapılması yönünde köklü bir programı devreye koyarak bir ‚Enerji Devrimi’ yapmanızı, Zira,2050 itibariyle küresel enerji ihtiyacının yarısından fazlası,sürdürülebilir yenilenebiir enerji kaynakları tarafından karşılanabiliyor olmalıdır. Ayrıca nükleer enerjiye ve verimsiz fosil yakıtlara ait enerji altyapısı derhal küresel ölçekte tasfiye edilmeli, ilgili tüm teşvik ve yatırımlar kesilmelidir. 

 4.Günümüzde dünya nüfusunun dörtte birinin, yoksulluğu tetikler biçimde,modern enerji arzına erişimi bulunmaması gerçeğinden hareketle sürdürülebilir ve yenilenebilir enerjiyi herkes için ulaşılabilir kılmanızı,  

 5.Sorumluluğunuz altındaki tüm toplulukları, bireyleri, şirketleri ve diğer kişileri; iklim değişikliğinin azaltılmasında etkili, adil ve sürdürülebilir katkıda bulunacak her türlü değişikliği; tutumlarında, düzenlemelerinde, ürünlerinde ve yöntemlerinde hayata geçirmeleri için eğitmenizi, yetkilendirmenizi ve onlara rehberlik etmenizi, 

 6.Nükleer teknolojinin de dahil olduğu tehlikeli ve denge bozucu enerji üretim biçimlerini işletmekten kaçınmanızı, fiilen ve barışçıl yollardan, diğerlerini de bu yolları kullanmaktan caydırmanızı, 

 7.Etkili bir denetim ve uygulama mekanizması kurarak; devletleri, söz konusu iklim değişikliği azaltım ilkelerini, ölçütlerini ve hedeflerini uygulamakla yükümlü kılmak üzere, derhal Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü çatısı altında anlaşmaya girişmenizi, 

 8. İklim değişikliğinden etkilenen tüm kişilere, topluluklara, örgütlere ve devletlere veya bunları temsil edenlere etkili yasal sağaltım yollarına erişimi sağlamanızı talep ediyoruz. Greenpeace, 31 Mayıs 2007” 

Gemiye yarım saat kadar ayırabiliyoruz, zaten hava kararmış, akşam olmuştu. Daha Iğdır’a geçecektik ama hala nerde kalacağımıza karar vermemiştik. Yoldan aldığımız arkadaşı da  Iğdır girişinde bırakıp, yolumuza devam ediyoruz. Iğdır’da fiskiyelerin olduğu  parkta oturup birkaç  çay içtikten sonra yola devam etmeye karar veriyoruz ve Iğdır’dan Kağızman’a doğru yola koyuluyoruz.

Ağrı Bildirgesi tam metnini görmek için tklayınız


Güncelleme Tarihi: 07 Kasım 2018, 21:47
YORUM EKLE
YORUMLAR
burçin terzioğlu
burçin terzioğlu - 10 yıl Önce

gerçekten güzel resimlerle anlatılmış bir sunum.
ben çok beğendim.

SIRADAKİ HABER