,

Humurgan’ın AĞA Konakları

Otuz yıl kadar öncesiydi 99 penceresi ile bilinen Haşım Ağa Konağı’na ilk gidişim, o zaman yıkıldı yıkılacak bir harabeydi. İçini gezmiş ve büyülenmiştik, 100 yıl öncesinin yaşam tarzı hakkında bilgi veren önemli bir hazineydi. Buraya tekrar gitmek istediğim de yolu bulabilir miyim kaygısı taşıyordum

Humurgan’ın AĞA Konakları

 
 

M. Kemal AYÇİÇEK – Haziran 2015

Karadeniz Bölgesi’nde gezilip görülmesi gereken pek çok yapı vardır elbette ama yolunuz Trabzon’un Sürmene (Humurgan) ilçesine düşerse özellikle eski adı Gucara olan Gültepe köyündeki 99 Pencereli Haşım Ağa Konağı ile Kastel deresi kenarında ve sahil yolu üzerindeki Memiş Ağa Konağı ile hemen Kastel deresinin karşı tarafındaki Hacı Yakup Ağa Konaklarını  görmelisiniz. Yıllara meydan okuyan bu güzide yapılar, Devlet’in liyakatli yöneticilerinin dikkati ve gayretleri ile asıllarına uygun olarak yeniden tamir edilerek, hem yaşamaları ve hem de korunmaları amacıyla işletmelere dönüştürüldü.

Haşim ağa konağı

99 Pencereli Haşım Ağa Konağı

Otuz yıl kadar öncesiydi 99 penceresi ile bilinen Haşım Ağa Konağı’na ilk gidişim, o zaman yıkıldı yıkılacak bir harabeydi. İçini gezmiş ve büyülenmiştik, 100 yıl öncesinin yaşam tarzı hakkında bilgi veren önemli bir hazineydi. Buraya tekrar gitmek istediğim de yolu bulabilir miyim kaygısı taşıyordum ama yolda rastladığım Mustafa ve Engin Demirtürkoğlu kardeşler bana mihmandarlık etti ve konağı tekrar gördüğümde çok mutlu oldum. Sadece Haşım Ağa Konağı değil çevre düzenlemesi ile birlikte yenilenmiş olduğunu gördük. İstanbul’da iplik ticareti ile uğraşan Haşım Ağa’nın torunu Hüseyin Ağa tarafından 1895 yılında yapıldığı, içerisinde 10 oda, 5 hol, 2 mutfak, 2 fırın, 1 kahve ocağı, 6 şömine, 3 tuvalet ve 3 banyosu bulunan bir nevi konakhan denilebilecek 99 pencereli muhteşem bir yapı. Şimdi mülk sahiplerinin elinde ve Ramazan aylarında daha çok geleni gideni olan ve yaz ayları boyunca da açık olan bir konak. Küçükdere’den çıkılan ve sahile yakın Gültepe köyünde sadece 99 Pencereli Haşim Ağa konağı değil çok sayıda eski ve dikkat çekici evlerle yine içi ahşap oyması taşyapı camisini görebilmek mümkün. Konağın içini anlatmak, Kör’lere renk anlatmaya benzer ya da hani Materyalist bir Atasözü gibi sunulan “Dünya’da mekan, Ahırette iman” sözünü anımsatan bir mekan burası. Bu yüzden de görülmeden anlatılması kelimeleri kifayetsiz kılar, bu kadar söyleyebilirim.

memiş ağa konağı

Memiş Ağa Konağı

Yapı tarzlarına bakıldığın da aynı dönemi andıran Sürmene ya da Humurgan konaklarından en gözdesi görkemi şapka takmış gibi uzun saçakları ile Karadeniz’i selamlarmış gibi Sürmene –Yeniay arasında ve Karadeniz Sahil yolu üzerinde Kastel Deresi kenarında olan Memiş Ağa Konağı. Gezi organizatörlerinin haklı olarak Tur kapsamına aldığı  bu güzide yapı da Kültür ve Turizm bakanlığı destekli yenileme çalışmaları ile tepeden tırnağa yeni fistan giydirilmiş gibi harabe halinden eser kalmamış, diriltilmiş bir konak olmuş. İşletme ve koruması Kalafatoğlu Dış Tic.ve Turizm yatırım Aş’ye verilmiş ve bu yapıya işlevsellik kazandırılmış. Önün de iki araç ve iki ayrı masada insanların koyu sohbetleri vardı. Böylesi devasa konağın gölgesinde, sahil yolunun hemen üstünde ve denize bakan teras balkon gibi, seyir seyran yeri. Kapısında Osmanlı fesi ile gelenleri karşılayan genç bayan ve bay çalışanlar. İçeriye giriyorum, çalışan bayanlardan biri bana eşlik ediyor, daha önce sadece dışarıdan gördüğüm konağın iç kısımlarını elbette merak etmiyor değildim ama fırsatım olmamıştı. Konağın hemen girişinde çay ocağının ön tarafında ilk girdiğim yer konağın zindanı oldu. Bir tuvalet ve kapalı bir hücre, beş kişi sığabilir.

özel günler için özel yer

 Zemin kattaki holde Sürmene’nin  ve Trabzon’un el işi sanat eserlerinin minyatür hallerinin sergilenip, satışının yapıldığı bir reyon var. Bu reyonda Sürmene çakısı, bıçağı, bakır dövmesi ürünler, bal, kara lastik, yayık, çimşir kaşık, kepçe, şölen çay, çay setleri ve zemzemlik hediyelik eşyalar, konağın görkemine rağmen uygun ücretlerle satılıyor. Ayder’de sıradan bir yerde kilosu 200 Lira denen Kestane balı burada 100 lira. Bu bölüme bakan Osman Usta, buradaki tüm ürünlerin Sürmene ve özellikle de kendi firmalarının ürünleri olduğunu ve doğal ürünler olduğunu belirtiyor. Biz ahşap merdivenlerle üst kata çıkıyoruz. Bir hepenk var tıpkı dayımın evindeki gibi ama açık bu hepenk, yani üst kat ile alt kat bağlantısını kesen yatay kapı. İlginç ve hoş  bir iç mekan. Memiş Ağa konağını bana gezdiren bayan personel burada 4 ayrı odadan söz ediyor. “Memiş Ağa’nın 4 tane eşi vardı ve o eşlere ait odalar bunlar, kendisi de verem hastası olduğundan kendi odasının üzeri bir mil eşliğinde rüzgar ile dönebilen bir tavana sahip ve odası böylece sürekli hava değişimi yapabiliyor” diyor.

Memiş ağa konağının orjinal resimlerinden

Odaların pencereleri ahşap oymalı parmaklıklarla kaplı ve dışarıdan içerinin görülmesini önlüyor. Karadeniz’de genelde tuvaletler hep evin dışında yapılırken bu konakta tuvalet Ağa odasının hemen arkasında yer alıyor. İç kısımlara bir hayat ile geçiliyor ve odalarda birer ocak ve mum ya da lamba yerleri bulunuyor. Hayat kısmında iki oda arasında iki taş basamakla çıkılan ve bir ocaklıkla suyu ısıtılabilen bir banyo yer alıyor. Tabi bu odalar da harem odası ve Memiş Ağa’nın odası hem tavan ahşap süslemeleri ve gül desenleri resimleri görülmeye değer. Tüm odalar, hol ve oturma alanları şimdi herkese açık ve özel günler de dahil sosyal aktivitelere açık davetlerin verilebildiği ve düğün dernek gibi yapılabileceği restorana dönüştürülmüş. İsterseniz saç kavurma, konak köfte, kesme makarna, kuymak, muhlama, lahana sarma ve serpme kahvaltı yapabiliyorsunuz! Memiş Ağa konağı’ nın yeniden tamir yapılıp diğer konaklar gibi hizmete açılmış ve koruma altına alınmış olması bile insanı mutlu etmeye yetiyor. Konakların eski hallerini bilenler ve o durumlarına üzülenler artık sevinebilirler çünkü eski yapılar sadece onarılmışlıkları ile değil artık günümüze yaşayan eser olarak bile kazandırılmış olmaları insanlık için büyük önem taşıyor. Konağı gezdikten sonra artık yine bu konağın teras gibi balkonunda oturup birkaç nefis çay içtim. 

Hacı Yakup Ağa Konağı

Hem çay içiyor hem de karşı tarafta yani Kastel deresinin öbür yakasında Memiş Ağa Konağı gibi sahil yolu kenarında bulunan ve Memiş Ağa konağı kadar olmasa da ondan aşağıya kalmayan Memiş Ağa’nın  babası  Celayir Oğullarından Hacı Yakup Ağa Konağı’nın tamir görmüş ve butik otel olan halini seyrediyorum. Şehirlerin çirkin betonlarına inat Karadeniz kıyısının bir birinden güzel konakları ve ahşap evleri, insanın bu bölgede çok daha huzurlu bir yaşamın göstergesi oluyor. Gürcistan’da vardı, Tiflis yolu boyunca tek katlı evler ve beton sırıtmayan köyler.memiş ağa konağının döner tavanı Karadeniz’de de bu tip konak ve evlerin geleceğe kazandırılması adına Devlet’in öncü, teşvik edici ve destekleyici önlemler almasının sayısız faydaları var. Belki yeterince destek verilirse eskimeye yüz tutmuş bölgeye has yapı ve evlerin daha da uzun yıllara varması sağlanabilir. Bu üç konak bir saat içerisinde görülüp, gezilebilecek eserler olarak bölgeye gelen ya da gelmek isteyen insanları için zengin birer görsel kaynak niteliği taşıyor. Bu eserlerin günümüze erişmesine ve tamiratlarını yapıp yeniden kullanılabilir hallere getirilmelerine vesile olan Devlet kademesinde ve yerelde emeği geçen herkese içten teşekkür etmek geliyor içimden, sağ olsunlar! Son bir not düşmek isterim, oda Kafe ve Restoran dense de ben Memiş Ağa Konağı’nın mistik havasını görmek, gezmek ya da nişan, düğün, davet ya da sevgililer için bir çay içimlik rezervasyon için telefonu bırakmak. İşte Memiş Ağa Konağı için tel: 0462 7463737

Güncelleme Tarihi: 05 Şubat 2019, 19:30
YORUM EKLE
YORUMLAR
cem
cem - 9 yıl Önce

cok harika bir yer

SIRADAKİ HABER