,

Uzungöl, panayıra dönmüş!

Arap Turistlerin gelmesiyle belki şimdi tam bir panayıra dönmüş, o eskinin sadeliği, sessizliği, o ‘cennet’ hali, bin bir çeşit işletmenin esiri haline gelmiş, o sadelik ve güzellik şimdi sadece fotoğraflarda kalmış denebilir!

Uzungöl, panayıra dönmüş!

M. Kemal AYÇİÇEK 

Uzaktaki insanlar, güzel fotoğraflarıyla bir yalancı “cennet” derler ya Uzungöl için, haklılardır. Hani bir atasözümüz vardır, ‘Davulun sesi uzaktan hoş gelir’ diye, bizim Uzungöl’ün de fotoğrafları şimdi o atasözümüze döndü ne yazık ki. Uzungöl, Arap Turistlerin gelmesiyle belki şimdi tam bir panayıra dönmüş, o eskinin sadeliği, sessizliği, o ‘cennet’ hali, bin bir çeşit işletmenin esiri haline gelmiş, o sadelik ve güzellik şimdi sadece fotoğraflarda kalmış denebilir!

Yıllarca önce Trabzon’da şimdiki Valilik binasının hemen önündeki meydanda Fuar kurulurdu, o fuarda görmüştüm ilk kez çekilişleri. Vat 69’lu ilk sigaralığı da orada kazanmıştım. Ne mutlu olmuştum! Sonra dönme dolaplar, en büyük yenilikleriydi Fuarların. Onların daha büyüğü de panayırlardı. Şimdi Uzungöl, Yamaç paraşütünden tutun, Karting veya go kart, Atv denilen o dört tekerlekli motosiklet azmanı, bisiklet, fayton derken at gezintilerine, deniz bisikleti, atış poligonu gibi bir yığın etkinliğin buluştuğu yer halini almış. Fayton, İstanbul’da adalardaki ulaşım aracı, hem gezme ve hem de ulaşım için kullanılıyordu ama şimdi Uzungöl’de de Fayton keyfi sürebiliyorsunuz hem de belli bir alanda turu 40 liraya.

Yamaç paraşütü ile gezinmek isterseniz göl üzerinden süzülmesinin on dakikası 200 liraya, bisiklet binecekseniz on dakikası 5 liraya, deniz bisikletine binmek isterseniz yarım saati 25 liraya, ATV’lere binecekseniz dört turu 10 liraya, karting yapmak isterseniz 5 dakikası 10 liraya, bunları yapabilirsiniz. Bir Arap şeyhi, go kart denilen flatforma geldi. Yanında oğlu ve torunu var. Belli ki o torununa karting zevki yaşatmak istiyor. Karting önündeki sandalyelerde oturdu. Oğlu da yanına geldi ama oğlu o şeyhin yanında esas duruşta duruyor. Önce sıra bekliyorlar bir süre, sıra onlara gelince şeyh tornmunu gösteriyor, karting görevlisine, o görevli bakıyor ki o torun daha tıfıl, ufak bir çocuk, onun araçlara binmesine izin vermiyor. Arap şeyhi önce olayı kavramaya çalışıyor, ‘Parasını veriyorum, nasıl binemez’ der gibi ama karting görevlisi, belli yaş sınırında olanlara izin vermediklerini izah ediyor, bu sefer o şeyh kendi oğlunu gösteriyor, yani tornunun babasını, ‘ onunla binsin’ diyor ama karting görevlisi, ‘olmaz’ diyor ve buna izin vermiyor. Arap şeyhi, sinirleniyor ve yerinden kalkıyor, hani ‘küsmüş’ edasında, biraz da ‘senin go kartına ben’ dercesine uzaklaşıyor.

Uzungöl’ün başlangıç hikâyesini bilenler bilir, “inan” tesislerinin sahibi Dursun Ali İnan, o tesisin inşaatına başladığında bunu babasına şikâyet etmişlerdi orada yaşayan uzungöl ahalisi, “senin oğlun delirmiş, Almanya’da kazandığı parayı burada heba ediyor, gel oğluna engel ol” diye mektuplar yazmışlardı. Uzungöl’ü Dünya’nın çekim merkezi yapan o insanın başı sağ, onun düşlediği Uzungöl, bugün panayırları aratmayan Uzungöl değildi elbette ama eşik aşılmış, para hırsı, insana saygının önüne geçmiş ve kapitalizmin o vahşi yüzü, burada da nüksetmiş ve ‘para getiren her şey mubah’ mantığına Uzungöl’de esir olmuş durumda. Şimdilik belki bisikletler ses çıkarmıyor ama ATV’lerde, karting’de gürültü yapıyor! Göl uzaktan bakıldığında hala o eski manzara fotoğrafını veriyor ama yakıdan baktığınızda göl içindeki adacıkları görüyorsunuz! O çevresine örülmüş taş duvarların önüne dikilmiş ağaçlar büyümüş, taş duvarları kapatmış ama doğallık, yerini suni bir yeşilliğe bırakmış artık!

Bahreyn, Kuveyt, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve kısaca Arap Yarımadası’ndan gelen ziyaretçiler çoğunlukta Uzungöl’de, sanıldığının aksine İran veya Iraklılar yok. O Kara çarşaflılar, Arap Yarım Adası’ndan gelen turistler. Elbette gelenler Arap olunca onların zevklerine yönelik eğlence alanları da çeşitlendirilmiş, sinemanın bile son teknolojisi Uzungöl’de yerini almış durumda. Hani tatilinizi sessiz ve sakin, kafa dinleme anlamında düşünebildiğiniz Uzungöl, şimdilerde daha çok genç ve maceraperest tipleri cezbedecek, adrenalin denilen yüksek ritimli bir tatil beldesi haline gelmiş durumda. Bir tane mısır 2 lira, balın kilosu 130 milyon lira gibi uçuk fiyatlarla da karşılaşabileceğiniz, bölge gerçeklerinin çok üzerinde bir ticari mantığın hüküm sürdüğü bir turizm merkezi mi olur? Olmuş işte, Uzungöl maalesef, o eski sakin ve huzur ortamı diye bilinen bir yer olmaktan çıkmış, tamamen ticari kaygıların ön plana çıktığı bir merkez haline gelmiş. Eğlence tabi ki de tatil de olmalı ama Uzungöl’de bu biraz ileri gitmiş, o eski fotoğraflardaki dinginliği aratır haldeki bir merkez oluvermiş.

Bu durumunu az çok tahmin edebildiğimden olacak uzun yıllardır gitmemiştim Uzungöl’e ama şu son gidişim ki, her bir gidişimde bir önceki halini arar buldum Uzungöl’ü. Her şeyi Araplara bağlamanın bir âlemi de yok ama bizim insanımız maalesef, her alanda hep bindiği dalı kesmenin daha cazip olduğunu sanıyor. Bu gidişle, Uzungöl’ün artık o eski yıllarda çekilmiş, temiz doğası, doğal yeşili ve Uzungöl’ün müdahalesiz halini hep o eski fotoğraflarda görebileceğiz! Yoksa her geçen gün Uzungöl, maalesef panayır mantığına bürünmüş işletmecilik mantığının etkisi altında var olan tüm değerlerini de kaybetmiş olacak. O zaman da çok geç olacak ama bize yazılar, nasihatler fayda etmiyor! Adam bir tavuk döner salonu açıyor, ne faturası var, ne fişi var, çay bir lira ama ne fiş var ne denetim var. Turizm iyi de o turizme hizmet ettiği sanılan tesislerin durumu ne âlemde bunları kimse denetlemeyecek mi? Her kes kafasına göre bir işletme mantığı ile mi Uzungöl’de hizmet verecek? Arapların nasılsa parası vardır ve parası olana her şey de mubah mantığı uzungöl için ne kadar doğru bir mantıktır?

Doğası, manzarası hala bakir Uzungöl’un ama uzaktan bakıldığında artık. Uzungöl’ün hemen çevresindeki yaplaşma, çevre düzenlemelerinin önüne geçmiş ve neredeyse artık nefes alamaz hale gelmiş konumda. Uzungöl, yaylalarına varıncaya kadar hala bir çekim merkezi ama göl manzarasını görebileceğiniz uzaklıktan böyle, gölün yakınlarının çok sıkışmış hali sizi oraya gittiğinize pişman edebiliyor. Hele trafik sıkışıklığı, başlı başına ayrı bir sorun artık. Tıkış tıkış araçlarla artık Uzungöl’de adım atılamıyor!  Bu gidişle Uzungöl, Arapların da artık gitmek için can attığı yer değil, belki gelmemek için daha çok bahanelerinin olduğu bir merkez halini alacak ve gaz gelen yerden artık tavuğu da esirger hale geleceğiz. Uzungöl’ün başlangıcını biliyoruz, dününü ve bugününü de görünce insan yazılarında uyarılardan da vazgeçemiyor. Şimdilik kalın sağlıcakla.

Güncelleme Tarihi: 21 Kasım 2018, 23:29
YORUM EKLE
YORUMLAR
vatandasın biri
vatandasın biri - 8 yıl Önce

gelenler "o kara çarşaflılar" değil de "kisa şortlu almanlar" olsaydı ve bu tüm turizm araçları onlara sunulsaydı o zaman uzungöl "panayira" değil de, "bi̇r dünya turi̇zm markasi"na dönüşmüş olurdu sizin gözünüzde. o arapları dünya ve ahiret nimetleriyle şereflendiren sizi de kininizle, hasedinizle kudurtan allaha hamd olsun.

SIRADAKİ HABER