,

Boğa güreşleri nedir

 M. Kemal AYÇİÇEK – 27 Nisan 2008
 Kimileri ilk gördüklerinde bunu kumar sanıp, “bahisçilerin düzenbazlığı” diye algılayabilir, işte o değil “Boğa güreşleri”. Öyle ya “horoz döğüşleri” de  böyle algılanmaz mı? Gizli, kapalı ortamlarda horozlar kan revan içinde döğüş yaptırılır. Sonunda bahislere girenler hesaplaşır. Ama konumuz o değil, Boğa güreşlerimiz.
 Artvinlilerin “olmazsa olmaz” bir kültürel değeridir Boğa güreşleri. Her hangi bir yerde söz açılsın Boğa güreşlerinden, bakının çevrenizde buna ilgi duyan olursa bilin ki kesinlikle Artvinlidir. Çünkü, o sohbetten onlar anlar.
 Bahar mevsimi ile Artvin’in il ve ilçelerinde hatta beldelerinde ve köylerinde ve ya yaylalarında panayır deyin festival deyin şenlik deyiverin adına ama her yerde “boğa güreşleri” yapılır. Bu temel kültür, aslında aylarca ahırlarında kapalı kalmış Boğaların, doğayla buluşturulması ve birikmiş elektriklerinin(fazlalık enerjileri) boşaltılmasıdır.
 Artvin’in Yusufeli ilçesi’nde geleneksel olarak yapılan ve 101 Boğanın katıldığı  Derekapı Boğa Güreşleri, Pazar günü yapıldı. Boğaların doğaya uyumu amaç edinilse de bu bahaneyle de insanların da bahar coşkusunu yaşaması sağlanıyor. Yani arena da sadece boğalar olmuyor, boğaların dinlenme veya sıra beklemesi sırasında da insanlar elele vererek o arenayı dolduruyor ve tulum eşliğinde kardeşliklerini pekiştiriyor, bir mutluluk paylaşımını sergiliyorlar.
 Boğaların güreşmesinden sonra elbette galip gelen boğa sahiplerine ödüller veriliyor ama bu onların bakıp beslediği boğalarına verdikleri emeğin karşılığı olarak, hilesiz hurdasız bir gösterinin hakkı oluyor. Mağlup gelen boğa  ve sahiplerini ne ben anlatayım ve ne de siz merak edin. Onlara çektikleri ızdırap yetiyor zaten.
 Bu kültür öylesine içselleşmiş ki Artvin’de, belediyelerin bile boğaları var. Sadece şahıslar değil yerel yönetimler bile boğa sahibidirler. Herkes boğasının güreş dışında yaptığı davranışları hikayeleyerek anlatmaktan, boğasının nam salmasının güreşler için çekiciliğinin ne anlama geldiğini çok iyi bilir.
 Boğa güreşleri ile ilgili olmayanlar, veya ilk boğa güreşlerini seyretme fırsatı bulanlar normal de “öküzün trene bakması” gibi bakıyor olabilirler, bu tabirimi mazur görün ama işin gerçeği bu. Ama azıcık boğa güreşi kültüründen anlayanlar için elbette bu bakış açısını öngörmek mümkün değildir. Her kültür, içinde yer alınarak ancak yaşanabilir. Bunu söylemeye çalışıyorum
 Siz herhangi bir şenlikte yer alın ve onu yaşayın bakın neyi niçin söylemek istediğimi daha iyi anlarsınız zaten. Ama Boğa güreşlerinin hem seyri ve hem de o arena ruhunu ve havasını soluklamak, çok ayrı bir duygu, ayrı bir coşku ve heyecan oluyor. İspanya’daki gibi vahşi bir spor değil, onunla bu güreşleri kıyaslamayın sakın, bizdeki tamamen doğal bir kültür ve şölendir.
 Onca arenayı dolduran o insanlar, boğa güreşi seyrederken hayvanların birbirlerini parçalaması, kanatması, yaralamasının peşinde olacak kadar hayvan sevgisinden yoksun değillerdir. Dışardan bakıldığında ancak görüntü olarak böyle algılansa da onlar, boğanın sağ ayağıyla yeri eşelemesinin, bir boynuz hareketinin sağa veya sola sallanmasının, veya boğanın bir ters bakışının hangi anlamlara geldiğini bilerek, anlayarak o kültüre katkı sunar. Boğaları sadece bir gösteri aracı değil kendilerinden bir parça olarak gören ona değer ve önem veren, anlayan ve yaşayan insanlardır o arenayı dolduranlar.
 
Hiçbir şenlik veya festival, hiç kimsenin ne bir yan bakışının ne de ters bir söz söylemesinin yeri değildir. Zaten böyle bir durumda o tipler, o alanlara sokulmaz veya yanaşmazlar. Festival, güreş veya tüm etkinlikler, hep birlikteliği, kardeşliği, el ele tutuşmalarla kaynaşmayı, oluşturulan horon zincirleri sınırsızlığı, kabul edilebilirliği ve birlikten güzellikleri yansıtmayı amaçlar.  
 
Ne kadar uzakta olursanız olun, Karadeniz de her hangi bir boğa güreşini veya festivali veya şenliği alın takviminize ve buyurun gelin, bakın onca yoldan gelmişliğinize kesinlikle değecektir. Bunu bilin. Ve kültürlerin de paylaşılarak bitmeyeceğini ancak yaşanırsa çoğalacağını ve hayatında o denli güzelleşeceğini anlayacaksınız. Hele Artvin’e, hele Yusufeli’ne, veya Murgul’a, Arhavi’ye, Hopa’ya, Borçka’ya, Ardanuç’a neresine gelirseniz gelin, insanlarının güzelliğine  gözüm kapalı olarak kefil olurum.
 
Sadece Artvin için mi hayır, Tüm bölge illerimiz de de aynı hoşgörü ve misafirperverliği Trabzon’da, Bayburt’ta, Gümüşhane’de, Rize’de, Ordu’da, Giresun’da, hatta Samsun ve Sinop’ta bulabilirsiniz. www.karadenizolay.com   da bu illerimizdeki şenlik takvimlerini bunun için verdik. Bölgemizdeki şenliklerde, festivallerde sizleri de aramızda görmek dileklerimizle Kalın sağlıcakla.
YORUM EKLE