,

Fosiller, tam temizlenememiş!

 M. Kemal AYÇİÇEK – 17 Şubat 2014 

Türkiye’de Mart sonunda yapılacak yerel seçimler yüzünden siyasetçilerin sertleşen üslupları, vatandaşların gözünde o kadar da itibar görmüyor. Eteklerdeki taşlar elbette tümüyle dökülmüş değil, bundan sonra da bu sert söylemlerin dozunun artacağı belli oluyor. Siyasetçilerle ne derlerse desinler, vatandaşın gündemi onların gündemi olmuyor. Mesela, yaşlı bir vatandaşın gündemin de “fosiller” var, kendi deyimiyle. Vatandaşın o “fosil” dediği şey, eski alışkanlıklar olarak nitelendirdiği büyük ya da küçük çaplı Devlet dairelerindeki rüşvet olayları.

Geçmişte siyasetin içinde nefer olarak koşturup durmuş ama artık yaş kemale erince o koşturuşlarını gülerek anan 84 yaşında bir insan, elindeki mezhepleri anlatan kitabı kenara koyarak, hasta hanelerde yaşadıklarını aktarıyor. Tabi yazacağımı bilerek değil, yadırgadığı için anlatıyor. Hacı Ali Musa, Ankara’da tedavi gören bir lösemili hastasının vefat etmesinin ardından hastayı hasta haneden çıkaramadıklarını, hastanın iyi bir miktarda borcunun bulunduğunu bunu ödeyemedikleri için de cenazenin hasta hane de rehin kaldığını, cenazeyi hasta hane morgundan rüşvet vererek çıkarabildiklerini söylüyor. “İnsan yaşlanınca daha fazla hasta hanelere gider oluyor” diyor ve ardından da yaşadıklarından bir anısını daha anlatıyor.

H. Ali Musa, “Yaş ilerlemiş, artık musluk tutmuyor”  derken küçük su dökünmek için hasta hane de tuvalete gidiyorum, orta yaşlarda bir temizlik görevlisi tuvalet önüne bir şerit çekmiş , “Hoop girme” diye bağırdı, durdum bende, ne var deyince de “girme” diye uyardı. Sıkışmışım, nasıl girmem, ben de ona “o zaman buraya edeyim” dediğim gibi düğmelere yeltendim, “Tamam tamam gir” dedi. O çektiği bandı kaldırıp, girebildim tuvalete, çıkınca da ona “sende fosillerden misin?” diye sordum, anlamadı, baktı ardımdan bir süre. Muayenemi oldum tam koridordan çıkıyordum o temizlikçi yanıma sokuldu, “Bana fosillerden misin dedin ya ne demek istedin” diye sordu. Anlamamış numarası yaptı ama meğer, temizlik yapıyor diye tuvalete girenlerden kendince bir ücret alıyormuş! 

Türkiye’de sağlık alanında yapılan reformlarla eskiden kalma fosilliklerin ortadan kaldırıldığını anlatırken de bir film çekilmek için günlerce randevu verildiğini, böyle bir durum da da birilerine para yedirildiğin de anın da işlemlerin yaptırılabildiğine tanıklık ettiğini anlatan H. Ali Musa, “şimdi bu tür uygulamalar kalmadı, ama fosiller tam temizlenememiş. Yeni doktorların yüzü eski doktorlara göre hastalara karşı daha güler yüzlü davranıyor. Bu da hasta olsanız da size büyük bir moral veriyor. Yeni doktorlar, ya  o fosillikleri bilmiyor ya da aldıkları eğitimle o işe tevessül etmiyorlar. Bu da tüm hastalara ve hasta yakınlarına Devlete karşı büyük bir güven aşılıyor. Yapılan eserleri gençlerin değerlendirebilmesi yaşlı insanların yanında elbette mümkün değildir. Biz Türkiye’nin dünlerini yaşadık, gençler bugünlerini yaşıyor. Bunlar büyük hizmetler” diyor ve katkısı olan herkese hayır dualarda bulunuyor.

Yaşlı adamın “Fosil” diye nitelendirdiği olay, geçmişte Devlet dairelerin de neredeyse rüşvet vermeden bir işin yapılamaması haliydi. Bunun kısmen sonlandırıldığını ama tamamen ortadan kaldırılamadığını da ifade ediyor. Daha birçok örnekle yaşadıklarını detaylandırıyor ama tümünü buraya almam gerekmiyor. O yaşlı adamın gözlemlerine bizlerde birçok yerde tanıklık etmişizdir. Bu ülke de sağlık alanında yapılan reformlar vatandaşlarda yansımasını buluyor. Sadece sağlık alanın da değil elbette tüm devlet dairelerin de aynı duyarlılık ve hizmet anlayışının yaygınlaştığını görebiliyoruz. Dünün Türkiye’si ile bugünün Türkiye’sini kıyaslamaya kalksak bugünün Türkiye’sinin dünün Türkiye’sinden vatandaşla olan ilişkilerin de, vatandaşa bakışın da ve hizmet anlayışın da çok ileri adımlar atmış olduğunu vicdan sahibi herkes kabul edecektir. Türkiye’de siyasetçilerin meydanlarda istedikleri kadar dilleri ölçü tanımasın, vatandaş için önemli olan bu ülkeye verilen hizmetlerdir. Hele yerel seçimler de vatandaş, kendisine dokunan elleri, kendisine yararlı hizmetleri kimin daha iyi verebileceğini başkalarının ona dikte etmesine gerek kalmadan kendisi belirleyebilecek.

Vatandaş Trabzon’da da olsa İstanbul’daki yakınıyla telefonda konuşurken ona, “Marmaray’dan geçtin mi?” diye soruyor, İstanbul’a gitmeye karar verdiğin de “Marmaray’dan geçeceğim” diyebiliyor! Bırakın onu,  Ovit Tüneli’nde kaç metre kazıldığından “Salmankaş Tüneli”nin açılmasına veya Kop Dağı Tüneli’nin kaç metre kazıldığına varıncaya kadar hizmet takibi hafızasına sahip bulunuyor. Bunu daha çok yaşlıların sorup, soruşturduğunu görünce Türkiye’nin nasıl bir hızla yatırımlarıyla insanları gururlandırdığını görebiliyoruz. Vatandaş, İnternet’le ilgili yeni bir düzenlemenin, ya da HSYK ile ilgili kanun değişiklikleri ile çok da ilgili değil gibi daha çok gözle görülebilen somut projeleri daha yakından izliyor. İstanbul Boğazı'nın Karadeniz'e bakan kuzey tarafında yapımına başlanan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ya da Üçüncü Boğaz Köprüsü ayaklarının tamamlanmış olması gibi projeler, insanlar üzerinde pozitif bir enerji oluşturabiliyor. Öyle değil mi yoksa? Kalın sağlıcakla.

YORUM EKLE