Başkanımız şu ifadeleri kullandı:
“Türk futbol tarihi için önemli bir gece. Acaba üzüntülü mü olmalıyız. Yoksa Türkiye’de futbolda bir şeylerin değişeceğinin işaret fitili yandı diye yüzümüzün gülmesi mi lazım? Bu ikisi arasında gidip geliyoruz. Bizim gönlümüz ve ciğerimizden gülüyoruz. Hiç üzüntümüz yok. Alnımız dik. Türkiye’de oynayan futbolun mutlak manada bir değişime ihtiyacı olduğu süreçten geçiyoruz. Buna emin olabilirsiniz, bir şeyler sebep olacaktı. Olmalıydı. Bence bu akşam çok önemli. Çok önemli değişim gecesini yaşıyoruz. Çok ağır ifadeler kullanılabilir ama Türkiye’de ağır ifadeler bir şeyleri değiştirmiyor. Fakat değişmemiz şart. Ülke futbolunun mutlak manada bu dar boğazdan çıkması için bir şeyler olması gerekiyor. En hafif tabiriyle bu gece utanç gecesi. Biz daha ağırını kullanmayalım. Burada kalsın.
Okullarda çocuklarımız var ya eğitim görürler. Onlara öğretilen birkaç temel kelime vardır. O kelimelerle toplum yeşersin, medeniyet inşa edilsin. O kelimelerde biri Onur’dur. Biz de kalede var Onur, bir diğeri şereftir, haysiyettir, gururdur. Bunlar önemli kelimeler. Çocuklarımızın hayatı boyunca kullanması gereken, sahip çıkması gereken, babaları aileleri tarafından öğretilmesi gereken kelimeler. Bunları çocuklara bizler, hakemler, babalar öğretmesi lazım. Varislerine öğretmesi lazım. Şerefle bitirilmesi gereken en ağır görev hayattır. Ya da, insanın yalnız ekmeği değil, şerefe de ihtiyacı vardır. Bunlar önemli kavramlar. Bugün Türkiye’de spor üzerinden bunları konuşmamız çok hoş değil ama biz futbolu da sporu da ülkede kamplaşma olmasın, ülkede insanlar hafta sonlarını evlerinde eşleri ile çocukları karşıt mahalleler bir birleri ile kavga etmesin diye spor tüm dünyada, medeniyette bir araçtır. Bizim ülkemizde bir sorun var. Üzücü ama maalesef var.
Maçla ilgili teknik analiz benim yapmam doğru değil ama bu maç Özer’in, 2. sarı kartıyla zaten bitmişti. Peki ya sonrası? Bize verilen penaltı. İnanılır gibi değil. Ya da Aykut’a verilen kırmızı kartta, ilave hakem içeri koştu sarı kartı ver diye.. Peki sen Marin itilirken, sen yan hakem olarak orada değil miydin? Orada koşma burada koş. Öyle mi? Onun için başta söyledim birkaç tane kelime. Bu kelimeler milyonlarca Türk futbolseverinin kamplaştırılması için kötü anlamda kullanılamaz. Buna hiç kimsenin hakkı yoktur. Kimse bunu yapamaz ve yapmamalıdır. Çünkü bu ülkenin spor üzerinden lekelenmesine araç olan insanların aramızda olmaması lazım. Seferberlik halinde bu insanlara bu kelimeleri öğretmemiz lazım.
Maç sonuna hakem bir dakika ilave etti. 86. dakikada penaltı oldu. 4 tane kırmızı kart oldu. Üstelik Trabzonspor’un 90 dakikalık bölümde yaptığı faul sayısı 7. 7 faul 4 kırmızı kart. Biraz önce bahsettiğim kavramlardan birazcık nasibini alan biri olsa bu maçı o kelimelere bakarak 5-7 dakika uzatır. Gerekirse Trabzonspor 8-1 yenilir. Mahsuru yok. 1 dakika uzatıyorsunuz onu da oynatamıyorsunuz. Düşünebiliyor musunuz olan tiyatroyu. Yazık çok yazık. FIFA kokartlı hakemimiz Deniz Ateş Bitnel. Sen bundan sonra git nereye istersen. Fitness merkezine git. Çekil artık buradan. Senin hakemliğin bitti. Yarından itibaren nereye gideceksen git. Fitness hocalığı yap. Keşke sorun orta tecrübede bir hakem olsa. Bu hakemin böyle bir operasyona soyunmasının arkasındaki iklimi sorgulamamız lazım. Deniz Ateş Bitnel, sorun sen değilsin. Asla sen değilsin. Keşke öyle olsa. Türkiye’deki bu iklim, bu hava temizlense, çözülse. Bu iklime kimler ne şekilde sebep oluyor, bunun bu ülkede değişmesi lazım. Hatırlıyorsunuz değil mi bizim Galatasaray ile Trabzon’da da bir maçımız vardı. Bu da ikincisi. Ufakta olsa şifreli bir şeyler söylemen de bazen gerekebilir. Kimleri kurtarma operasyonu yapıyorsunuz. Hayrola. Siz hangi güçle bu devasa, arkasında milyonlarca taraftarı olan, Anadolu’dan çıkıp dünya markası olan Trabzonspor’la oynama cesaretini nereden buluyorsunuz. Tamam, bir takım ilişkiler, bir takım ağlar olabilir. Bu iklim değişmek zorundadır. TFF, MHK. Trabzonspor camiası yapmadan, bu iklimin nedenlerini, sebeplerini, niçin olduğunu, bu ülke kamuoyuna lütfen anlatın. Olan bitenin muhatabı Deniz Ateş Bitnel değildir. Sizsiniz. TFF ve MHK. Bizim ilişki ağımız bütün olan biteni çözebilecek kadar güçlüdür. Epey de anlarız. Bu düzen değişecek. Trabzonspor yanabilir ama bu ülkede bu düzeni değiştirmek zorundayız. Bakın taraflı tarafsız bütün Türkiye’den mesajlar yağıyor, utanıyoruz diye.
Bu akşam dünyaya rezil olan Türkiye’nin futboludur. BBC, L’Equipe, Bild, The Sun, Daily Mail, daha sayamayacağım nice yerler. Salih Dursun, bu gece Türk futboluna kırmızı kart göstermiştir. Bu bir isyan hareketi değildir. Bu dönüşümün sembolüdür. Ama bütün dünya basınında bunlar dönüyor. Ben MHK’ye sesleniyorum. TFF’ye sesleniyorum. Milyonlarca kişinin yaşadığı Türkiye Cumhuriyetini bu dünyaya nasıl rezil ediyorsunuz. Hiç mi sorumluluk duygunuz yok?
Bu kirli düzenin spor sahalarına, seyircilere verdiği zararı ve daha önemlisi dünyaya Türkiye’yi rezil ettirmeye giden yapıyı siz görmüyor musunuz yıllardır? Bu makamlara gelenler, benim ilk başta söylediğim 4 kelime var ya, TDK’dan okumaları lazım. Sonra bu milyonların yaşadığı ülkeyi, spor centilmenliğin, barışın olduğu spor ikliminde dünyaya nasıl rezil ettiklerini düşünmeleri lazım. Bu akşam benim isyanım, Trabzonspor’a yapılan haksızlığa asla değildir. Trabzonspor her türlü zorluğun altından kalkabilecek kulüptür. Kimse canını sıkmasın, biz buralardan kalkarız. Neler gördük neler. Ben bu ülkenin futbol ikliminin bu hale getirilmesine sebep olanlara sesleniyorum. Varsa sorumluluk duygunuz artık yeter. Salih Dursun’u sembol edinin.. İnşallah bu akşam rüyalarınıza girer. Kabus gibi üzerinize inşallah gelir… ama dediğim kelimelerle ilintiniz varsa tabi. Benim söylemlerim Trabzonspor ile ilgili değil. Biz dayanırız. Zor şartlarda defalarca şampiyonluklar yaşamış bir kulübüz biz. Taraftarlarımızın havaalanına gittiği haberini aldım. Sakın en ufak taşkınlık yapmayın değerli Trabzonspor taraftarları. Siz sakin olun. Değişimin fitilini ateşleyen kulüp ve taraftar olmak zorundayız bu ülkede. Değişecek bu düzen. Bu akşam Galatasaray taraftarları da çok pişman. Onlara da teşekkür ediyorum. Bizim Galatasaray ile derdimiz yoktu. Dursun bey ile oturduk. Dertleştik. İnşallah güzel maç olur dedik. İddiası olmayan iki takımla ilgili sahada oynanan tiyatro..
Haksızlığa isyanın sembolüdür Salih Dursun… Salih Dursun’a, taraflı tarafsız bütün kulüplerin sahip çıkması lazım. Dönüşmek ve değişmek zorundayız. Bugün artık onun son günüdür. Bundan daha ileri gitme şansımız yok… Yarın kesinlikle başka bir gün olacaktır. Trabzonspor için de olacaktır, Türk futbolu için de olacaktır. Olmak zorundadır.
Bu akşam, hepinizin gördüğü tablonun özeti şu.. Tiyatro seyrettik. Ama çok kötü tiyatroydu.. Zevk alınabilir tiyatro olsaydı. Ben zekası olan insanların, zekası ile oynamayı cüret eden bu insanlara kahkaha ile gülüyorum. Bu ülkede zekası olan milyonlarla arada 3 kişi 5 kişi oynamamaya kalkmamalı.
Bu akşamın kazananı, Trabzonspor olmuştur, Türk futbolu olmuştur…
Penaltı olduğunda, Hami’ye haber göndermeye çalıştım ama ulaştıramadım. Onur, kaleden çıksın, o olmayan penaltı ne olursa olsun..
Ama bu haberi ulaştıramadım. Onların da aklına gelmedi sonradan sordum. Bu gece geri dönüşü olmayan az önce söylediğim gibi fitilin ateşlendiği gecedir. Ama maalesef kap kara bir gecedir. Bu iklime sebep olanların bu ülkenin futbol sektörünün sisteminin içinden çıkarmadığınız sürece, asla ve asla mutlu günleri değil Trabzonspor, hiçbir kulüp yaşayamaz. Ama buna, ya da bu durumu hiç birimiz hakettiğine inanmıyorum. İnşallah, bu geceden ders çıkarması gereken, TFF, MHK, benim az önce cevabını beklediğim o iklimin ne olduğunu Türk Futbol kamuoyuna en hızlı şekilde açıklarlar..
Deniz Ateş, Ah Bitnel.. Keşke sorun sen olsaydın. Ne kadar kolaydı çözmek. Keşke bu durumlarda olmasaydın. Sana asla üzülmüyorum. Yaptıklarında muhasebeleşmen için vicdanınla baş başa bırakıyorum. Bizim senle sorumuz yok. Sen maalesef sadece burada figürsün…”