Fatih Atasoy
Her sene olduğu gibi bu senede beden eğitimi ve spor yüksekokullarını kazanmak için binlerce öğrenci üniversitelerde yetenek sınavına giriyor. Sınavlara girmeden önce yoğun bir şekilde hazırlıklar yapıyorlar. Hadi bunları da geçtik bir yerde değil birkaç üniversitede şansını deniyor ve bunu neticesinde de ciddi anlamda maddi harcamalar yapıyor. Peki, bunları ne için yapıyorlar. Okulu bitirip polis olmak için mi? Öylesine 4 yıl okuyup askerliği kısa dönem yapmak için mi? , mezun olup farklı alanlarda iş sahibi olmak ya da farklı işlerde çalışmak için mi?
Her sene olduğu gibi bu senede beden eğitimi ve spor yüksekokullarını kazanmak için binlerce öğrenci üniversitelerde yetenek sınavına giriyor. Sınavlara girmeden önce yoğun bir şekilde hazırlıklar yapıyorlar. Hadi bunları da geçtik bir yerde değil birkaç üniversitede şansını deniyor ve bunu neticesinde de ciddi anlamda maddi harcamalar yapıyor. Peki, bunları ne için yapıyorlar. Okulu bitirip polis olmak için mi? Öylesine 4 yıl okuyup askerliği kısa dönem yapmak için mi? , mezun olup farklı alanlarda iş sahibi olmak ya da farklı işlerde çalışmak için mi?
Aslaaa! Biz bu okulları toplumumuzda yaşayan kişilerin çocuklarına okullarda iyi bir düzeyde beden eğitimi dersi verebilmek için okuyoruz, biz bu okulları iyi sporcular yetiştirerek olimpiyatlar da, şampiyonalar da bizi en iyi şekilde temsil edebilmeleri için okuyoruz, biz bu okulları sporla ilgili teşkilatların kaliteli bir şekilde işletilmesi ve yapılan spor organizasyonlarının başarılı bir düzeyde yürütülmesi için Beden eğitimi ve spor okulları okuyoruz.
Peki, kim bunun bilincin de üniversitelerde sınava giriyor. Galiba hiç kimse denilebilecek kadar çok az kişi, belki de hiç yok. Bunu nerden mi çıkartıyorum bende 3 sene önce bu sınavlara girdim hatta 2 üniversitede. Hem de hayatımda en çok istediğim bölüm olarak çünkü bir futbol geçmişim vardı bu futbol geçmişi futbol antrenörü olarak devam ettirmek istediğimden dolayı.
Sanki sadece antrenörlük futboldan ibaretmiş gibi geliyordu bize diğer antrenörlükler yalanmış gibi. Her neyse hazırlıklarımızı yaptık ve Kütahya’ya gidiyoruz sorsanız niçin Kütahya bilmiyorum derdim kaç yerde beden eğitimi ve spor yüksekokulu var ki deyi soru bile sorabilirdim sorunuza karşı ama orada okuyan ağabeylerimize alışkanlık “Eşkişehir var oğlum” daha ne olsun gibi cevaplar verdiğim oldu. Neticede orada antrenörlüğü kazandım ama içimde bir sıkıntı vardı, bir isteksizlik oluştu, galiba okulu beğenmemiştim.
Sonra tekrar memlekete geldim ve Samsun’da deniyim dedim ve oraya da gittim. Orada tercihlerimden ilk sıraya antrenörlüğü yazdım ikinci sıraya ise spor yöneticiliğini ve yöneticiliği kazandım. Eve geldiğimde ikisi arasında tercih yapmam gerekiyordu ama kafam çok karışıktı. Sonra biraz küçük araştırma yapınca kesinlikle yöneticilik okumam gerektiğini düşündüm. Peki burada ne oldu da buna karar verdim. Sadece bu mesleğimi kendimde benimsemem onun la özdeşlemem bana bu tercihi yaptırdı sadece bu küçücük bir araştırma bunu bana sağladı. Aslında şunu demek istiyorum bir üniversite var ve o üniversitenin bölümleri var ama ben nereyi istiyorum ve ne olmak istiyorum diye soru sorma ve bunlar hakkında bölümle, okulla ilgili küçücükte olsa araştırma yapıp öyle gidilmesi üniversite hayatında amaçladığın hedeflere gitmenizi sağlayacaktır.