AKTÜEL ARKEOLOJİ DERGİSİ
Konuksevmeyen Deniz’den Konuksever Deniz’e
KARADENİZ ARKEOLOJİSİ
bu deniz… kabilelerin vahşiliği, özellikle yabancıları kurban eden, onların etini yiyen, kafataslarını ise içki kabı olarak kullanan İskitlerden dolayı Axine [Yaşanması Zor] olarak adlandırılırdı. Fakat daha sonra İonlar limanda kentler kurduğunda “Euxine” [Konuksever] olarak adlandırıldı…’ Strabon
Aktüel Arkeoloji Dergisi yeni sayısında (18) Karadeniz Arkeolojisi’ni okurlarıyla paylaşıyor. Karadeniz’de ele geçen ilk Hitit yazılı tabletinden, Hellen Kolonistleri’nin bölgeye gelişlerine kadar tüm dönemleri ile bilinmeyen bir Karadeniz Arkeolojisi’nden artık bilinen bir Karadeniz’e doğru yepyeni bir sayı…
Karadeniz’in bilinen ilk yerli halkları Kaskalardan, Batı Karadeniz Bölgesinin yerel Paplagonia Prensliklerine kadar ilkçağ Karadeniz tarihi ve arkasında bıraktığı onlarca arkeolojik mirasın izinde ortaya çıkan yepyeni bir tarih. Hellen Kolonistlerince kurulan onlarca yerleşimden geriye kalan kalıntılar, Karadeniz’in antik dönem sanatını, ticaretini, sosyal yaşamını ve gündelik hayatını anlatıyor. Ksenephon’un ünlü kitabı “Onbinlerin Dönüşü’”nde Karadeniz halkının balıkla olan ilişkisi ve yerel halkın yaşam tarzı anlatılıyor. Karedeniz’in efendileri Mithridates Krallığı’ndan yerel halklara; beyliklerden, Fatih Sultan Mehmet tarafından yıkılışına kadar tüm hikâye Karadeniz Tarihi yazısında ele alınıyor. Tabiat ve tabiat olaylarının üstünlüğüne karşı kendisini çaresiz gören insan Karadeniz’de de tabiata dair her şeyi tanrılaştırır. Hellenlerin anayurtlarından beraberinde getirdiği çok tanrılı Olympos tanrı sistemlerinin yanı sıra Pers, Mısır, Yahudi ve Anadolu kökenli kültlere ve sahte peygamberlere de Karadeniz’de Kült başlığı altında sizlerler paylaşılıyor. 
Karadeniz tarihinin, bugüne kadar bilinen tek gerçeği olan Hellen kolonizasyonu ile sınırlandırılamayacağı, Cide’deki çakmaktaşları, Vezirköprü’de ortaya çıkarılan Hitit kalıntıları, İkiztepe buluntuları ile kanıtlanıyor. Bugüne kadar hep eksik kalmış olan bilgiler; Hitit kültürünün gelişiminde önemli noktalar olan Nerik ve Zalpa; bir Hitit yerleşimi Oluz Höyük; Roma İmparatorluğu’nun ünlü generallerinden Pompeius’un kurduğu kent Pompeiopolis; Yeşilırmak kıyısındaki kutsal merkez Komana; gizemli kralların ülkesi Paphlagonia; Amasya Kalesi’ni oluşturan Kızlar Sarayı ve Harşena Kalesi ile tamamlanıyor.
KARADENİZ TARİHİ
Türkiye’nin Kuzey Anadolu sahil kesimi, günümüzde, adını aldığı denizden dolayı “Karadeniz” adıyla anılmaktadır. Antik Çağda Anadolu’nun bu kuzeydoğu kıyı kesimi Hellenler tarafından, Πόντος “Pontus”; deniz ise önceleri Πόντος Ἄξεινος “Konuksevmeyen Deniz”, sonraları ise “Konuksever Deniz” anlamına gelen Πόντος Εὔξεινος olarak adlandırılmaktaydı. Romalılar da Pontus Eukseinos kelimesini Hellenlerden almışlar, Pontus Euxinus şeklinde kullanmışlardır. Antik Yunan mitolojisinde Aither ile Gaia’nın çocuğunun adı olan ve Hellence “deniz” anlamına gelen Pontus’a bölge adı olarak ilk kez MÖ 5. yüzyılda Herodotos’un ünlü eseri Historia’da rastlamaktayız. Ünlü coğrafyacı Amaseialı (Amasya) Strabon da Pontus’un sınırlarını, Türkiye’nin Karadeniz’e kıyısı olan kuzeydoğu Anadolu sahilleri ve onun hinterlandı ile çizmektedir. Bölge sınırları konusunda Antik Çağdan zaman zaman farklı anlatımlar bilinse de, genel olarak doğuda Kolkhis (Gürcistan), batıda Paphlagonia (Kastamonu) ve güneyde Kappadokia arasındaki bölgeye verilen isimdir.(devamı için aşağıdaki linke tıklayın)
//www.aktuelarkeoloji.com/index.php?call=Stories&ID=277
Kaçırmayın Karadeniz sizi bekliyor…
Geleceğe Bir Anadolu Bırakmak İçin…
Aktüel Arkeoloji Dergisi
Güncelleme Tarihi: 26 Temmuz 2012, 12:52