,

Seçimler, seçenlerindir!

M.Kemal AYÇİÇEK - 3 Nisan 2019

Şimdi bir yerel yönetimler seçimini geride bırakmışken, yani köy ve mahalle muhtarlarından tutun ilçe başkan ve belediye meclis üyelerine, il genel meclisi üyelerine ve il ya da Büyükşehir Belediye Başkanlarını seçtik! Sandıklara gidip oy verdik ve kimler bizim yaşadığımız yerlerde söz sahibi onu belirledik! Bitti mi?

Bitmedi, itirazlar vs derken yani bu seçimler de kim kime oy vermiş neden vermiş nasıl vermiş gibi bir yığın ayrıntı, netleşecek ve verdiğiniz oylar, tam verdiğiniz anlam da değer bulacak ki sonuçlar resmileşsin! Resmileşmesi demek, YSK'nın son kararını açıklaması demek! Peki bu YSK, sizin verdiğiniz oyların,  verdiğiniz duygularla ve aynı hassasiyetle işini yaptıysa sorun yok ama ya yapmıyorsa!?

Seçimler de en önemli faktör, seçilenler değil seçenlerdir.Yani sen ben ve kısaca seçmenler. Seçilenler, zaten belli yerlerden onay almış, belli bir takım prosedürleri yerine getiren ve talip olduğu göreve getirilip getirilmeyecek, o da zaten senin verdiğin oy ile gelip, gelememe olayıdır.Yani, bu seçim denilen hadisenin en önemli faktörü, seçmendir. Seçilen ise senin sayen de seçilen ya da seçilemeyendir.

Muhtarlık seçiminden tutun ilçe belediye meclis üyeliğinden il genel meclis üyeliğine, ilçe belediye başkanlarından il ya da Büyük şehir belediye başkanlığı seçimlerine kadar her şeye siz, yani oy veren bireyler karar veriyor. Oy verdiniz, sandıktan geri döndünüz ama iş orada bitmiyor, sizin partinin sandık kuruluna verdiği üyeniz, görevini tam anlamıyla yapamıyorsa sizin verdiğiniz oy, belki de rakibinize yazılabiliyor! Yani bilişim devreye giriyor.

Bu bilişim nedir, dijital alemin kurallarını bilen bu işin uzmanları demek kısaca, yani elinizdeki cep telefonundan tutun bilgisayarlarınız da kullandığınız herhangi bir yazılım demek. Bu yazılımlar, size kolaylık olsun diye sizin adınıza bir matematik  hesabını yapan ve sizin güya dilinizi kendince anlayan ve de başka bir tarafa anlatan kişidir. Bu bilişimci, sen bir oy verdin ya , o oyu senden alıp, onu allayıp, pullayıp bir başkasına yamayabilecek bir bilendir!

Sen, yani oy veren seçmen bir yerde sadece gariban bir figüransındır. O verdiğin oy, öyle ellerde öyle rollere dönüştürülür ki bundan senin bile ruhun duymaz, sen sadece verdiğin tek bir oyun hazzını yaşarken o iletişimci adam senin o verdiğin tek oy ile belki de bir ilçe de il de ya da Büyük şehir de  başkan değiştirir! Onun için sen bir dönersindir. Evet, seçmen bugün maalesef bir dönerden farksızdır.

Türkiye, gelişiyor şüphesiz ve bu gelişme sürecin de kendi kurumları, o gelişen ülkenin gerisin de kalınca işler, yani devlet- vatandaş ilişkisin de de gariplikler olmaya başlıyor. Bir sistem değişikliği yaşadık, Cumhurbaşkanlığı başkanlık sistemine geçtik ama ülkemiz de parlamenter sistem egemendi. Dolayısıyla biz Cumhurbaşkanlığı Başkanlık sistemine geçişte tüm bakanlıkları ve kurumları buna uyumlu hale getirememişsek o zaman sistem alarm verebiliyor!

Bu yerel seçimler de ortaya çıkan durum tam da budur. Yani, siz geçmişte diyelim aynı seçimi yaparken üç ayrı zarfta oy kullanıp atarken şimdi ne oldu tüm oylar aynı zarfa kondu ve oylar atıldı. sonuçlar da ne oldu bir karmaşaya yol açtı. Şaibeler, bundan kaynaklandı. Oy sandıklarının başında olan elemanlar, resmi olsun sivil olsun işin ciddiyetini aynı manada algılamayınca da işler sandıklar da karışır hale geldi.

Sıradan vatandaşlar olarak biz, sandığa gidip oy verdik mi bizim açımızdan sorun ortadan kalkmıştır. Yani biz üzerimize düşen görevi ifa etmiş oluruz da o sandık kurullarında görev yapanlar, oyların çalınmaması, gasp edilmemesi ve zayi edilmemesi ile görevlidirler. onun bilincin de olarak görev yapmazlarsa orada bizim irademizin çalınıp, gasp edilmesine sebep olur.

Siz oy verdiniz ve sandıkta sizin verdiğiniz oy sonuca ulaşmamışsa ne olacak? Hesabını sormayacak mısınız? Yani, sizin verdiğiniz oy, verdiğiniz istikamette değil de tam aksi istikamette kullanılıyorsa buna itirazınız olmayacak mı? Olmamalı mı? Siz, 'ben oy verdim nasılsa, gerisi ne olursa olsun' diye, verdiğiniz oyun nereye ve nasıl tesir ettiğini görmeyecek misiniz? Yani bunu, Tv'lerden, seçim sonuçlarını alık alık izlemekle mi kalacaksınız? Verdiğiniz oyun, verdiğiniz mana da bu ülke de neye hizmet ettiğini merak etmeyecek misiniz?

Bilinçli seçmen, kendi bir oyu ile bu ülkeye yön veren bireydir.Seçilen insanlar, o seçen insanların hizmetkarıdır! Öyle olmak zorundadırlar. Oy verip de seçtiğin insan sana tepeden bakacaksa, seni sadece seçimden seçime görecekse sen onu neden seçesin ki? Seçmezsin olur biter, o tarz kibir abidelerine bundan sonra bir zirnık oy vermezsiniz! O tip insanlar, yüzsüzdürler, pişkindirler, onlara siz istemediğiniz halde tavrı da gösterseniz onlar sizin oyunuzu alabilmenin raconunu bilir, önünüzde kırk takla atar ve oy avcılığını sürdürür, önemli olan o avcılara senin oy vermeyerek ders vermendir.

Kısaca, tüm seçimler de seçmen, seçilenlerden her zaman öndedir, her zaman seçilenden üstündür, seçilmiş olanlara da aynı gözle bakmanız sizin için yeterlidir. Seçilenler, hizmetkarınız değilse yüz vermeyin, somurtun ve bir daha seçimler de sizin karşınıza çıkamaz olsun, dersini seçildiği ilk günden itibaren verin, siz en büyük ders verensiniz, çünkü seçmen sizsiniz, seçensiniz! Değerlisiniz ve siz bu değerinizin farkında değilsiniz! Kalın sağlıcakla.

YORUM EKLE