,

İki buçuk partili meclis!

 M. Kemal AYÇİÇEK 11 Haziran 2007 
Anavatan iyiniyetinin kurbanı oldu. Demokrat parti, ard niyetinin ( ya da eski silahşörlerinin kaprislerinin) kurbanı oldu. Saadet Partisi, statükosunun, Büyük Birlik Partisi zaten büyüyemeyen dar düşüncesinin, Haydar Baş’ın partisi kendi kuvayi milliyecilerinin derken geriye kala kala bir MHP, CHP ve Ak Parti kaldı. Buçuk olan parti ise eski başbakan Mesut Yılmaz ve partisini bırakıp bağımsız aday olan Muhsin Yazıcıoğlu ile Meclise girecek bağımsız milletvekillerinin oluşturduğu blok olacak. Kısaca Meclis, iki buçuk partiden oluşacak!
 
Kamuoyu araştırmaları falan değil benim bu kanaati edinişim, gözlemlerim bunu söylüyor. İyi de saydığım partilerden mesela MHP ve CHP dedim ama bir açıklık getirmedim. MHP ve CHP, artık sistemin değişmemesi gerektiğini söyledikleri için söylem birliği içindeler. O zaman o partilere oy verecek olan seçmen, ister istemez bu partilerden birine yüklenecek! Öyle ya farklı söylemleri olmadığına göre CHP’de DSP’den destek gördüğüne göre o kesimdeki ana parti CHP olmuş oluyor, Cumhuriyetçi diye kısaca tanımlayabileceğimiz bu anlamdaki iktidar karşıtları da topyekün CHP’ye yüklenelim diyecek ve MHP’nin bir çok gönüllüsü de belki kerhen CHP’ye oy atacak! Böylece burası da tek parti halini alacak! 
 
Ak Parti tüm karşıtlarının ağır ithamları olacak olsa da sadece Genel Kurmay Başkanlığı’nın web sitesine koyduğu aylık rutin bildirileri sayesinde normalde almaması gereken oyu alacak ve elbette yine TBMM’de en büyük grubu olan parti olacak.”iki buçuk parti” ifadesi bana ait bir ifade değil, bunu 8.Cumhurbaşkanımız Rahmetli Turgut Özal dile getirmişti. “Türkiye’de siyaset iki buçuk partili hale gelecek” demişti. İşte tam da O’nun sözünü ettiği gün 22 Temmuz 2007 seçimleri olacak.
Seçimlere partiler baraj engeli olmaksızın girebilselerdi, o zaman böyle bir senaryodan söz etmek elbette mümkün olamazdı ama yüzde on barajı ister istemez bu sonucu getirdi. Barajın indirilmesi, belki gelişmekte olan ülkeler için uygun değil(!) belki başkaca nedenler bunda etkili orası ayrı bir tartışma alanı ama bugün ki şartlarda olaya bakmak daha reel bir yaklaşımdır. Ha Genç Parti var, “onu partiden saymıyor mu sun?” denebilir haklı olarak, elbette Genç parti de belli bir oy alacak ama barajı aşması, söylemlerinin tutarsızlığından kaynaklanıyor olacak. Onun için onu saymadım. Vaadleri, Aklı başında söylemler değil bana İmar Bankası’nın “dolarınıza yüzde 12 faiz” reklamlarını anımsatıyor.
 
Türkiye, bir zamanlar “küçük Amerika” diye nitelendirilirdi, işte şimdi asıl küçük Amerika oluyoruz. ABD’de Cumhuriyetçiler ile Demokratlar var ya, şimdi de biz de görüş ve anlayış oranın tam tersi de olsa aynı bloklaşma oldu. ‘Bir çok partiye ne gerek var’ nasılsa partiler, ülkemizin gelişmesi için hizmet yarışındalar ve zaten bellidir yapılacak hizmetlerde, biri gelir yaptı yaptı yapamazsa diğeri gelir o yapar. O da yapamazsa diğeri tekrar gelir öyle değil mi?
Ne kadar sert söylemler içerecekse de Türkiye’nin yarınlarının daha iyi olması için tüm bu söylemler, onun için o söylemlerdeki sınırların iyi belirlenmesi gerekir. Vatandaş, liderleri dinlerken hangi ifadenin ne anlamda kullanıldığını şüphesiz medya organlarının yorumlarının da katkısıyla tam algılar ve oyunu da ona göre verir. Yok eğer medyadan değil de bizzat kendisi dinlerse zaten algılamada sorun yaşamaz. Dolayısıyla da sandık başına gidince tüm kalbiyle de ülkenin geleceğinin güzelliği için kullanır oyunu, olur biter. Vatandaş, parti liderleri kadar akıllıdır, bakmayın siz vatandaşı hala “nasılsa anlamazlar” sınıfında gören elit azınlıklara.. Kalın sağlıcakla.
Not : Bu yazım aynı zamanda  www.kuzeyhaber.com , www.hizmetgazete.com ve Hizmet Gazetesi’nde yayınlanmaktadır.(mka) 
YORUM EKLE