,

Artvin’in Kafkasör’de ki Cerattepesi

 
M. Kemal AYÇİÇEK  - 22 Şubat 2016

 

 

Artvin’in Kafkasör denilen boğa güreşleri ile gelenekselleşen şenliklerinin yapıldığı yerin hemen üzerinde ki Cerattepe’de de şu bakır madeni cevheri bulunuyor. Bu madenin işletilmesi için yasal izlek yerine getirilmiş ama işletmeye karşı çıkanlar, “İstemezükçü” bir zihniyetle eylem yapıyorlar. Öncelikle insanların bu madenin çıkarılışına karşı çıkma hakları da, o madenin çıkarılması nasıl yasal bir haksa elbette bir haktır. “Ben yaptım oldu” mantığına bir itirazdır o eylemler aslın da, demek ki karşı çıkılmasının gerekçelerine de bakmak lazım! 

 

 

Madeni işletecek olan şirket, yeterince kamuoyunu aydınlatamamış ve yapacağı işin halkın anlayabileceği şekilde bu konuya önem vermemiş ki “Cerattepe”yi bilen de bilmeyen de buradan kendince bir çıkar umarak ideolojik bazı kışkırtma ve tuzaklara alet olabiliyor. Artvin’de “eylem var” dendiğin de bu ülkenin herhangi bir bölgesin de, “Ah ulan anasını satayım bir eylem olsa da gitsek” mantığındaki gezmeye bahane arayan insanlar, bakıyorsunuz Artvin’e adeta bir Hızır (!) edasıyla yetişiveriyorlar. Ben de onlar gibi düşünüyorum, gezerken rota bilmem, kafaya koyduğum yere bodoslama giderim. Bu bazen güzel olur bazen de aracın yol da bozulur, gider motor ustalarında soluğu alırsın. Şans meselesi!

 

 

Eylemler de arada kaynayanlar genellikle işin özünü bilmeden o eylem de yer alanlar olur. Artvin’in Kafkasör yaylası denilen yer her yıl Haziran ayın da boğa güreşleri ile renklendirilmiş ve gelenekselleşen şenliklerin olduğu yerdir. Cerattepe’de bu şenlik alanının biraz daha yukarısı. Artvin’i bilenler bilir de ben bilmeyenler için anlatıyorum bunları. O Cerattepe’de 17 milyon ton Bakır madeni cevheri var ve oradan o maden Murgul’da işlenmek üzere Borçka yoluna teleferikle taşınacak, orada depolanacak ve Murgul’a götürülecek. Orasının coğrafyasını bilenler bu işin ne kadar zor ve meşakkatli olabileceğini de tahmin de zorlanmazlar. Zaten dik ve sarp kayalıkların olduğu yerler oralar. Çoruh nehri vadisidir o maden cevherinin indirileceği yer.

 

 

Artvin’in 20 yıl öncesini bilenler bugün Artvin’e gitseler Artvin’i tanıyamazlar! Bu tarz eylemler, daha önce Kafkasör’de altın madeni aranacak olması sırasında da yapılmıştı. O günün teknolojisi ile çevrenin zarar görmemesi mümkün değildi. Kaldı ki zaten bu Bakır madeni ocakları da açık galeri den kapalı galeri haline dönüştürülmüş, yani iyileştirilmiş bir proje. Eğer Artvin’de “Çevre kaygısı” ile karşı çıkılacak bir iş var idiyse o da sayılarını ancak tesbihmatikle sayabileceğiniz mesela Artvin ile Yusufeli arasında yapılan tünellerdi. Artvin’i gidip görmeyenlerin öyle uzaktan “Davulun sesi uzaktan hoş gelir” deyimini doğrularcasına “Doğa ve çevre” hassasiyetine bürünüyor olmaları, bu ülkenin yüksek tahsil oranın da en üst seviyesin de olan Artvinlileri güldürür!

 

 

Artvin, bu ülkenin en büyük barajlar zincirinin de merkezidir. Bu ülkenin en fazla tüneli, en fazla barajı Artvin’in coğrafyasındadır. Tüm o yatırımları görüp, Artvin’i bir bütün halinde düşünen hiçbir beyin, Cerattepe’den alınacak bakır cevheri işletmesine karşı çıkamaz! Ha iş yapılırken işletme Çed dışına çıkarsa, işini düzgün yapmaz ve yöre insanının malına, canına ve yaşam alanlarına müdahale ederse o zaman zaten Artvinliler değil sadece Artvin’e çevre iller de koşar orada yapılan yanlışın bedelini işletmeye ödetir. Ama yok bu ülke de nerede bir kargaşa çıkarılabilir mantığı ile mevcut siyasal iktidara karşı bildik ayak oyunlarına alet olmak ve destek sunmak üzere bu eylemlere koşan insanların “çevre duyarlılığı ve hassasiyeti” gibi kaygılarına kargalar bile güler. Kafkasör yolu boyunca ağaçları kesip, yolu iş makinalarına kapatanlar, yine o kestikleri ağaçların fotoğraf ve videolarını çekip, “Artvin’de ağaç katliamı” diye sosyal medya da cirit atıyorlar. Bu iş mi şimdi? Kim, kimi neresi için kandırıyor? Bu millet o tür hilebazlıkları geçmişte az mı gördü?

 

 

Bakın Artvin’de bir SEKA kağıt fabrikası vardı geçmişte, o fabrika nasıl battı biliyor musunuz ey sevgili sayın çok değerli eylemci arkadaşlar, bu ülkenin tanınmış ailelerinden birinin Ankara Kurtuluş’ta bir SEKA bayii vardı. SEKA zam yapacağı zaman bayilerine “yakın da zam yapacağız varsa siparişlerinizi verin” derdi. O Kurtuluş’taki bayi, yıl da 60 bin ton kağıt alıyordu ise zamsız fiyattan buraya 600 bin ton kağıt siparişi veriyor ve o Artvin SEKA fabrikası da 5 yıl boyunca sadece o Ankara’nın Kurtuluş’undaki bayinin siparişini karşılayabilmek için üretim yapabiliyordu! O eski Türkiye idi, bugün aynısını yapacak olan babayiğitlere(!) öyle fırsat verecek bir anlayış mazur görülmez. Kaldı ki şu an bu ülke yönetimin de bulunan etkili ve yetkili makamlarda da çok sayıda Artvinliler var zaten, onlar kendi illerinin hakkını senden benden daha iyi korumayı da bilirler. Kimse endişe etmesin. Kalın sağlıcakla.
YORUM EKLE