M. Kemal AYÇİÇEK – 10 Mayıs 2010
Herkesin haberi olmuş, nasıl olmuşsa ben duymamışım, üstelik görmedim de CHP Lideri Deniz Baykal’ın video kaydını. Bir arkadaşım telefonda sözünü etti, sonra bir site adı verdi ama yok, bulamadım. Adını verdiği site, bilinen sitelerden değildi.koyuldum araştırmaya ama yok, bulamadım. Ama, o video içeriği hakkında da seyretmiş kadar bilgi sahibi oldum o araştırmalarım sırasında. Ardından da zaten tüm internet sitelerinden gazetelere haberi, sağır sultanlara bile duyurmaya yetti de arttı bile. Hem ne yaygarayla. Yazık, hem ne yazık. Bir şeye sevindim ama, o videonun internet gibi bir yerde, anında yok edilebilmiş olmasına sevindim.
Ülkemizin önde gelen gazeteleri başta olmak üzere, ne kadar reytinge susamış internet sitesi varsa hemen hepsi, güya hebercilik yarışında, birbirlerini atlatma sevdasıyla, sırf dedikodularla ve bir internet sitesini hedef almakla sayfalarını doldurmuşlar. “Biz yapmadık, o yaptı” diye gammazlamalardan tutun, CHP Lideri Deniz Baykal’a sahip çıkıyormuş gibi yapıp, en büyük şürmanşetleri atan yandaşlar mı ararsınız, her şey arapsaçına dönmüş bir habercilik. Evet, CHP Lideri Deniz Baykal’a ait olduğu ileri sürülen ve metacafe adlı bir video sitesine düşen, ardından da habervaktim haber sitesi tarafından kullanılan CHP’li bir milletvekili ile Baykal’a ait olduğu ileri sürülen o edep dışı görüntüleri içeren video, gündemi haklı olarak sarstı. Tıpkı Danıştay cinayeti gibi..Hrant Dink suikastı gibi..
TBMM’de Anayasa değişikliklerinin kabulünün hemen ardından, Gündemin bir anda değiştirilmesine yönelik, CHP lideri Deniz Baykal’ın böylesi bir komploya kurban edilmesi, öyle sıradan birilerinin işi değildir. Bu ülkede “özel” bazı haberler, hep bazı gazetelerde çıkıyordu ve o haberler de genelde doğru çıkıyordu. Ardından akıl almaz ses kayıtları düşüyordu internet sitelerine, kimse “bunlar normal işler” diyemiyordu. Dışardan bakıldığında bir insan, Taraf gibi bir Gazete’nin yazdıklarının “Bunlar Türkiye’de yayınlanıyor”dese inanılmayacak haberleri gündem etmesi, Türkiye’de inanılmayacak derecede “tabu”ların yıkıldığını gösteriyordu. Evet, şeffaflık daha bir gün yüzüne çıkıyor. Nitekim Deniz Baykal’a atfedilen o video da bu şeffaflaşmanın geldiği boyutu gözler önüne seriyor kuşkusuz!
Hani bilirsiniz eskidende haberler çıkardı, birileri durup dururken bir sokakta yürürken bir sivil araca zorla bindirilip, kaçırılırlar ve onlardan bir daha da ses alınmazdı. Hani birileri öldürülür ama kimse duymaz ama sonradan yine birileri konuşur ve o yıllar önce kaybolmuş insanların kemiklerinin ortaya çıkarıldığı kazılar yapılırdı. Sonra hani kimileri, ellerine pankartlar alıp, kayıplarını arayan “kayıp anneleri” eylemleri yaparlardı. Yine otobüslere yapıştırılmış fotoğraflarla, kayıp yakınlarını ararlardı. Hatırlıyorsunuz değil mi tüm bunları, hani o 28 Şubat sürecindeki Ali kalkancı vari bir yığın rezaleti, unutmuş olamazsınız öyle değil mi? İşte tüm onları kimler yapıyorduysa, bugün CHP Lideri Deniz Baykal’ı da gayri ahlaki bir video ile yok etmek isteyen aynı güçtür!
Ankara’da Anafartalar’a patlayıcıları koyanlar kimlerse CHP Liderine komployu yapanlarında aynı ekip olduğunu düşünüyorum. Yoksa “CHP’nin kongresi var, onun için partiden muhalif birilerinin işi”, “Mustafa Sarıgül’ün başlattığı hareket TDH, CHP’yi bölecek, o yüzden Sarıgül ekibinin işi”, “yok hayır, AKP’yi bitiremeyen güçler, bari muhalefeti bitirelim diyerek yaptı bunu yaptı” gibi varsayımları hiç dikkate bile almıyorum. Bu rezilliği yapanlar, bunu her zaman yapan güçlerdir. Bu kimi zaman gider Akit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez’i bulur, bazen gider Ali Kankancı gibileri veya Aczmendicileri, belki hiç esamesi bile okunmayan bir tipi hedef alır, bazen da gider CHP gibi Atatürk’ün kurduğu bir partinin genel başkanını seçer ve Türkiye’de her daim iktidarını böylelikle sürdürür!
Yaşamayan bilmez, elbette CHP Lideri Deniz Baykal’ın yerinde kimse olmak istemez. Türkiye’de bazı şeyler öylesine olduğundan farklı anlatılır ve öyle anlaşılır ki, siz ağzınızda kuş tutsanız buna kimseyi inandıramazsınız. Bu en yakınlarınız bile olabilir. Aslında ortada hiçbir şey yokken, birilerinin oyununa alet olursunuz ki ve buna kendiniz de inanamazsınız. Oysa Allah, en iyi bilendir. Sekiz yıl öncesine ait olduğu ileri sürülen bir video, 8 yıl aradan sonra kalkıp, sanki yeniymiş gibi bu ülkede gündem sarsabiliyor.
Düşünün artık, Allah’ın bildiğini kullardan gizlemek doğru değildir. Kullar, gerçekten kul olabilseler, o Allah’ın bildiği her şeyi bilme hakları da olur ama maalesef insanların çoğu, bu “kul”luktan başka şeyleri anlayabiliyorlar. O yüzden de zaten bir takım olaylar karşısında ne gazetecilikleri kalıyor, ne de insanlıkları. Her türlü pisliği yaptığı halde, her türlü pis işleri yaptığı halde bu ülkede “bey” denilenlerden tutun, zavallı kızları, ücret karşılığı erkeklere pazarlayarak bu ülkede vergi rekortmeni olmuş diye Manukyan’ları baş tacı yapan ülkenin insanlarıyız maalesef. Onun için CHP lideri Deniz Baykal’a yapılan bu komplodan kimse, hele rakip partiler sakın ha kendi partilerine bir rant düşüncesinde olmasın.
İşin bu noktasında Ana muhalefet partisi CHP Lideri Deniz Baykal’ın bu hayasız, ahlaksız görüntülerini içerdiği iddiası ile yayınlanan video’nun ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ilgililere, “derhal kaldırın videoları” talimatı ve partisi mensuplarına da “bu işin imasını bile yapmayacaksınız” tarzındaki emri vermesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de anında “çirkin şeyler” diye tepki vermesi, hükümet yanlısı olarak gösterilen Zaman, Star, Yeni şafak, Bugün gibi gazetelerin haberi atlamamak adına iç sayfalarda görmesini önemsiyor ve takdir ediyorum. Ama olayı, abartarak veren Hürriyet, Milliyet başta olmak üzere böylesi bir haberin sağır sultanlara duyurulmasına aracılık eden tüm yayınları da kınıyorum. Bu gazetecilik değil, bu olsa olsa çıkar ve menfaatlenmede eksik yemlenme anlayışının dışa vurumudur. Başka ne diyeyim. Deniz Baykal’a geçmiş olsun desem ne fayda, kullanıldı ve atıldı. Kalın sağlıcakla.