M. Kemal AYÇİÇEK – 31 Mayıs 2010
Önce EURO 2016, UEFA Başkanı Platini’nin Fransız olmasının avantajı ile bir oy farkla Fransa’nın oldu. Sonucu belli bir yarıştı. Bu oylama sonucu açıklandığında da hatta açıklamadan önceki gün yazılmış, çizilmiş bir sonuçtu. Türkiye, uluslar arası bir organizasyonda formalite icabı bulunmuş oldu. Hani Avrupalılara “ayıp” olmasın diye..sorun değil artık 2020’ye kadar Türkiye eksik alt yapısını tamamlar ve artık o tarihte Avrupa Futbol Şampiyonasına ev sahipliğini yapar.
Daha EURO 2016 ‘nin sonuçları tartışılırken bu kez de Norveç'in başkenti Oslo'da 55. Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi temsil eden Manga, 170 puanla 2. oldu. Almanya 246 puanla Yarışmanın galibi oldu. Ama o sonuca da bakıldığı zaman büyük ekonomik krizdeki Avrupa ülkelerinin mali katkısı olacak diye Almanya’ya oy verdikleri ortaya çıktı. Demek ki ne oluyor, Avrupa, kendine oynuyor. Yoksa bu yarışmalar falan hepsi hikaye veya formalite ama öyle de olsa Türkiye’nin hep final oynar havasına dikkatinizi çekerim.
Öte yandan yine İstanbul çok önemli bir yarışmaya ev sahipliği yaptı. Türkiye’de Formula 1 rüzgarı esti ve Dünya’da bir çok ülkeyi gezen bu yarışlarla Türkiye, Dünya gündemindeki yerini almaya devam etti. İstanbul Park’ta düzenlenen sezonun yedinci yarışı unutulmaz mücadelelere ev sahipliği yaptı. 55 binin üzerindeki seyircinin izlediği müthiş yarışta McLaren pilotu Lewis Hamilton zafere ulaşırken, en büyük favori olarak gösterilen Red Bull’lar güne damgalarını vurdu. İkinci cepten start alan ve oldukça agresif bir yarış çıkartan Hamilton, onuncu turda pit-stopta kaybettiği zaman sonrası Sebastian Vettel’e geçilince, Red Bull pilotları ilk ikinin sahibi oldular. Biliyorum, şimdi “bunlarda nedir yav?” diyenleriniz var ama gazın ayağı öyle değil. Tüm Dünya’da ilgi ile izlenen Formula 1, bu yıl sezonun yedinci yarışıydı ve Monaco’dan sonraki yarıştı.
“Formula 1, tüm dünyanın büyük bir heyecanla takip ettiği bir dünya şampiyonasıdır. Tüm dünyayı gezen F1 takımları, her sene üst düzey teknolojiyle donattıkları otomobilleriyle izleyicilerin karşısına çıkıyorlar. Bu yüzden F1, diğer tüm motor sporlarından ayrılarak, otomobil dünyasının da yakından takip ettiği zirvede bir mücadeledir. Genelde hızla ve teknolojiyle bağdaştırılan bu spor, aynı zamanda aslında takım ruhunu, cesareti, yarış zekasını, taktiği ve büyük bir parasal döngüyü içinde barındırır.
Yarışlar Grand Prix adıyla ifade ediliyor ve Fransızca’dan gelen bu kelime aslında “büyük ödül” anlamına geliyor. Grand Prix adıyla düzenlenen ilk yarış ise, bundan 100 küsur yıl önce 1906 yılında yapılan Renault’nun kazandığı Le Mans yarışıdır. Daha sonra ise FIA, Grand Prix isminin yalnızca F1 yarışlarıyla kullanılması yönünde bir karar almıştır.
1950 yılında F1 adıyla başlayan bu özel ve büyük şampiyona, o yıllarda yedi yarıştan oluşuyordu. O sene takvimde Avrupa dışında yalnızca bir yarış vardı. Şimdi ise takvimde 17 yarış var ve takımlar Japonya’dan Çin’e, Abu Dabi’den Brezilya’ya kadar her ülkeyi ziyaret ediyorlar. Şu anda F1 şampiyonasında 10 takım mücadele ediyor ve hepsinin amacı mümkün olduğu kadar puan toplamak. İzleyiciler ise, en küçük takımdan en büyük takıma kadar hepsini ilgiyle takip ediyorlar. Aynı şekilde sponsorlar da, bu sporun getirdiği büyük tanıtımdan faydalanmak için ellerinden geleni yapıyorlar.”
Gelelim yarışın en önemli olayına.. Pole pozisyonunda başladığı bundan önceki üç yarışı kazanan Mark Webber, Redbul-Renault’taki takım arkadaşı ile arasındaki mesafeyi açamayınca, iki pilot 41. turda yan yana geldiler. 12. virajda Vettel’in atağı sırasında yaşanan kaza sonrası Alman pilot yarış dışı kalırken, genel klasman lideri Mark Webber, kırılan ön kanadını değiştirerek devam etti. Avustralyalı pilot podyumun üçüncü basamağında kalmayı başarırken, McLaren pilotları ilk ikiye yerleştiler. Yarışın kalan kısmında, birbirlerini ile rekabet eden İngiliz ikili, 50. turda çok yaklaşsalar da Hamilton liderliği Jenson Button’a karşı koruyarak damalı bayrağı ilk sırada gördü. Mercedes’ten Michael Schumacher, takım arkadaşı Nico Rosberg’in hemen önünde dördüncülüğü elde ederken Renault pilotu Robert Kubica, Ferrari pilotlarına geçit vermeyerek altıncı oldu. İstanbul’da 800. kez Formula 1 yarışı için piste çıkan Ferrari, Massa ve Alonso’nun yedi ve sekizincilik elde ederek aldıkları puanlarla yetinmek zorunda kaldı. İlk ona giren diğer pilotlar ise Force India’dan Adrian Sutil ve Sauber’den Kamui Kobayashi oldu. İstanbul yarışından sonra şuanda pilotların puan durumu şöyle;
1 Mark Webber 93
2 Jenson Button 88
3 Lewis Hamilton 84
4 Sebastian Vettel 78
5 Fernando Alonso 77
6 Felipe Massa 67
7 Robert Kubica 67
8 Nico Rosberg 64
9 Michael Schumacher 42
10 Adrian Sutil 20
11 Vitantonio Liuzzi 9
12 Rubens Barrichello 7
13 Vitaly Petrov 6
14 Jaime Alguersuari 3
15 Nico Hulkenberg 1
16 Kamui Kobayashi 1
17 Sebastien Buemi 0
18 Jarno Trulli 0
19 Heikki Kovalainen 0
20 Karun Chandhok 0
21 Bruno Senna 0
22 Pedro de la Rosa 0
23 Timo Glock 0
24 Lucas di Grassi 0
Şimdi yine bana “manyak bu valla manyak” diyenleriniz olacak, onlara hak veriyorum. Saolsunlar ama bu Formula 1’ı özellikle biraz detaylı verdim. Bu pilotlar kadar takımların da aynı “ruh”u yansıtması ve “ bir elin nesi var iki elin sesi var”a iyi bir örnek oluşturduğu için verdim.
Bu yarışın Türkiye’de İstanbul’da yapılıyor olması da sıradan bir olay değildir. Dünya’da 19 ülkede yapılıyor bu yarış.
“bahreyn grand prıx sakhır ,avustralya grand prıx melbourne ,malezya grand prıx sepang ,çin grand prıx şangay ,ispanya grand prıx barselona ,monaco grand prıx monaco ,türkiye grand prıx istanbul park ,kanada grand prıx montreal ,avrupa grand prıx valencıa ,ingiltere grand prıx sılverstone ,almanya grand prıx nurburgrıng ,macaristan grand prıx hungarorıng ,belçika grand prıx spa-franchorchamps ,italya grand prıx monza ,singapur grand prıx singapur ,japonya grand prıx suzuka ,kore grand prıx yeongam ,brezilya grand prıx ınterlagos ,abu dabi grand prıx yas marina” tüm bu ülkeler, Dünya’da sadece Formula 1 ile gündem olan ülkeler.
Formula 1’de saniyelerin önemi vardır ve bunu takımlar bilir. Pilotları ile birlikte aynı ruhu öylesine içselleştirirler ki, herkes ne yapacağını ve kaç saniyede yapacağını bilir ve işini aksatmadan yapabilirse başarı da elde edilir.
Şimdi Türkiye, Dünya ülkeleri arasında böylesine organizasyonlarda Dünya devleri arasında yer alırken, bu yarışın elbette her alanda olmasına özen göstermelidir. Bir yanda profesyonel yarışlarda Türkiye, öbür yanda yani Demokrasi, insan hakları, özgürlük, refah seviyesi, işsiszlikle mücadele ve politika da da aynı hassasiyetlere sahip olması gerekir. Yani birilerinin bu ülkede hala “toplum mühendisliği” yapıyor olmalarına seyirci kalmamalıyız. Birileri bize partiler, veya Parti genel başkanları dayatmamalı. Halk, ülkesinin konumunun farkındalığıyla artık bu ülkede özgürce politikayı kendisi yapmalı ve profesyonel olmalı. Onun için Formula 1’den uzunca söz ettim işte. Kalın sağlıcakla.