M.Kemal AYÇİÇEK - 2 Temmuz 2007 Pazartesi
Yeni bir yazı yazamaya gerek duymadım, bundan iki yıl önce yazdığım yazımı sizlerle bugün yeniden paylaşmak istedim sadece..1 Temmuz 2007’de, tarihe not düşme adına…Dost acı söyler ya, aynen işte!
‘Mumcu’nun işi değil!
M. Kemal AYÇİÇEK- 7 Nisan 2005
Belki erkendir denilebilir ama yok bence değil, şimdiden belli oldu ki ANAP’ı yeniden “Anavatan partisi” yapma iddiasıyla ANAP’a Genel Başkan seçilen Erkan Mumcu, bu işi yapamaz. Nedir bu iş, ANAP’ı yeniden yaratmak ve de iktidara taşımak. Yok artık öyle bir imkan da ihtimalde gözükmüyor. Hani bir deyim vardır “eskilere rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı” diye, işte ANAP’ın durumu da maalesef öyle. Maalesef diyorum çünkü Erkan Mumcu’yu bende seviyorum ama bu iş onun işi değil!
Erkan Mumcu, ANAP’tan istifa ederken çok iddialı konuşmuştu, o zaman kendisini kutlayanlardandım.O da bana “teşekkür” iletmişti. Kendisine Rahmetli Adnan Kahveci’nin Mesut Yılmaz’a “ya adam gibi genel başkanlık yapar ya da karşısında beni bulur” dediğini ve bundan 6 ay sonrada elim bir trafik kazasında yaşamını yitirmesini hatırlatmıştım. Mesut Yılmaz, partisine genel başkan olurken ki kongre gecesinde yine rahmetli Alpaslan Pehlivanlı ile bir gurup milletvekilinin delegeler üzerinde nasıl rol oynadığını dönemin genel başkanı Yıldırım Akbulut ve arkadaşları iyi biliyordu. Hasan Celal Güzel’in Milliyetçi-Muhafazakar Genel Başkan adayı olarak kongreye katılması, rahmetli Hande Mumcu ile adının bir “kripto” komplosu ile önlendi!.
ANAP, halkın kurduğu ve ama sonra halka tepeden bakanların partisi oluyordu ve oldu. Sonrası herkesçe malum. Ölmüş atın dirilişi pek görülmüş şey değildir. Bakılmasın CHP varken Rahşan Ecevit’in DSP’yi yaratmasına, o farklı bir parti olarak doğdu ama ANAP, artık yeni Türkiye şartlarının partisi olmaya kalkarken Türkiye’nin en yaşlı partisi konumundadır. Onun için diriltilmesi mümkün değil Genel Başkanı sempatik Erkan Mumcu bile olsa!
ANAP’ın tarihi yazılsa bu ülkede gerçekten bir çok karanlık aydınlığa dönecek malzeme elde edilir. Karapara trafiğinin Türkiye üzerinden aklanması bile bir dönemler resmi görevlilerin gayrı resmi takip alanından şekillenmiştir. Bunu o dönemde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt, açıkça dile getirmekten çekinmemişti. Nerde şimdi o eski bakan? Belki o günün şartlarında onlar gerekliydi ama sonra ipin ucunun kaçtığı sonradan fark edilmedi mi?
Bir çok insanın çok karışık olaylarla içerisinde yer aldığı bir ANAP’a hele Zeynep ÖZAL’ da “davet alırsam girerim” dedikten sonra amplemine güneşte eklense arı kovanından farksız olur.
Kaldı ki Erkan Mumcu, ayak oyunlarını sevmeyen ve de zaten beceremeyecek kadar da temiz ve durüst olan bir insan. Cumhur Ersümer, yaşar Dedelek, İbrahim Çebi, Halil İbrahim Özsoy gibi isimlerin yer almadığı MKYK ile belki daha yeni imaj çizebilirdi ama elbette partinin demirbaş isimlerine mecbur kalarak vaad ettiği değişimleri yapsa da Erkan Mumcu, doğru bildiğini belki sonra söylemesi gerektiği halde önceden söyleyebilen bir insandır.O doğru bildiğini esirgemeden ve direk söyleyen bir yapıda insandır onun için yapamaz! Daha Genel Başkan seçilişinin üzerinden 3 gün geçmeden yaptığı konuşmalarla kamuoyunda da irtifa kaybeder konuma gelişi işte bundandır. Keşke başarılı olsa keşke dediği gibi Türkiye’ye yeniliği hissettirecek bir politika anlayışının getirilmesinde katkısı olabilse keşke siyasete itibar kazandıracak uslübu takınabilse ama bunlar hep keşkelerden başka bir anlam ifade etmeyeceğe de benziyor.
Velhasıl hala fark edilemeyen bir olay var Türkiye’de, “Eski camlar bardak oldu” gibi sözler boş yere söylenmedi. Neden hala eski siyaset özlemini depreştirmek isteyenler bundan vazgeçmiyorlar? Hala anlamıyorlar mı hangi partiden seçilirse seçilsin bir milletvekilinin seçildiği partiden istifa etmesinin etik olmadığını, onu seçen vatandaşların kendilerinin aldatılmış yerine konduğunu ve de o seçmenleri peşinden sürükleme gibi bir seçeneğe sahip olunamadığını? Bir Milletvekili seçildiği partiden ayrılmayı göze alıyorsa bunun arkasında akçeli işlerin yattığı (olmasa bile) şüphesi doğmuyor mu seçmen de? Kim kimi aldatıyor, neden hala eski oyunlardan vazgeçilmiyor. Bu anlayışla yeni dünyada eski alışkanlıklarla ne kadar yol alınabilir? Ismarlama liderlik olur mu Allah aşkına, Erkan Mumcu bunu nasıl düşünemedi(!) ben hayret ediyorum! Eğer eşi değilse ona kim nasıl tesir etti onu da hala anlayabilmiş değilim açıkçası.’’
Kalın sağlıcakla.
Not : Bu yazım aynı zamanda www.kuzeyhaber.com , www.hizmetgazete.com ve Hizmet Gazetesi’nde yayınlanmaktadır.(mka)