,

İslam Hukuku Dersleri

İslam Hukuku Dersleri – 1

1.Hukuk ve Öteki Toplumsal Düzen Kuralları

A- Genel Bilgiler ve Hukukun Tanımı

Bilindiği gibi insan, toplum denilen bir çevre içerisin de doğar, büyür ve ölür. Ancak tek tek insanlar, gelip geçici oldukları halde, toplumlar süreklilik arz ederler.

“İnsan toplumsal bir varlık olarak yaratılmıştır.” Sözü bir gerçektir. Toplum için de yaşamak zorunda olan insanların, öteki insanlarla bir takım ilişkileri vardır.

Her insan, önce aile fertleri ile sonra da arkadaşları ile  daha sonra iş ve meslek , ya da dini ve kültürel faaliyetleri sırasın da başka insanlarla geçici veya sürekli olarak ilişkiler kurar. İşte bu ilişkilere, toplumsal ilişkiler (İçtimai münasebetler) denilir.

İnsan, bu toplumsal ilişkilerin de bir takım ödev ve yükümlülüklerle birlikte bir takım hak ve yetkilere de sahip olduğunu görür.

Toplum hayatın da insan bu ödev ve yükümlülüklerini yerine getirmediği takdir de toplumun sert tepkileri ile karşılaşır veya hak ve yetkilerine engel olunursa tepki gösterir.

İşte bu gibi durumlar da toplum düzenini korumakla görevli bulunan kurum (Devlet) işe karışır, görevini yerine getirmeyen insanları onu yapmaya zorlar veya hakları engellenen kimseleri destekler.

Devlet tarafından desteklenmiş olsun veya olmasın, toplum halin de yaşamaktan doğan ve toplumsal ilişkilerimize bağlı olan ödev ve haklarımızın düzenlenmesini sağlayan bir takım kurallar vardır ki bu kurallara Toplumsal düzen kuralları (İçtimai nizam kaideleri) denilmektedir.

İnsanların birbirleri ile olan ilişkilerin de uymaları gereken bu kurallar ve yaptırımlar (Müeyyideler), fertlerin hürriyetlerini başkalarının hürriyetleri ile onların menfaatlerini başkalarının menfaatleri ile sınırlarlar.

Böylece insanlar, birbirlerinin haklarına karşılıklı olarak saygı gösterirler, barış ve güvenlik için de yaşarlar.(1)

Bu kısa ve genel bilgiden sonra hukukun tanımına geçebiliriz. Hukukun konusunu göz önüne alan biçimsel tanımı, genellikle şöyle yapılmaktadır;

“Hukuk, toplum hayatın da kişilerin birbirleri ile ve toplumla olan ilişkilerini düzenleyen ve uyulması kamu gücü ile desteklenmiş bulunan toplumsal kuralların bütünüdür” (2)

Hukukun kaynak ve amacını içeren başka bir tanımı da şu şekil de yapılmaktadır;

“Hukuk, toplumun genel yararını veya fertlerin ve toplumun ortak iyiliğini sağlamak amacıyla yetkili makam tarafından konulmuş ve Devlet yaptırımları ile donatılmış içtimai kaideler bütünüdür”(3)

B-Toplumsal düzen kuralları 

Toplum hayatını düzenleyen ve tarihi uzun bir evrim geçirerek ayrı türler haline gelen bu kurallar, genellikle din, ahlak,görgü ve hukuk kuralları olmak üzere dörde ayrılmaktadır.

1- Din kuralları;

Toplum hayatını düzenleyen kuralların çoğunun temelin de din yer alır. Hatta ilk çağlara doğru gidildikçe dün ve ahlak kurallarıyla hukuk kurallarının iç içe girdiği, din adamları ile hukukçuların aynı kişiler olduğu görülür.

Söz gelişi Roma hukukunun ilk devirlerin de hukukla uğraşan kimseler, Pontif denilen din adamları idiler. Ancak klasik devir de Roma hukukçuları, Fas  denilen ve insanların tanrıları ile ilişkilerini düzenleyen ve tanrılar tarafından konulduğu kabul edilen dini hukukla, İus  denilen ve insanlar tarafından konulup yalnız insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuku birbirinden ayırmışlardır.(4)

Eski Hint Brahman hukukun da dini görevlerle hukuki ilişkileri düzenleyen dusturlar, kutsal metinlerden meydana geliyordu. Bu husus, ilim anlamına gelen Veda’larla  bunların şerhlerin de açıkça görülmektedir.(5)

Manu düsturun da medeni hukukun mezhebe dayanan hukukun yanın da yer aldığı fakat gittikçe dinin, medeni hukuka daha çok etkide bulunduğu anlaşılmaktadır. (6)

Eski İran’ın Zend-Avesta denilen kutsal kitabı, din ve hukuk işlerini birlikte düzenliyordu. (7)

Eski İsrail hukukun da din ve dünya işlerini düzenleyen Mişna ve Telmud ,  Doğrudan doğruya  Tevrat’a dayanmaktadır; Yani kutsal bir kitap olan Tevrat, hem dini hem de hukuki işlerle ilgili pek çok hükmü ihtiva etmektedir.

Eski Yunanlılar da , kralların siyasi otoritelerinin dini temellere dayandığına inanılırdı.

Japonların krallarına hala kutsal bir varlık olarak baktıkları bilinmektedir.

Eski Türkler de de Şamanlar, yalnız din adamları değil aynı zaman da hukuk adamı idiler.(8)

İslam öncesi Arabistan’da kahinlerin zaman zaman hakem olarak da bir kısım hukuki davalara baktıklarını kaynaklar göstermektedir. (9)

Orta çağlar da gerek Hristiyan ve gerekse İslam ülkelerin de din ve dünya işlerini düzenleyen kurallar birbirinden ayrılmış değillerdi.

Orta çağ Avrupası’nda hükümdarlar, taçlarını Papa’nın elinden giyerek kutsallık kazanırlardı.

İslam Devletleri’ndeki Hükümdarlar, Hz.Peygamber’in ( Hazreti Muhammed A.S) halifeleri olarak kabul edildikleri gibi, Kadı’lar da hem din adamı hem de hukukçu idiler.

Nitekim Kur’an-ı Kerim’de İnançla, ahlakla, ibadet ve hukukla ilgili pek çok ayet yan yana bulunduğu gibi Hz. Peygamber’in sünnetinde de aynı konular birlikte yer almaktadır. İleri de Fıkh’ın mahiyetinden söz edilirken bu konuda daha çok bilgi verilecektir.

Ancak zamanla ve büyük çabalarla bir çok toplumsal ve kurumlar gibi, genellikle hukuk da , Dini kurallardan ayrılma yoluna gitmiş, kendi başına bir disiplin olmaya başlamış ve bir çok ülke de Laik Hukuk sistemi benimsenmiştir. Zira hızla değişen toplumsal hayat şartları hukuk kurallarının da aynı ölçüde değişmesini gerektirmiştir.

Din’e dayanan kuralların kolayca değişmesi mümkün olmadığı gibi, yeni toplumsal şart ve olaylara bu kuralların uygulanması da bir çok güçlüklere yol açmıştır.

Üstelik çağımızın toplumları Din yönünden Homojen (Din ve inanç birliğine sahip) de değildir. Ayrıca dinler, genellikle insanların deruni hayatlarını Tanrı ile olan ilişkilerini düzenleyerek onları ruhça olgunlaştırmayı ve yüceltmeyi amaçlarlar.

Bir kısım din kurallarının bugün Dünya da maddi yaptırımları da yoktur. Din kurallarına uymayanların karşılaşacakları yaptırımlar, genellikle manevidir, uhrevidir. Bu bakımdan Din kuralları; Ahlak kuralları ile birleşirler. Din ve Ahlak kuralları kişilerin mutlak iyiliğe ulaşarak erdemli ve mutlu olmalarını isterler ve manevi yaptırımları ile de hukuk kurallarına yardımcı olurlar.

yazının devamı için tıklayın 

YORUM EKLE