Başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Başbakan, tüm bakanlar ve üst düzey bürokratlar, A’dan Z’ye kadar kim varsa tümü, görev süreleri içinde tuttukları takımları birer açıklamayla bıraksın, istifa etsinler taraftarlıktan ve tarafsız olsunlar.
Devlet’in en üst makamlarında görev alırken bunun sorumluluğu gereği takım tutma alışkanlığından sıyrılmalılar. Devletin başı Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, buna örnek olmalı ve tuttuğu Beşiktaş, taraftarlığından istifa etmelidir. Sayın başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tuttuğu Fenerbahçe taraftarlığından hemen istifa etmelidir. Diğer tüm kabine üyeleri de birer sivil ve sorumsuz vatandaş oluncaya kadar tuttukları takım taraftarlığından istifa etmelidirler.
T.C’nin 60 Hükümet Kabinesi’nde Fenerbahçeli olan Başbakan Tayyip Erdoğan'ın oluşturduğu yeni kabinede 24 bakanın 12'si Galasataraylı.
“Başbakan Erdoğan'la beraber kabinede sadece 5 Fenerbahçe'li, 4 Beşiktaşlı, 1 Trabzonsporlu var, Cumhurbaşkanı Gül, Beşiktaşı,TBMM Başkanı Köksal Toptan Galatasaray'ı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise Fenerbahçe'yi tuttuğu için devletin zirvesindeki üç koltukta üç büyükler temsil ediliyor. Başbakan Erdoğan (Fenerbahçe) Başbakan Yardımcısı Çiçek (Fenerbahçe) Başbakan Yardımcısı Yazıcı (Beşiktaş) Başbakan Yardımcısı Ekren (Galatasaray)
Devlet Bakanı Başesgioğlu(Beşiktaş) Devlet Bakanı Aydın(Beşiktaş) Devlet Bakanı Yazıcıoğlu (Galatasaray) Devlet Bakanı Şimşek (Fenerbahçe) Devlet Bakanı Çubukçu(Fenerbahçe) Devlet Bakanı Tüzmen(Galatasaray)
Dışişleri Bakanı Babacan (Milli Takım) Adalet Bakanı Şahin (Galatasaray)
Milli Savunma Bakanı Gönül(Beşiktaş) İçişleri Bakanı Atalay (Milli Takım)
Maliye Bakanı Unakıtan(Beşiktaş) Milli Eğitim Bakanı Çelik(Galatasaray)
Sağlık Bakanı Akdağ (Galatasaray) Ulaştırma Bakanı Yıldırım(Galatasaray) Enerji Bakanı Güler (Galatasaray) Sanayi Bakanı Çağlayan(Galatasaray) Çalışma Bakanı Çelik (Galatasaray)
Bayındırlık Bakanı Özak (Trabzon)Çevre Orman Bakanı Eroğlu (Fenerbahçe)
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay(Galatasaray) Tarım Bakanı Eker (Galatasaray)”
Belki magazin açısından makul görülebilir ama değil, Devlet büyüklerinin böylesine takımcı olmuş olmaları, bu ülkedeki birlik ve beraberlik ruhunu öldürür!
Hem taraftarlık öylesine açıkça yapılıyor ki, bakıyorsunuz maçlardan sonra bu takım tutan Devlet Büyükleri, kalkıp açıklamalarda da bulunuyorlar, hatta yorum yapıp, neredeyse maç sonuçlarına ilişkin spor yazarlarına ilham kaynağı da olabiliyorlar. Olmaz, olmamalı. Devlet büyüklerinin böylesine takım tutuyor olmaları, onların görevleriyle bağdaşır bir durum değildir.
Türkiye’nin Milli Takımı vardır ve eğer, Devlet kademesinde her hangi bir görevde bulunan illa da takım tutacağım diyorsa Milli Takımı tutar, o taraflılık ona yeter de artar bile ama normal lig takımlarından her hangi birini tutma hakkı yoktur. Böylesine bireysel özgürlük, Devlet büyüklerinin hakkı değildir, olmamalıdır.
Devlet yönetimi nasıl ciddi bir iş ise o zaman onun gereğini yerine getirirken de aynı ciddiyeti yüklenmek, o kademeler de görev almış tüm kişileri bağlar. Sonra da kamuoyu önünde o takım senin bu takım benim gibi ayrıcalıklı tartışmalara son verilmelidir.
Futbol, bir netice oyunudur. Taraftarlık, belli renkleri olan takıma gönül vermek ve ondan yana tavır almaktır. Buna ne Cumhurbaşkanının ve ne de başbakan veya genel Kurmay Başkanının hakkı yoktur! Onlar, sadece ve sadece Milli Takımlarımızı destekleyebilir ve onların taraftarı olabilirler. Aksi halde sıradan vatandaşlardaki taraftarlık hakkını kullanamazlar, kullanmamalıdırlar. Bağımsız olmalıdırlar.
Ne yazık ki, son yıllarda moda haline gelen bu takım tutma mantığı azalması gereken yerde artıyor ve bu gündem de olabiliyor. Devletimizin milli renkleri kırmızı-beyaz varken, kalkıp renk cümbüşü olmuş lig takımlarının renklerine gönül veriyor olmak sade vatandaşın özgürlük alanındadır. Devlet yönetenlerin öyle bir hakkı, geldikleri makamlar nedeniyle yoktur ve olmamalıdır. O hak, bir sivillik hakkıdır. Sivillik alanıdır.
Toplantılarda Devletin bölünmez bütünlüğünden söz ederken bu tutulan takımlar nedeniyle bölünmüşlük havası verilmiyor mu? Ya da sizin bu “birlik” ve “bütünlük” ifadelerinizin anlamı olur mu? Hem siz bir takımı tutacaksınız ve kalkıp o ülkenin vatandaşlarına birlik ve beraberlik mesajı vereceksiniz! Kim inanır size bu şartlar da Allah aşkına?
Beşiktaş Jimnastik kulübü yönetim kurulu kalkıp Sayın Cumhurbaşkanımızı ziyaret ediyor, bu bilgi basında yer alıyor. Neden Beşiktaş yönetimi ziyaret ediyor sadece? Var mıdır bunun anlamı? Elbette vardır ama Sayın Cumhurbaşkanımız, o randevuyu verirken rahat olmamalıydı ve o randevuyu tüm kulüp yöneticilerine aynı anda vermeliydi. Sadece Beşiktaş kulübü yöneticilerini kabul etmemeliydi. Bundan sonra da etmemelidir. Elbette bu randevu doğru olmamıştır. Bundan sonra da böylesine taraftarlıkla ilintili tüm randevular da şık olmaz, bunu ısrarla hatırlatmak isterim.
Ben eli kalem tutan bir birey olarak bu konuda yazı yazma gereği duyuyor kadar rahatsız olmuşsam eli kalem tutamayan sessiz çoğunluğun bu konuda bir fikrinin olmadığı söylenemez. Buna dikkat etmesi gerekenler, takım taraftarı olan devlet büyüklerimizdir ve bu konuyu önemsemelidirler. Ve de gereğini yerine getirmelilerdir. Kısaca tuttukları takımların taraftarlıklarından istifa etmelidirler ve görev süreleri içinde de en ufak bir şekilde de her hangi bir takım taraftarlığını andıracak veya ima edecek her türlü davranış ve ima dan da ısrarla kaçınmalıdırlar.
Taraftarlık, maçlara giden ve gönül verdikleri takımları destekleyen sivillerin hakkıdır. Bu hak, onların sivil ve özgür olmalarının birer gereğidir. Devlet’i yönetenlerin hangi kademe de olursa olsun böylesine sivil bir hakkı kullanma özgürlüğü olmamalıdır. Bunu illa da Anayasa’ya yazmaya gerek yok değil mi? Kalın sağlıcakla.
Not : Bu yazım aynı zamanda www.kuzeyhaber.com , www.hizmetgazete.com ve Hizmet Gazetesi’nde yayınlanmaktadır.(mka)