,

Kaddafi, Tavşan ve Tilki

 M. Kemal AYÇİÇEK – 24 Ekim 2011 

Ölüm, kayıp olma, gitmedir bu dünyadan ya, bir gidiş olunca ister istemez etkiler bizi. Hele biraz da yapınızda varsa duygusallık, o ölümün arkasından sizde gidersiniz bir süre. Evet unutulur ölümler sonra, sanki,  olmamış gibi sanki bizi etkilememiş gibi normale döneriz. Hele çok sevdiğiniz, hadi sevmediğiniz de olsa ama çok ünlü biriyse, tanıdıksa, sempatiniz vardıysa ona, onun ölümünde sizde bir süre bu Dünya’ya “fani” gözüyle, boş ve anlamsız bakarsınız..
İki erkekten sonra bir de kız yeğenim olmuş, annemi babamı alıp onu görmek için yola çıktım.yolda giderken zaman zaman Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi’nin görüntüleri geçiyor aklımdan, lanet olsun berbat bir ölüm, çıksın gitsin aklımdan diyorum ama boşa, o an atıversem de kısa bir süre sonra hemen gözlerimin önüne geliyor o görüntüler. Önce o kanalizasyon borularının içindeki, ardından aracın üzerinde canlı hali, ardından onun araçtan indirilmesi ve “bize verin” diyenlerin, iştahlı saldırıları, ardından bir kalabalığın içinde Kaddafi’nin kaybolması , linç edilmesi ve o sırada alkışlayanlar..o görüntülerin hemen ardından çıplak halde yüzüstü yerde tekmelenen ve sürüklenen Kaddafi’nin  cesete dönmüş hali. Kan revan içinde..linç edilmiş bir Devrim lideri.unutulacak görüntüler değil velhasıl.
Yol kenarlarındaki aluçlar dikkatimizi çekiyor ve bir süre mola veriyoruz. Bir aluç ağacının hemen altında daha yeni ölmüş bir tavşan görüyoruz..yoldan karşıya geçmeye çalışırken bir araç çarpması sonucu yol kenarına düşmüş gibi bir hali var. Belki tavşanı o kadar tanımıyoruz, adını sanını bilmiyoruz ama bir can taşıyordu ve eceliyle ölmemişti. Aynı yolda bir süre sonra bu kez bir tilki, oda hemen yolun kenarında ve oda yeni canından olmuş. Bir yandan Kaddafi’nin o son görüntüleri geliyor aklıma, o Tavşan ve Tilki’nin son görüntüleri ile Kaddafi’nin son görüntüleri neredeyse tıpa tıp birbirlerini aratmıyor, hatta Kaddafi’nin görüntülerinde kan revan ön plandaydı, Tilki ve Tavşan’da kan yoktu. Ne kötü bir ölüm diye geçiyor aklımdan, yanımdakilere bunlardan söz etmiyorum tabi. Onlar, torunlarının heyecanındalar, o yeni doğmuş Elif Reyyan’ı düşünüyorlar.
 Yazımı yazarken Van ve Erciş depreminde 138 can kaybı, ve 350 yaralının olduğu, Televizyonlarda banttan geçiyordu. Daha bir hafta önce terör eylemleri yüzünden 25 şehit vermiştik ve onların Türk bayraklarına sarılı tabutlarının haberleri vardı gazetelerde. İstanbul’un göbeğinde 9 vatandaşımızın trafik kazasında yaşamlarını yitirmesi. Ne çok farklı ölümlere tanık oluyoruz, ve  o ölümlere tanıyıp tanımamak önemli değil, üzülüyoruz. Kendi sitemde ki amacım, “kötü haber”lere yer vermemek. Yani trafik kazaları dahil, vurgunlara, ölümlere yer vermeyerek, kimseyi üzmeyecek, genelde dinlendirici haberlere yer vermekti. Bunu başardığımı da düşünüyorum ama bir yandan da ben yazmadığımız halde, tüm ölümlere de gözü kapalı kalamıyor ve etkileniyoruz. Ama tüm bu ölümler, 42 yıl Libya’nın liderliğini yapmış bir insanın kendi halkı tarafından linç edilmesi görüntüleri gibi iz bırakmıyor, gündem olamıyor.
Kaddafi’nin linç görüntülerinin beni rahatsız etmesi, çocukluk yıllarım 1970’ler Türkiye’sindeki  Muammer Kaddafi’nin popülerliğinden  geliyor.“ İslam sosyalizmi” kavramı, Kaddafi’nin o “Yeşil kitabı”ndan kaynaklanıyordu. Demokrasi taleplerinin yüksek sesle dile getirildiği yıllar o yıllar. İslami kesimde de Kaddafi, gençlerin alternatif İslam anlayışına referans olabiliyor ve o dönemdeki fikir tartışmalarında, mesela Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) içinde bile taraftar bulabiliyordu. Zaten o linç görüntülerinin yayınlanmasının ardından Libya’da uzun yıllar kalmış bir dostum, “Libyalıları mağaradan çıkarıp, konutlarda oturtmuş bir insana, o ülke insanlarının bunu yapabilmesini anlayamıyorum” diyordu. Kısaca Muammer Kaddafi’nin böyle ölümü hak etmediğini anlatıyordu. Buna bende katılıyorum, sadece Muammer Kaddafi de değil, tüm Dünya’da hiçbir lider değil sadece, insanın bu şekilde linç edilmesi insanlık ayıbıdır. Bunu yapanlar, şüphesiz şuurlarını yitirmiş, savaşın vahşet ortamını hayat sanan, eğitimsiz ve cahil insanlardır. Ama onlara, bunun hesabının sorulması gerekir.
Keşke olmasa diyeceğim ama ne çare, son dönemlerde verdiğimiz şehit kardeşlerimize,  Van ve Erciş’teki depremde  hayatını kaybedenlere Allah’dan rahmet ,yakınlarına başsağlığı ve sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Kalın sağlıcakla.
YORUM EKLE