M.Kemal AYÇİÇEK – 29 Mayıs 2020
Bayram öncesi yol bir masla at iki denecek bir yolculuğa çıktım. Zaten yola çıkmak için de baharın tüm güzelliklerinin görsele dönüştüğü günler. Nereye giderseniz gidin doğanın dinlendirici ligini tüm ilikleriniz de hissedebileceğiniz zaman dilimi Mayıs ayı, kar çoğunlukla kalkmış ve yeşilin her tonu, çiçeklerle ödüllendirilmiş bir güzel diyar.
Erzurum’dan vurduk bayır aşağıya, D950 Devlet karayolundan düz ovaları geçip gidiyoruz. Tortum’u geçtikten sonra D062 Devlet karayoluna girip oradan devam ediyoruz. Başaklı Ciğerim Alabalık tesislerin de iftar molası veriyoruz. Tabi tesisler lanet olası şu korona virüs nedeni ile kapalı ama güzel bir çeşme var o da bize yetiyor. Hem iftar edip hem de biraz dinlendikten sonra yola koyuluyoruz.
Oltu’ya gelmeden telefonlaştığımız bir dostumuz, “Oltu’nun cağ kebabını yemeden sakın geçmeyin” uyarısını alınca zaten yolda da düzgün bir iftar edemediğimiz için bu fikir bize gaz veriyor. Oltu’ya varıp, navigasyon yardımı ile cağ kebapçısı arıyoruz ama bulduğumuz yer de cağ kebabı kalmamış, bu kez oradan referans alıp, başka bir yere bakıyoruz. Orada da üç kişinin sadece tadımlık yapabileceği kadar bir cağ kebabına yetişebiliyoruz. İkimizin et ürünleri ile aramız çok iyi olmasa da tadımlıkta olsa yediğimiz cağ kebabını beğeniyoruz. Daha önceleri Erzurum’da da cağ kebabı yemişliğim vardı ama Oltu’daki cağ kebabını gerçekten sevdim.
Yazının başlığına “Müdür olmak ne demek” diye yazıp size Oltu’nun cağ kebabını övmek için bu yazıyı yazmıyorum elbette ama o cağ kebabının ardından koyulduk tekrar yola ama bu defa kısa bir süre D955 karayoluna ardından da D060 karayoluna devam ediyoruz. Bu karayolu kodları belki bölge bölge müdürlükleri farklı olabilir ama neticede karayolu ve mesela Erzurum Emniyet Müdürü ya da Oltu veya Göle Emniyet müdürleri, bu yollar da sivil araçları ile hiç seyahat etmezler mi?
Sadece Emniyet Müdürleri de değil, bu ilçelerin mutlaka Kaymakamları ya da ilçe müdürleri vardır, onlarda mı hiç sivil araçları ile bu yollar da geceleri yolculuk yapmazlar mı? Hani eğer bu yollar da onlar da kendileri yani makam şoförü filan kullanmadan araç kullanıyor olsalar, özellikle mesela Oltu ile Göle arasın da bir gece araç sürsünler bakalım nelerle karşılaşıyorlar! Bu yollar da zaten yol aydınlatması filan yok ama bir bakıyorsunuz önünüz de bir karaltı ve o öndeki karaltının ne olduğunu ancak onu geçince fark edebiliyorsunuz! Meğer o önünüzde olan şey bir traktör hem de römorklu bir traktör ama hiçbir ışık yok .
Fakat öyle böyle değil önümüzdeki karaltı bir dedik atlattık, biraz daha ileriye gittik ki sanki taşıt katarı gibi ardı ardına Römorklu traktörler ama bir değil iki değil beş değil ardı ardına dizilmişler ve üzerleri kum yüklü, hiçbir ışıklı ışıksız uyarıcısı olmadan o karayolun da ilerliyorlar. Bu nasıl iştir? Römork: Motorlu araçla çekilen insan veya yük taşımak için imal edilmiş motorsuz araçtır. Yarı Römork: Bir kısmı motorlu taşıt veya araç üzerine oturan, taşıdığı yükün ve kendi ağırlığının bir kısmı motorlu araç tarafından taşınan römorktur.
Zaman zaman haberler de rastlardık, araç arkadan bir traktöre çarpmış ve insanlar ölmüş diye de buna bir türlü akıl erdiremezdim. Ne yani önde giden bir taşıt fark edilmez mi diye ama meğer gerçekten edilmiyormuş ve gerçekten de bunlar kazalara açık birer davetiye gibi insanların canını hiçe sayan vurdumduymazlıklarmış, olacak şey değil ama olan şey işte! Bu bahsi ettiğim yerlerin adı da üzerlerin de biri yukarı kumlu diğeri de aşağı kumlu, demek ki kum ocaklarının bulunduğu bölgeler ama bunu dışardan gelen insanlar nereden bilsinler ki?
Orada o traktörler ve römorklar, yasa dışı iş yapmıyorlarsa neden gündüz çalışmıyorlar, eğer yaptıkları iş yasalsa neden trafik kurallarına riayet etmiyorlar? O traktör sahipleri, yaptıkları işin karşılığın da gelir elde etmiyorlar mı, araçlarına hele bu devir de bir ikaz ışığı, ışıldak ya da reflektör ya da bir fosforlu bant ya da reflektörlü şerit takamazlar mı? Bunların denetimi çok mu zor? Müdürlük sadece koltuklarda oturup, yoldan gelip geçene ceza kestirmek ya da dronlarla hava denetimi yaptırıp, güya fazla çalışıyor gözükme mi nedir?
Müdürlük veya memurluk, sadece devlet araçlarını makam şoförleri kullanarak işe gidip gelmek mi yoksa o bulunduğu makamın gereğini hakkı ile yerine getirmek mi? O yolda bakmadım trafik kazalarının bilançolarına ama illa da iş yapmak için insanların can vermesi mi gerekir? O yol da o traktörler, birer Azrail gibi dolaşıyorlar bunu orada il emniyeti hadi bilmiyor diyelim ilçe emniyeti bilmiyor diyelim jandarma da mı bilmiyor? Kaldı ki o ilçeler de görev yapan sıradan memurlar bile bilir çünkü onlar en azından kendi araçları ile o yollarda sivil olarak mutlaka gidip geliyorlardır.
Yazıktır, günahtır vebaldir yani onca yol yapılıyor ama o yollar, birer cellada dönmüş ne olduğu belli olmayan önde birer karartı gibi son anda fark edilebilen traktör ve romörklere kalmamalı. Hangi devirdeyiz? Yani o yolardan illa bakanlar, başbakanlar veya Cumhurbaşkanlarının mı geçmesi lazım ki o tuzak yollar da insanlar kendi araçları ile sağlıklı yolculuk yapabilsinler? Sadece müdürler ya da memurlar da değil, o yolların bulunduğu yerler de hiç mi muhtar yok, belediye başkanı yok, hadi onlar da görmedi diyelim oralar da belediye de ya da muhtar azaları da mı görmüyorlar o traktörlerin halini, hiç biri mi geceleri araç sürmüyor o yollar da Allah aşkına?
Tam yol celladı traktör ve romörklerden kurtulduk derken bir de domuzla karşılaştık ki tam oldu yani, yola çıkmak üzere olan kocaman bir yaban domuzu, araç ışıklarının belki etkisi ile yola çıkmaktan son anda vazgeçti, gerçi biz de temkinli gidiyorduk! Tam olarak domuz mu ayı mı derken iyisi mi geriye dönüp yeni baştan görelim dedik orada kısa bir geri dönüş yaptık ve daha ağır seyirle yaban domuzunu yakından gördük ve korna çalıp selamlaşarak uzaklaştık o domuz dan ama onun adı üzerin de domuzdu peki ya diğerleri?
Diğerleri derken önümüze düşen traktör ve romörkleri kastediyorum tabi, Müdür, memur, muhtar, aza, belediye başkanları ve kaymakamları tenzih ederim, onlar, başımız üstüne. Bu işler düzelecekse yine onlar sayesin de düzelir ama görmemiş, bilmiyor olabilirler diye biz hatırlatıyoruz sadece, bilinmiyorsa bilinsin ve tedbir alınsın yok biliniyorsa neden o Azrailler yollarda geziyor, onun hesabını sorsunlar ve göz yummasınlar. İnsanlar ölmesin, kazalar olmasın, güzel ülkemiz de birinin ihmali, bir başkasının ocağını söndürmesin istiyoruz fazla bir şey mi istiyoruz ki? Kalın sağlıcakla.