M. Kemal AYÇİÇEK- 15 ocak 2006
Allah Devletimizin eksikliğini vermesin yani, böylesine tatilli günleri pek çok ülkemizin ama yani bu mübarek Kurban Bayramı bir yandan bir de sömesti tatili derken başta çocuklar ve hakkıyla inanan insanlar olmak üzere pek çok kimse bu işten bayağı keyif almıştır. Esnaf ve kasaplar hariç tabi, onlar pek sevmemişler de olabilir.Öğrenciler açısından tatile bakıldığında mesela oğlumdan örnek verecek olursam pek memnun değil çünkü kar yağan bir bölgede değiliz ve bizimkisi kar yağmış bölgelerdeki çocuklara özeniyor. Bizde tutup karlı bir bölgeye gidemedik dolayısıyla bizimkine tatil biraz haram oldu! Çocuklar açısından bakılınca tatilin uzun oluşu onları da sıkmadı değil kaldı ki iş alemini de aynı şekilde yormuştur bu tatiller. Tatillerin uzun olması, belki salt tabirimi mazur görün “tuzukuru”lar açısından önem taşır!
Oysa tatiller, hak eden insanların dinlenmesidir! Hak eden insanların gereğini yerine getirmesidir. Ama 72 milyonluk bu ülkede tatillerin hak edenleri açısından ne anlam ifade ettiğine bakıldığında içlerin rahat edebileceği bir durum gözükmüyor. Nereden çıktı bu kuş gribi..Kimi tatil diye çocuğunu toprağa verirken, öbür yanda kutsal topraklara ibadet aşkıyla gidenlerden bir kısım vatandaşımız çöken otel enkazında can verdi, kimileri şeytan taşlama anındaki izdihamda yaşamlarını yitirdi ve bu topraklara bile gelemeden Arabistan çöllerinde belki de bizde ki gibi “garipler mezarlığı” diye anılan mezarlıklarda defnedildiler. Yani cesetleri bile ülkemize, kendi topraklarına getirilemeden orada yaban elerde toprağa verildiler.
Kendi ülkesinde defnedilememek ne kadar zordur kim bilir, ölülerle empati yapılırsa sanırım burada yüzde yüz, onlarda bugün yaşayan bizler gibi düşünür ve kendi topraklarında toprağa girmek isterlerdi ama olmadı işte..Kurban bayramı tatiline çıkayım derken kendisi kurban olanlardan söz etmiyorum bile ama onlarda bizim acılarımız oldu. İnsanların illa üzülmesi için birebir ölenleri tanıması gerekmez ki, bu alemde aynı havayı teneffüs ettiği halde her hangi birinin bile bu alemden göç etmesi düşünen herkesi üzer aslında onun için bayramların bayram olabilmesi o bayramı kutlamak isteyenlerden hiç birinin can vermemesine de bağlıdır aslında ama yok. Ha Allahın verdiği canı alma hakkı vardır elbette ama yaşayanlarında üzülme haklarına kimse bir şey diyememeli bence. Ben üzüldüm ister asker ocağında isterse karayollarında isterse dünyanın başka bir bölgesinde bayramlarda ölenlere üzülürüm.
Huzur evlerine terkedilmiş yaşlıları Tv ekranlarında köçek oynarken görüp, sözde mutlu olduklarını topluma aktarmakla diğer insanlar mutlu olamazlar.Hele kendi çocukları tarafından bu ölümhanelere bırakılmış o yaşlı insanları görünce ben daha bir tedirgin olur ve o evlatlar adına hicap duyarsam benim bayramım da bayram olmaz. Bana bayram mutluluğunu, ölenlerinin kabri başına gitmek yerine Uludağ’da, Kartalkaya’da, veya Zigana veya Palandöken zirvesinde kayak yapanların çoğaldığı bir toplum anlayışı mı getirecek? Ben böylesine rollerin ön plana çıkarıldığı bir insanlık anlayışıyla da bayram yapamam. Ha yapanlar vardır onlar sadece bayramın adını kullananlardır ben onları da yadırgarım zaten. Adı kurban bayramı ama ne alakası varsa ne dinle ne de insanlık onuruyla bağdaşmayan adeta bir gösteriş yarışına dönüşmüş desinler ki “kurban”larının ayyuka çıktığı kurban bayramından da nefret ederim. Hakkıyla ibadetse ibadet, ziyaretse ziyareti yerli yerinde olacak bayramlara hasret olduk.
Eğer Kurban bayramı, kurbanlıkların kilosuyla, etinin kaç paraya geldiğiyle ölçülecekse ben o kurban bayramlarının bayramlığından şüphe eder oldum. Etobur bir toplum haline gelir olduk yazık. Kestiği kurban etinin kıymasıyla övünen ev hanımlarının yardımlaşma duygusundan öte salt komşusuna yaptığı kıymalarla hava atar halleri yaşadığımız günlere ben bayram diyemem ki! Nerede yardımlaşma duygusu,nerede et yüzü görmeyenlerin kollandığı ve desteklendiği bayram günleri.. Bayramlar asıl işlevselliklerinden edildi, toplumun değer yargıları değişti. Anlamıyorum ben bu toplumu anlayamıyorum, ne hale geldi bu insanlık böyle?
Bakın kendinize ve çevrenize bakalım kaç garibi sevindirdiniz? Düşünün bakalım, siz kurban kesmemiş komşunuza kurban eti verdiniz mi? Kim kesmiş kurban sordunuz mu hiç? Kurban eti verdiyseniz o eti veriş şeklinize baktınız mı hiç? Nasıl bir havadaydınız sahiden?Sahi bundan kaç kişiye bahsettiniz, böbürlendiniz hı? Pakistan depreminde yaşamlarını yitirenler hiç aklınıza geldi mi? Oradaki soğuklar ve yardıma muhtaç insanları aklınıza getirdiniz mi?
Yoksa Türkiye’de hazır faizler de düşmüşken aracınızın modelini yükseltmeyi mi daha fazla düşündünüz? Vefat etmiş yakınlarınızın kabrine gidebildiniz mi?
Yok bu bayramlar ve tatiller bana pek sarmadı açıkçası, sömesti diye bakıldığında paran varsa bunu değerlendirebilirsin ve tatil paketlerinden yararlanıp çocuklarına güzel günler yaşatabilirsin bunu yapabilenlere elbette sözüm yok ama ya kurban mazereti ile tatili sabote edenler yok mu? Neyse umarım bu uzun tatili sabote edenler de bir gün bunun telafisini gerçekleştirir.