,

Sigara, beni bırakmıyor

  
 
M. Kemal AYÇİÇEK – 26 Mayıs 2008  
 
 
Adam, zor nefes alıyor. Parmakları şişmiş, sürekli avucunu açıp kapıyor, belli ki masaj yapıyor. Filmleri var yan tarafında ve Tomografi için sıra bekliyor. Bir kişi çıkınca hemen yerinden kalkıp, sıra bende mi diye görevliye soruyor ama yok sırası gelmemiş henüz bekliyor. 
 
Sağdan soldan konuşunca sigara yasaklarına geliyor. İşin başı “sağlık” diyor ardından çok kilo aldığını ama 78 kilo gelirken şimdilerde 115 kiloya çıktığını, onunda sorumlusunun “sigarayı bırakması” olduğuna inanıyor. Ben de hazır bulmuşken bir tecrübeli insan dinleyivereyim dağarcığındakileri diyorum. Deşeliyorum adamı.
 
7 yaşında sigara içmeye başlamış, aslen Gümüşhaneli.65 yıl içmiş mereti(sigara). Kalp damarları zorlayıp da doktorluk olunca bırakmaya niyetlenmiş ama olmamış, doktordan gizli gizli çaktırmadan devam etmiş içmeye. Bir iki derken üçüncü kez doktor kapısına gidince artık kendi kendine söz vermiş, bırakmalıymış sigarayı. 
 
“Bıraktım ama o beni bırakmıyor.  Tam 5 yıl oldu her gece sabahlara kadar 3 paket sigara içiyorum” diyor. Yurt dışında olmuş ilk ameliyatı, diğerini İstanbul’da, bir sonrakini Trabzon’da Özel Karedeniz hastahanesi’nde olmuş. “doktor, uçakla gelip gidiyor, beni görür görmez dedi ki “senin kalbinde değil aklında zorun var, git aklını tedavi ettir”. Öyle bir rezil oldum ki, bana uşaklarımın yanında bunu söyleyince kendi kendime karar aldım, gittim eve, çocuklarıma, torunlarıma herkese tembih ettim kimse yanıma gelmesin. Tam 3 ay hapis ettim kendimi eve, ne gelenim ne gidenim olmadı. Sigarayı öyle bıraktım. Sonradan dışarı çıktığım da sigara içilen yerlerden uzak geçtim, sigara uzatan arkadaşlarımdan ayrıldım ama dedim ya ben onu bıraktım ama o beni bırakmadı her gece sabahlara kadar rüyamda sigara içer dururum”
 
Sigaranın zararlarından söz ediyor ama bir yandan kilo almasını da ona bağlıyor, “çok kilo aldım. Su içsem artık bende kilo yapıyor. Sigarayı bıraktıktan sonra nefes almanın zevkine vardım ama bir türlüde aklımdan çıkmıyor. Hep onu düşünüyorum” diyor yaşlı adam. Sıra beklerken sigarayla olan mücadelesini anlatıyor bir güzel rahatlıyor.
 
“uğraşmayın milletin sigarasıyla” başlıklı yazımdan sonra bir çok mail aldım. Tebrik eden yok tabi, çoğunluğu “sigaranın savunulacak yanı mı var, nedir zorun” gibisinden yazılar atmıştı. Onları görünce ben sanki “sigara savunuculuğu yapmış gibi bir konumda olmuşum” ya da öyle algılanmış. Ben sigara “zararsızdır” dememiştim, sigaranın yararlı olduğunu da söylememiştim ama demek ki öyle etki bırakmış.
 
Ben sigara yasaklarının birden bire uygulanabilirlik yönünden ve sigara içen insanların hiç düşünülmeden böylesine bir yasakla tecrit ediliyor olmasına itiraz etmiştim. Yoksa elbette medeni insanlar, sigaranın nerde nasıl içilmesi gerektiğini bilirler. Avrupa da sigara içen insanların üçüncü sınıf vatandaşlar olarak görüldüğünü elbette ben de biliyorum. 
 
O yazımda bir zihniyet yaklaşımından söz etmiş ve o yaklaşıma itiraz etmiştim. Yoksa sigaranın savunuculuğunu değil, sadece sigaranın müptelası insanların bireysel hak ve özgürlüklerine saygısızca bir tavırdan siz etmiştim. Bugün aynı kafanın içki için de aynı yolu izleyerek “yasak”lar zinciri ile bu toplumun kaldıramayacağı uygulama talepleriyle karşılaşırsak buna şaşmamak gerektiğini hepimizin bilmesi gerekir. Nitekim, o sigara yasağının başladığı gün Vakit Gazetesi manşet atmış, “sigara yasak ta içki neden yasak olmuyor” diye. 
 
Buyurun, şimdi bu topluma öyle tepeden inme yasaklar konarak bir toplum yönetimi anlayışı güderseniz, bir çok insan haklı olarak uygulamalarınızdan şüphe duyar hale gelir ve sizden ürkmeye, çekinmeye  ve korkmaya başlar. Mahalle baskısı denilen şey aslında böyle bir şey işte ama herkes kendi cenahından değerlendirip hep karşı kaleye bir fazla gol atma yarışına girince o mahalle baskısı olayı da sulandırılmış oldu.
 
İyi olmayan şeyler, zaten zamanı gelince toplum bilinciyle dışa atılır. İlla bir toplumu “yasak”larla adam etmeye kalkışmak, ister dipçik zoruyla olsun isterse milletvekili çoğunluğuyla olsun bu ülkeye ve insanına fayda sağlamaz. Toplum, ancak kendi aklıselimi ile yanlış ve hatalı davranışlar varsa bunlardan kendisi kültürü ve aydınlığı ile çıkmasını bilir. Sigara da bu “yasak”la halledildi peki ya şimdi sıra içki demi? Kalın sağlıcakla.
 
 
YORUM EKLE