M. Kemal AYÇİÇEK- 28 Ocak 2013
Neden böyle bir başlık koydum sanıyorsunuz, anlamışsınızdır gerçi de ben yine de anlayamayanlar için açayım. Hani bizde, hiçbir şeyi beğenmeyen, kendini her şeyin üzerinde gören ve de öyle her önüne gelenin yaptığını yemeyen, beğenmeyen tipler vardır ya, onlar için kullanılır ya bu “sosyetik” ifadesi..CHP İzmir Milletvekili ve eski Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler'in "Türk ulusu ile Kürt milliyeti eşit değildir" sözlerinin hatırlatılması üzerine aklıma hemen bu ifade geldi. Güya, kendisi ve bulunduğu toplum, çok ilerde de o sözünü ettiği kesim çok gerilerde ve de “amannn” denilecek bir düzeyde ve o da bunu ifade edercesine öylesine küstah bir ifadeyi, sonradan anlamlandırmaya çalışsa da söylüyor.
Daha CHP sözcüsü olduğu günden itibaren, ne kadar da hanfendi, ne kadar da candan, ne kadar da sözüne ve cümlelerine hakim, ne kadar da bir modern(!) hanım algısı yaratan CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler’i çok beğenmiştim. Umutlanmıştım, Umut Oran’ı görünce umutlandığım gibi. Garip CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun her ne kadar da bir kaset marifeti ile Genel Başkan olmasını kabullenemesem de yine de CHP’lilerin “liderimiz” dediğine ben kalkıp, “ondan lider mi olur, bir kasetle geldi işte” der halime kızıyorum, kendi kendime, “olum, sen CHP’den ne anlarsın, onlar kendilerini bilmezler mi, hem sen yani Kemal adınla, adaş madaşlık kurup, güya CHP liderine sempati kurmaya kalksan da, o bildiğin CHP zihniyeti senin gibi algılar mı olayı, boş ver sen zaten CHP’nin C’sini bilmezsin ki” diyen halimi hatırlayıp duruyorum. Evet, gerçekten CHP’de genel Başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu, normal bir CHP’linin tercihi ile gelmedi ki, yani bugün ki CHP’ye bakarken, biraz o gerçek CHP’liler gibi düşünüp, öyle bak olaya diyorum sık sık kendime ama olmuyor. Kendim bile, “çık, bu suni bir CHP, gerçek CHP bir gün çıkacak” diyorum hala kendi kendime…
Normal ve benim anladığım bir CHP’linin söyleyemeyeceği sözler, CHP İzmir Milletvekili ve eski Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler'in "Türk ulusu ile Kürt milliyeti eşit değildir" sözleri…Şimdi bu konuda yazmazsam içim deki kurt beni kemirir durur, yazayım da kurtulayım bari diyorum. Bir defa, Dünya’da yeni olan ve günümüz şartlarına uygun hangi ifade olursa olsun öncelikli olarak ben o tüm bireysel ve genel anlamda olsun tüm hak ve hürriyetlerle ilgili en ufak bir gelişmeyi önce CHP’nin sahiplenir politikalar uygulayacağını sanırım. Çünkü CHP’yi her hangi bir Dinsel bir temeli baz alarak Dünya’ya bakmayacağına inanmışım. Yani CHP’nin, “İnsan” öncelikli politikalar üreten ve bu öncelikleri esas alan bir parti politikasının temsilcisi olduğunu sanırım ama bugün gördüğümüz bunun tam zıddı olunca o zaman ben bile CHP’ye şaşırıyorum. O CHP’ye oy veren insanların da elbette şaşkınlıklarını anlarım, haklıdırlar. Bu nasıl bir partidir, bu partinin Dünya önceliği nedir, ne değildir bunu bilmek isterim ama yok, yıllar yıllar önceki duygu ve düşünceler bakıyorsunuz hala partinin tepe noktasına hakim, sonra da bana, “sen CHP’ye oy vermemişsin, kalk, git ordan, sen ne anlarsın da CHP’yi yazarsın?” diye posta koyuyorlar! La oy vermem için benim sevmem gerekmez mi ha?
Efendim eskiden afili gazeteciler, hep çağdaş olurlardı, ve çağdaşlığı da temsil eden sadece CHP olduğu için onlara hep CHP’nin potansiyel beyinleri olarak bakılır ve öylece yazılarına önem atfettirirlirdi. Bak filanca ne yazmıştan yola çıkılarak, güya CHP’nin ne kadar çağdaş Dünya’nın partisi olduğu pompalanır, öylece gaz verilirdi hem yazarlara ve hem de o yazarları okuyan insanlara..eskiden diyorum tabi geçti artık borun pazarı da bakmayın şimdilerde aynını yapamıyorlar. Şimdi ne deniyor, yalaka, yandaş bilmem ne medya yakıştırmasını yapanlar da o eski mahallenin, yani eski Türkiye’nin o yazarlarıyla güya topluma gaz veren tipleri..Şimdi ortalıkta yoklar, var bir kısmı hala aynı ayakları yapıyor ama millet artık o eski Türkiye’nin ne olduğunu anlayıp, yeni Türkiye’nin iletişim farklılığınından o eski ayaklara prim vermeyince de bugün ki tablo ortaya çıkıyor işte, AK Parti almış başını gidiyor, CHP ise Akparti’nin yarısı bile etmiyor, böyle Ana Muhalefet Partisi olur mu? On yıldır İktidarda olan bir AK Parti var ve bu parti karşısında ana muhalefet partisi, hala Ak Parti’nin yarısı etmiyorsa bunun sorumlusu halk mı, yoksa CHP’nin o sosyetik sözcüleri mi? Kim?
O sosyetikten kastımız ne, hani şu kentlerde oturup, güya her şeyin en iyisini yiyebilen, bir eli yağda ve bir eli de balda olan,seçkin insanları kastediyoruz. Hani o köylülerin yaptıkları ürünleri, köy yerinden değil de marketlerden hatta özel siparişlerle getirten, güya her şeyin doğalını yemeye özen gösteren ve o köylünün ürününü ondan değil de adına sosyeti pazarı denilen yerden alınca yiyebilen tipler! Yani olduğundan farklı bir yaşam kendine gaye edinmiş, gösteriş budalası tipler. Bunlardır CHP’nin en gerçekçi seçmenleri ve zaten bunu bilen ve milletvekilleri de o kesime hitap etmek için konuşurlar zaman zaman, ne konuştukları değil, o an o seçmenlerine iletmek istedikleri mesajı verirlerken pek kaygı da duymazlar. Yalancının mumunun yatsıya kadar yanması gibi, kalkar öyle bir yerde öyle ifadeler kullanırlar ki bu ifadeler artık tevillerle de düzeltilemezler, o derece yani. O CHP sözcüsü iken Kürtleri Türklerle aynı göremeye tahammül edemeyen zihniyet, zaten “Dünyayı biz kurduk ve bu dünya da yaşam hakkı da sadece bizim size izin verdiğimiz ölçüde vardır” gibi bir mantıkla, kendileri gibi düşünmeyen tüm insanları yok sayan ve Dünya’da sadece kendilerinin “insan” olduğuna iman etmiş,ellerinden gelse Allah’ı da, (haşa) “Bizim sayemiz de varsın”a getirecek, kendinden o derece emin tip hezeyanlarıyla siyaset yapıyorlar, Yazık değil mi o insanlara inanmış, umut bağlamış, gönül vermiş insanlara, ben üzülüyorum. Tabi CHP’ye gönül vermiş insanların benim üzülmeme takmalarına bakmıyorum, ben ülkemizin talihsizliğine üzülüyorum sadece, güçlü bir iktidar karşısında güçlü muhalefet olamayışına, o muhalefetin oluşturulamayışına üzülüyorum ve bunun ülkemiz aleyhine olduğuna inanıyorum sadece, yoksa benim de CHP seçmenini taktığım yok zaten.
Keşke bu ülke de gerçekten farklı fikirlerdeki vatandaşların bir araya gelip, oluşturdukları partiler ve o partilerin de gerçekten liderleri ve de milletvekilleri olabilse. Yani rol icabı, bu ülke de farklı rollere bürünmüş belli zihniyetlerin kurduğu ve bu ülke üzerinde bu milletin hak etmediği bir takım oyunlarla bu ülkeyi geri bırakmak için olmadık tuzaklarla kurulu güya siyasi mücadeleler ortaya konması olmasa. Gerçekten halkın temsilcisi insanların bir parti ile bu ülkede yanlış yaptığında iktidarı gerçekten sarsacak çıkışlar yapması, bu ülke ve millet menfaatine aykırı uygulamalara gidildiğinde bu iktidara haddini bildirecek, kimsenin maşası olmadan, başka ülkelerin uşaklığını yapmadan, bu ülke insanlarının hak ve özgürlükleri için mücadele edebilen liderler olsa istiyor insan. Sırf kendi koltuk, makam ve saltanatlarını kendi güç aldığı odaklara karşı kullanan ve o gücün etkisiyle, gerçekte hak ve hürriyetlere kulak tıkayan insanların lider olduğu partilerden bu ülkeye ne yarar gelir ki? Rol yapan insanların tedavülden kalkması lazım artık, devir,zamanı reel de, rol yapanların değil gerçekten “İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın”a inanmış dürüst insanların devridir. Kalın sağlıcakla..