,

Yan yana geleceğe

Yayın Organı : Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung
Yayın Tarihi : 12 Mayıs 2013 
Kayıt Tarihi : 13 Mayıs 2013
Ülke  : Almanya 
Yazar  : Ahmet Davutoğlu/ Guido Westerwelle
Çeviri Yeri : Berlin 
Çeviri Şekli : Tam Metin
Tirajı  : 359300 
Eğilimi  : Muhafazakâr
Detay:

 Almanya Genelinde Yayımlanan Haftalık Siyasi Ağırlıklı Gazete/ Yazarlar T.C. Dışişleri Bakanı ve Federal Almanya Dışişleri Bakanı

Türk gazeteleri her sabah Berlin'deki büfelerde yerini alıyor. Baskıdan yeni çıkmış bir Alman magazin dergisini de İzmir ya da Antalya'da bulmak zor değil. Almanya'da üç milyon Türk kökenli vatandaş yaşıyor. Yaklaşık beş milyon Alman ise her sene Türkiye'yi ziyaret ediyor. On binden fazla Alman Türkiye'de ikamet ediyor. İnsanlar arasındaki bu güçlü bağ, ülkelerimiz arasındaki ilişkilere eşsiz bir boyut kazandırıyor.


Türkiye'den Almanya'ya göçün 50 yıl ardından, Almanya'daki Türk toplumunu büyük ölçüde ahenk ve huzur içinde yaşadığını görebiliyoruz. Türk kökenli sanatçılar, sporcular ya da iş adamları bugün Almanya'daki yaşantıya zenginlik katıyorlar. Bu insanlar, çoğulcu ve refah bir Almanya'nın önemli bir parçası hâline geldiler.
Ülkelerimizdeki çeşitliliği teşvik etme hedefine Almanya ve Türkiye olarak büyük önem atfediyoruz. Almanya'da yıllardır bir arada yaşamaktan doğan ve gelişen karşılıklı saygı ve anlayışın, toplumun bir ucundaki aşırılık yanlısı güçler tarafından riske edilmesine izin verilmemelidir. Hoşgörüsüzlük ve yabancı düşmanlığı hiçbir yerde barınamamalıdır.


İnsanlarımız arasındaki bağı, bugüne kadarki tüm rekorları kıran ülkelerimiz arasındaki ticari dinamizm tamamlıyor. Türk ve Alman ekonomileri, az sayıdaki başka ülkeler gibi, dünya ölçeğindeki ekonomik ve mali kriz karşısında dirençli ve dinamik olduğunu ortaya koymuşlardır.
Alman ve Türklerin yaşamları daha önce hiç olmadığı kadar günümüzde iç içedir. Müttefik ve ortak olarak on yıllardır bu ortak bir gelecek vizyon oluşturmak adına dayanıklı bir temel attık. İçinde bulunduğumuz değişim sürecinde ortak değer ve hedeflerimiz ön plandadırlar. Türkiye ile Almanya arasındaki yapıcı ortaklık, Akdeniz'in kuzey ve güneyindeki tarihsel gelişmeler neticesinde daha büyük önem kazanmıştır. Her iki ülkenin, bu süreçlerde etkin ve sorumluluk esasına dayalı bir rol üstlenme yükümlülüğüne sahiptir.


Güçlü ekonomik gelişme eşliğinde işleyen çoğulcu demokrasisiyle Türkiye, Kuzey Afrika ve Orta Doğu'daki kökten değişim sürecindeki ülkeler için bir esin kaynağıdır. Almanya ise Avrupa'da, ekonomik ve borç krizin aşılmasına katkı yapmak için büyük gayretler gösteren sorumluluk sahibi bir istikrar unsuru olarak kendini gösteriyor.
Bu çerçevede birlikte bir Alman-Türk stratejik diyaloğunu başlatıyoruz. Bu diyalog ikili, Avrupa ve dış politika konularındaki tüm ilişkilerimizi kapsayacak ve ilişkilerimizi yeni bir boyuta taşıyacaktır. Bu yeni çerçeveyi ise gelecekte birlikte daha da geliştirmek istiyoruz.


Ülkelerimiz gençliği arasındaki dostluk, anlayış ve alış verişlere özel önem atfediyoruz. Bu yüzden artık gençlerimizin birbirine daha fazla yakınlaşması için gereken zemini oluşturuyoruz. Bu, ortak geleceğimize yönelik bir yatırımdır.
İlişkilerimiz Avrupa düzeyinde de devam ediyor. AB ile Türkiye arasındaki yakınlaşmaya yeni bir canlılık kazandırmak ortak hedefimizdir. Yakında yeni bir müzakere faslının açılacak olması olumlu bir gelişmedir, zira katılım müzakerelerindeki duraksama Türkiye ve Avrupa'nın zararınadır.


Bu nedenle Türkiye'nin AB katılım sürecine yeni bir ivme kazandırmak istiyoruz. Onu AB ve Türkiye ilerletmelidir. Türkiye, kararlılıkla sürdürdüğü kapsamlı bir reform sürecini başlatmıştır. Bu reformlar, ortak değerlerimiz olan demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilkelerinin gereğidir. Bu süreçte önemli ilerlemeler kaydedildi. Ankara'nın reform başarıları, Türkiye'nin AB üyelik müzakere sürecine de olumlu yansımalı.


Bu düşüncelerden hareketle bir Alman-Türk-Avrupa Ortaklığını birlikte geliştireceğiz. Bununla, Türkiye’nin Avrupa aidiyeti üzerine Avrupa ve Türkiye kamuoylarında sürdürülen tartışmalara olumlu etkide bulunmayı istiyoruz.


Türk vatandaşlarına vize uygulamasında liberalleşmeyi hedefleyen, AB ve Türkiye arasında yürütülen vize diyaloğunu ilerletmek istiyoruz. Bu, halklarımız arasındaki anlayışlara olumlu katkı edecektir. Seyahat serbestisindeki iyileştirmeler, Avrupa ve Türkiye'nin önündeki birçok engelin ortadan kalkmasına katkı sağlayacaktır. Bu çerçevede düzensiz göçü önlemeye yönelik iş birliğimizi de sürdürüyoruz.
Neticede uluslararası konularda geniş kapsamlı bir AB-Türkiye stratejik diyaloğuna yönelik perspektifler için çalışıyoruz. Bu ise elbette neredeyse tüm uluslararası meselelerde, özellikle ama Arap dünyasındaki tarihî değişim sürecine birlikte destek verme söz konusu olduğunda, diplomatik faaliyetlerimizi yakın ve uyumlu hâle getirmemizi gerekli kılıyor.


NATO ortağı ve müttefiki olarak Almanya ve Türkiye, güncel sorunlar karşısında yan yana yer alıyor. Bu, özellikle Suriye konusunda geçerlidir. Hava güvenliğini güçlendirmek adına Almanya, Hollanda ve ABD tarafından NATO çerçevesinde PATRIOT füzelerinin Türkiye'ye konuşlandırılması bu dayanışmanın bir göstergesidir.
Almanya ve Türkiye barış, özgürlük ve refah için güçlü ortaklardır. Tüm alanlardaki ilişkilerimiz -ikili, Avrupa yahut uluslararası alandakiler olsun- ayrı bir öneme haizdir. İş birliğimizi kararlılık ve coşkuyla geleceğe taşımak istiyoruz.

YORUM EKLE