Biz 82 Anayasasına oy verirken, o Anayasa’nın herhangi bir maddesini değil sadece değişemez olan ilk 4 maddesini biliyorduk.
Devlet eski başkanımız Kenan Evren, 12 Eylül’den sonra yaptıkları Anayasa’nın yanı 82 Anayasası’nın değiştirilebileceğini söylüyordu zaten. “Biz yaptık, sakın değiştirmeyin” demiyor. O dönemde bendenizde 82 anayasasına oy vermiş birey olarak bugün, yeni Anayasa yapılması gerektiğini ve ama bunun salt Ak Parti’nin mutfağında hazırlanıp, kabul edilen bir Anayasa olmasını elbette istemiyorum!
Şimdi Anayasa Profesörü Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki bir sivil heyetin hazırladığı taslak Ak Parti’nin kendi uzmanlarınca Sapanca’da masaya yatırıldı, oradan da bir taslak çıktı. Henüz detaylarına vakıf değiliz ama belli ki bu detaylara birileri sahip olmuş. Bizdeki vehim hastalık hastalılarınca bu taslaklar üzerinden ülkeyi germe-geri götürme gayretkeşliğine soyunuldu. Elbette bu tartışmalar hatta daha da ilerisi bir kamplaşmalar ve flamalar açılacak, çeşitli kampanyalarla taslaklara karşı çıkılacak.
Taslaklara karşı çıkanlar tabiî ki de bu taslakların tasarısına da karşı olacaklar. Sırf karşı olmak adına muhalefet edecekler, bunlara hazırlık olunmalı. Ama madem bu ülkeye sivil ruhla bir anayasa yapılacak, bu konunun sağda ya da solda veya orta yoldaki tüm uzmanları, toplumun tüm kesimlerince kabul görecek bir Anayasa taslağı hazırlamalılar. O hazırlıklarını da kamuoyu ile paylaşmalılar. Yoksa öyle kuru kuruya “böyle Anayasa hazırlanmaz” diye karşı durulması, bu ülkeye ve insanına saygısızlıktır.
Biz 82 Anayasasına oy verirken, o Anayasa’nın herhangi bir maddesini değil sadece değişemez olan ilk 4 maddesini biliyorduk. O günkü şartlarda sadece o kadarını okuyabildik, ya da o kadarından haberdar olabildik ama ya bugün? Bugün hazırlıkları süren taslaklarla ilgili daha taslakta var olup olmadığı belli olmayan konular, getirilip toplumun önünde tartışılmaya başlandı. Neymiş türban serbestisi? Ayıp, çok ayıp.
Muhalefet edeceğiz diye her yazılan taslağa öngörülmeyen bir şeyleri vehmetmek niye? Artık bu tarz muhalefet etme mantığını bir kenara bırakıp, hazırlanan taslağa varsa öngörüleri gerekliyse koydurma ve tam anlamıyla bir sivil Anayasa’yı elbirliği ile hayata geçirmeye çalışmak daha erdemli bir muhalefet olmaz mı?
Tutturmuşlar bir “laiklik elden gidiyor” temposu, başkaca bir şey yok! Bu ülke insanının laiklik artık iliklerine kadar işlemişken kalkıp bunu İslamlaşma diye yutturmaya kalkıyor olmaları elbette anlaşılabilir değildir. Kim bu ülkede Atatürk’e ve ilkelerine zarar veriyor, bunu bir kavrayabilseler yetecek ama nerde?
Ne diyor, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, “Ne kadar güzel ki, Anayasa değişikliği konusunda herkes hemfikir ve bu konu bütün taraflarca tartışılabiliyor. Ancak daha değişiklik Meclis’e bile gelmedi. Bu Parlamento’nun görevidir. Şu anda konuşmak için erken”.
Elbette erken bazı çıkışlar, elbette yersiz ve elbette gayri ciddi bir önyargı bal gibi gözüküyor. Sabırsızlık neden? Mesela YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç, Rektörler Komitesi’nin olağanüstü toplantısının ardından karşı çıkış gerekçelerini açıklıyor. Bilim camiasının bir siyasi parti gibi rol modellik yapma yerine ortaya somut bir sivil Anayasa taslağı koyması beklenir. Madem beğenmiyorsunuz bu taslak hazırlıkları nedir sizin elinizin altındaki Anayasa? Var mı? Varsa Bu Anayasa, 82 Anayasasını mumla aratacak bir Anayasamı dır, nedir arzunuz? Bu ülkeyi, Rektörler Komitesi olarak yönetmeye mi talipsiniz, bunu çıkın açıkça bağırın bari, oldu olacak Üniversiteleri idare ettiğiniz gibi Türkiye’yi de idare edin, sizden başka kimse iyi yönetici olamaz bu ülkede, varsa yoksa bu ülke taşıyla toprağıyla size minnettar olacaktır!
Ayıp, diyorum aklı selim insanlar gibi görünen ve ama maalesef tepelerden baka baka bu ülke insanını sinek kadar kıymeti harbiyesi olmayanlar sınıfında görmek gibi acizliğe kapılmışlık, sanırım Dünyanın başka hiçbir ülkesinde yoktur. Nedir bu böbürlenme, nedir bu tepeden bakmalar, nedir bu bilgiçlik nedir bu hor görme nedir bu aşağılık kompleksi bu kadar, pes doğrusu.
Bu ülkenin sivil bir anayasası olmalı. Anayasa konusunda uzmanlığı olan bilge insanların eksiksiz el vermesiyle de bir Anayasa hazırlanmalı ve meclise göndermelidir. Seçimler incesinde A partisi veya B partisine gönül vermiş veya bir başka Partiye gönül vermiş insanlar olabilir ama seçimler bittiğine göre artık parti gözlükleri bir tarafa bırakılarak herkesin taşın altına elini koyarak Türkiye’yi Dünya’da yüzünün ağrıyacağı bir Anayasaya kavuşturması gerekir.
Hele ön yargılar, hele takıntılar hele eski alışkanlıkları tamamen bir kenara itip Türkiye’nin insanının mutlu olacağı ve Dünya ülkelerinin Türk insanına gıpta edebileceği bir gelişmişliği öngören sivil ve herkesi kucaklayabilecek, hatta Dünya ülkelerine de örnek olabilecek bir Anayasa hazırlanabilir ve böyle olmalıdır. Biz, kendi ülkemize ve insanına güvenmeliyiz. Biz Dünya’ya örnek oluşturabilecek bir sivil Anayasa yapabiliriz, yeter ki iyi niyetle bu ülkede taş üstüne taş koyma çabamız olsun.
Ne yani yeni bir Anayasa yapabilecek kadar sivil, demokrat, laik, çağdaş insanları seçtiğimizden mi emin değiliz, o TBMM’ye gönderdiğimiz veya göndermediğimiz ama devlet kademelerindeki yetişkin insanlar, bu ülkenin altını oyacak, gizli bir takım emellerin peşindeler mi? Nereye kadar sürecek bu güvensizliğimiz, ne kadar daha vehimlerle birbirimize güven duymadan yaşayacağız? Bir insan ömrü bu kadar basit ve dar görüşlülüğü ne kadar kaldırabilir? Aşmalıyız bu tür eski alışkanlıkları ve artık birer Dünya insanı olmalıyız.
İstersek uzlaşırız, istersek bir sivil Anayasa’yı tartışmalara boğmadan yaparız, yapmalıyız. Elbette herkesin kabul edebileceği ve gönül rızasıyla oy verebileceği bir mutabakat senedi olacak, anlaşılır, uygulanabilir, hukukun üstünlüğüne hakim, halka güven verici, ülkeyi geriye götürecek değil, kalkındıracak, hiç kimseyi kaygıya itmeyecek bir Anayasa neden olmasın? Biz oy verirken güven duyarak yetki verdiğimiz vekillerimize güvenmeliyiz. Onlar yanlış yapmaz, yapamaz bu millete! Kalın sağlıcakla.
Not : Bu yazım aynı zamanda www.kuzeyhaber.com , www.hizmetgazete.com ve Hizmet Gazetesi’nde yayınlanmaktadır.(mka)