,

YSK-Irak-Burgaz ada yangını

M.KEMAL AYÇİÇEK-8.10.2003
Ülkenin geçen haftaki gündemi Yargıtay 6. dairesi’nin mahkumiyet olayının sonrası Yüksek Seçim Kurulu’nun vereceği karardı. Bir önceki yazımın sonunda tahmin ettiğim netice YSK tarafından ilan edildi ve ülkenin kaosa sürüklenmesinin önü kesildi. Sağduyunun gereği yapıldığı için elbette bende bu sonucu alkışladım. 
Bu olayda hukukun ne kadar zorlandığını ve çok basit ve de somut olması gereken konulardan bile bir takım çevrelerin nasılda yararlanma çabalarının var olduğunu, “su uyur düşman uyumaz” deyiminin ne kadar da haklılık ifade ettiğini görmüş olduk. Ülkemize YSK ’ nun verdiği kararın hayırlı olduğu kanaatindeyim.
ASKERİMİZ MUZAFFER OLSUN
TBMM’nin açılışı ile yeniden yoğun gündemli günlerdeyiz. Öncelikle Irak’a asker gönderilmesine ilişkin tezkere’nin TBMM’de 358 oyla kabul edilmiş olması sonucu Irak’a asker gönderiyor olmamız, Türkiye’nin büyük devlet olmasının getirdiği bir sorumluluk gereğidir. Daha önceki yazılarımızda da bu yönde kanaatlerimizi belirtmiştik. Onun için detaya girmek istemiyorum. Ancak şu kadarını söylemek gerekir ki, çok büyük bir risk alındı. Fakat büyük olma iddiasındaki bir ülkede işler, risk alınmadan yürütülemez. 
Türkiye Cumhuriyeti’nin 59. hükümeti, zor ama cesaretli bir karar almıştır. Bu kararla TBMM, Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığındaki hükümete bir yıl süreyle yetki verilmiştir. Sayın başbakan ve hükümet üyelerinin aldığı bu yetkiyi, en iyi şekilde kullanacağına inanıyorum.
Meclisten alınan yetkiyle Irak’a gönderilecek askerlerimize muzaffer olması dileklerimiz dışında bundan böyle ancak dualarımızla destek olabiliriz. Şanlı ordumuzun ABD ve İngiltere’nin saplandığı Irak batağından kurtarılmasından çok suçsuz ve hür ve müreffeh bir yaşamı hakkettiğine inandığım Irak Halkının huzur ve güveninin temininde başarılı bir görev icra edeceğine de inanıyorum.
Askerimizin, çeşitli saldırılara mazur kalacağını tahmin etmekle birlikte yinede sağduyu sahibi Irak halkınca hoş karşılanacağını ümit ediyorum.
MEDYANIN AYIBI!
Bir günde 22 ayrı yangın ve bu yangın haberlerinin işlenişi, Türkiye’de kısa adıyla medyanın olaylara nasıl çifte standart yaklaşımda bulunduğunu bir kez daha ortaya koyması açısından önemliydi.
Sanki sadece Burgazada ’da yangın olursa diğer yangın haberlerini bilmek hakkımız varmış gibi sunuldu haberler. Gerek televizyonlar ve gerekse gazetelerde aynı yaklaşımı maalesef gördük. 40 hektar alanın yandığı Burgazada’dan canlı yayınlar yapılırken, 400 hektar ormanın yandığı Bolu orman yangını haberini, Çanakkale, Balıkesir orman yangınları haberlerini lütfen izleyebildik.
Burgazada’da evi yananlar birinci sınıf insanlardı da Çanakkale de evleri yanan aileler işte öylesine insanlarmış gibi sunuldu.yazık. yangın haberleri de gösterdi ki ; ülkemizdeki medya, sırf bu çifte standart uygulaması yüzünden irtifa ve güven kaybını maalesef sürdürmektedir. Bu mesleğe gönül ve emek vermiş insan olarak meslektaşlarımın düştüğü bu duruma üzülüyorum sadece. Kalın sağlıcakla.
   
YORUM EKLE