,

Eski ve yeni Yusufeli bir arada!

Yusufeli seyir terasına doğru çıkıyorum, seyir terası hem barajı ve hem de yeni Yusufeli yerleşim yerini karşı yamaçtan görebilen bir piknik ve dinlenme alanı aynı zaman da tabi. Burada küçük kamelya tarzı evler yapılmış, şömineleri ve izgara alanları olan yapılar. Bu yapılara da isimler yazılmış, Kazahora, Hamzet, Ahalt, Çengelogi, vecanget, sapanet, kananet, bunlar Yusufeli’nin olmazsa olmaz mahallelerinin isimleriydi.

M. Kemal AYÇİÇEK – Kasım 2021

Hiç bir yer, yani yerleşim alanı bırakın köy, mahalle, bucak olmayı ilçe olmuş bir yerleşim yeri düşünün ve yedinci kez, var olduğu yerden başka bir yere taşınıyor. Artvin’in adı gibi güzel insanlarının yurdu Yusufeli ilçesi, artık yeni yerine bir daha taşınmamak üzere yerleşme aşamasına geldi. Yeni Yusufeli, baraj manzaralı ve düzenli bir kent görünümü ile Türkiye’nin yepyeni turizm merkezlerinden biri olacak.

işte eski ve yeni Yusufeli

Yusufeli’n de geçmişte anılarım vardı. Hürriyet Gazetesi Muhabiri iken zed medya anket şirketinin seçim anketi için görevlendirildiğim yerlerden biriydi Yusufeli, orada Yüncüler köyüne gitmem gerekiyordu. Yıl 1991 olmalı ama bir taksi yok o zamanlar, ben de KTÜ’den tanıdığım ve sevdiğim arkadaşımdan yardım istedim. Sağ olsun bana “Babam” dedi, “Yusufeli’n de, git bize babam sana yardımcı olur”, Gittim, şimdi ki gibi cep telefonları yok o zamanlar, Şenol’un babasını arayıp, “Böyle bir arkadaş gelecek” diyebilecek durumu da yok, öyle bir zamandı o zaman! mekânı cennet olsun!

Gittim Mustafa abi, yurt dışında çalışmış ve bir Renault 12 almış dönüş yaparken ve aracı evin önün de, o gece misafir ettiler beni, sabah kahvaltıdan sonra arabanın anahtarlarını bana uzattı, “sen sür” dedi. Benim ehliyetim yok diyemedim, “abi önce sen kullan sen yorulunca ben sürerim” dedim. Oysa ben hiç araç kullanmamıştım ama arabası olan insanın şoförlüğü vardır diye düşündüm ama bizim Mustafa abinin de meğer şoförlüğü pek yokmuş, yola koyulduk. Baktım zaman zaman sendeliyor ama araç sahibi, kesin şofördür benim anlamadığım şey ne de olsa diye düşündüm ve gittik.

Yusufelili vatandaşlar, taşınma telaşındalar

Yüncüler köyüne vardık ama yol tam ortasından kazılmış, su almışlar o mahalleye ve dönüş yeri de yok belki iki yüz metrelik bir yer, geri geri gelinmesi gerekiyor. Ben anket çalışmamı yaptım ve geri döneceğiz ama Mustafa abi bana, “artık sen sür, ben hiç geri geri gitmeyi bilmem” dedi. Ne yapacağımı şaşırdım ve orada itiraf etmek zorunda kaldım, “Mustafa abi, sen yine iyi sürüyorsun ben hiç araba sürmedim üstelik benim şoförlüğüm de yok, özür dilerim ama ben bu görevi yapmak zorundaydım. Onun için yalan söylemek zorunda kaldım af edersin ama sen zaten iyi sürüyorsun ileri gittiğin gibi geri geri geleceksin, sen yaparsın abim” dedim. Ona cesaret verdim, bindi araca ve geri geri gelirken ben de ona muavinlik yaptım bir ara yoldan çıktı neredeyse uçuruma yuvarlanıyordu ama toparladı ve kazasız belasız görevimi tamamladım.

Yusufeli’ne döndük ama benim gazeteme bir fatura göstermem lazım, Yusufeli’n de Yüncüler köyüne gittiği ve orada çalışma yaptığımı ispat etmem lazım, onun için de belli bir ücret ödemem lazım. O zamanın parası 250 tl vermem gerekirdi, Mustafa abiye de bunu teklif ettim. “abi “ dedim bu benden değil gazetemden çıkıyor, bunu almazsan ben bu görevi yapmış gözükmem, onun için bu parayı sana vermem gerekir” dedim ama Mustafa abi, “olmaz, sen benim misafirimsin ben o parayı almam” dedi. Ne dediysem razı olmazdı sonun da da “istersen git Şenol’la bir yemek yersiniz, olur biter” dedi.

Şenol’la ben zaten yemek yerim de neyse, döndüm Trabzon’a. Şenol’u buldum, Şenol KTÜ de öğrenci ona, “baban bu parayı almadı ama bak benim bu parayı gider yapmam şart, onun için 250 lirayı sana vermem şart, al” dedim ve ona vermek istedim ama Şenol’da , “Babamın almadığı parayı ben hiç alamam” demez mi? Allem ettim, kellem ettim ve Şenol’u o 250 lirayı almaya zorla razı ettim. Yusufeli insanı böyle insanların memleketi işte!Yeni yusufeli'nde yapılan konutlar, kura çekimi ile sahiplenildi

O Mustafa abi, daha sonra aynı aracı ile trafik kazası yapıp vefat etmiş, duyduğum da deli oldum, çok üzüldüm. Vicdan azabı çektim hala acısı içimdedir ve Yusufeli adını her duyduğum da önce Mustafa abi, sonra Şenol aklıma gelir.İşte bizim Şenol’un memleketi şimdi taşınma telaşın da olan yer. Yeni Yusufeli’n de inşaatlar neredeyse tamamlanmışlar. Alt yapı, üst yapı inşaatları neredeyse tamamlanmış ve artık eski Yusufeli, Yusufeli barajı sularının altında kalacağı için daha yüksek rakım da olan yerleşim yerine taşınma hazırlıkları yapılıyor.

Yusufeli’n de 15 yıl oturmuş, mal sahipleri yeni Yusufeli’n de mülk edinme hakkına sahip olmuş. Eski evleri istimlak edilmiş, ücretleri ödenmiş, malı mülkü olanlar, yani hak sahipleri Devletten mekânlarına biçilmiş ücreti alıp, genellikle Bursa, olmak üzere Batı illerine gidip, arazi satın almışlar ama şimdi Yusufeli’ne dönmek istiyorlar. Gençler, geçmiş kaygıları pek olmadığından yeni Yusufeli’ne olumlu bakıyorlar ama yaşlılar, eski Yusufeli’ndeki anıları, yaşamları ve geçmişle olan bağları daha yakın olduğundan olaya daha duygusal bakabiliyorlar. Eski Yusufeli’ndeki malını mülkü satıp Batı illerine gidip, aldıkları istimlak paraları ile arsa ve arazi alanlar da şimdiler de yeni Yusufeli’ne dönmenin yollarını arıyorlar. Çünkü yeni Yusufeli’nde artık TOKİ tarafından yapılan konutlar da kura çekimleri yapılmış ve ev sahipleri de belirlenmiş durumda ve hak sahipleri yeni evlerine taşınma telaşını yaşıyorlar.

Eski Yusufeli’nin doğu yakasından yukarıya çıktım. Şimdi Yusufeli Belediyesi’nin yaptırdığı seyir terasına çıktım yürüyerek tabi ki de yoruldum, oradan eski ve yeni Yusufeli rahatlıkla görülebiliyor. Yeni Yusufeli’nin fotoğraflarını bu terastan çektim. Geceyi eski Yusufeli’n de geçirdim, sabah erken saatler de fotoğraflar alabileyim diye, hava da güzeldi ve şansım yaver gitti öylece eski ve yeni Yusufeli fotoğraflarını aynı anda çekebilme şansım oldu. Hep merak ediyordum yeni Yusufeli neresi olacak diye, meğerse eski Yusufeli’nin 500 bilemediniz 600 metre daha yükseği olan tepeler de kuruluyordu. Binalar tamamlanmış, alt yapısı üst yapısı derken tabi ki de halen inşaatları devam eden yatırımlar da çalışmalar aralıksız sürdürülüyor. Gece vardiyaları var, gece hangi ışıkla nasıl çalışılır bizim normal de aklımız almıyor ama gece gündüz çalışmalar devam ediyor denir ya aynen burada Yusufeli’n de bunu gözlemledim. Gece o dondurucu soğukta bile Viyadüklerdeki çalışmalar devam ediyordu.

yeni yusufeli'n de konutlar ve çevre düzenlemeleri yapılıyor

Düşünsenize evden taşınıyorsunuz, kendi evinizden bir başka yere taşınıyorsunuz siz sadece bir aile olarak, ne meşakkatli iş değil mi? İşte bura da bir ev değil komple bir ilçe taşınıyor hem de bir değil iki değil tam yedinci kez taşınıyor. Bu ne büyük cefa öyle değil mi? Evleriniz var, anılarınız var, komşularınız var. Mezarlarınız var, meyveleriniz var, ağaçlarınız var, bir küçük bahçeniz var, bahçe duvarınız var ama hepsini geride bırakıp taşınıyorsunuz, hem de hiçbir anınınız olmadığı bir yere, hem de eski evinizin, bağınızın bahçenizin, mezarınızın olmadığı bir yere taşınıyorsunuz, kolay mı? Bu iş öyle kolay değil, hazmedebilmek zaman ister, sabır ister ama yine de kolay değil, bu çok büyük bir yıkım, insan psikolojisi üzerin de ağır bir incinme yaratır, Yusufeli halkı işte tam da bu sarsıntının içerisin de ve “aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık” misali, vakarlı duruşunu muhafaza ediyor. Bu aslın da Devlete duyduğu saygının bir sessizce duruşunun simgesi!

Sabahleyin kahvaltı yapmak istedim ve birilerine “nerde ne yiyebilirim” diye sordum. Ben normal de vejetaryenim ama Hacıoğlu denen yerde tavsiye üzerine kelle paça yedim, kelle paçası ve suyu mükemmeldi. Suyu nerden aldıklarını sordum, “arıtma cihazımız var” dediler, hakikaten mükemmeldi. Öylesi bir lezzet, şu MasterChef programların da görülmemiştir, o derece mükemmeldi. Sonra bir çay içeyim dedim gittim bir kahvehaneye, orada tanıştım 70 yaşındaki Ali Bilgin ile, biraz sohbet ettik.

“ömrümüz bitti de iş kolaylaştı” diye başladı sözlerine, sonra DSİ’de şoför olarak çalıştığı yılları, Yusufeli’nden bağlı oldukları Trabzon’daki müdürlüğe gidene kadar yolda iki kez aracının lastiklerini patladığı için değiştirmek zorunda kaldıklarını anlatırken de, “Dünyanın işi değişti, her şey kolaylaştı. Biz 3-4 metre genişliğin de kazma kürekle yol yapardık, şimdi şehirler yapılıyor, bak aha bizim yeni ilçemizin binaları buradan görülüyor” diyor.

Ali Bilgin, “Bülbülü Altın Kafese Koymuşlar Ah Vatanım” demiş ya, yani “Kaldığı yer her ne kadar güzel olursa olsun, kendisine ne kadar iyi bir ortam sunulmuş olursa olsun, yine de kendi vatanında, doğup büyüdüğü yerde yaşamak ister.” İnsan da öyle, doğduğu yerde değil doyduğu yerde derler ama yaşlanınca insan, doğduğu yere daha fazla yaklaşır, doymanın sonu yok, insan bunu yaşlanınca daha iyi anlıyor” diye ekliyor.

Yusufeli seyir tepesinden baraj manzaralı yeni kent seyredilecek

Eski Yusufeli’nden yeni yapılmış Yusufeli seyir terasına doğru çıkıyorum, seyir terası hem barajı ve hem de yeni Yusufeli yerleşim yerini karşı yamaçtan görebilen bir piknik ve dinlenme alanı aynı zaman da tabi. Burada küçük kamelya tarzı evler yapılmış, şömineleri ve izgara alanları olan yapılar. Bu yapılara da isimler yazılmış, Kazahora, Hamzet, Ahalt, Çengelogi, vecanget, sapanet, kananet, bunlar Yusufeli’nin olmazsa olmaz mahallelerinin isimleriydi.

Resmi Gazete’de Yusufeli’nin Öğdem’den Ahalt’a kaldırılmasına ilişkin karar şu şekil de yer almış;

“Yusufeli İlçesi Merkezinin Öğdem'den Ahalt'a kaldırılması ve bu merkeze Yusufeli aldı verilmesi

Hakkın da Kanun

Kanun No: 5531 Kabul tarihi: 11/2/1950

Madde 1 — Yusufeli ilçesi Merkezi Öğdem'den Ahalt , Vecenket

ve Kozahora mahallelerinden teşekkül eden Ahalt Köyüne kaldırılmış

ve bu merkeze Yusufeli adı verilmiştir.

Madde 2 — Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer .”

Madd e 3 — B u kanun u Bakanlar Kurul u yürütür.

15/2/1950”

Yusufeli neden taşınıyor? Çünkü Çoruh nehrinin Yusufeli’ni de içine alan dokuzuncu gerdanlığı, yani Dünya’nın üçüncüsü olacak 275 metre yüksekliğindeki Çift Eğrilikli Beton Kemer Dolgu Baraj, yani 2.2 milyar hm3 hacmi olacak Yusufeli barajı ve Yusufeli şehrini sular altında bırakacak bir dev baraj yüzünden Yusufeli, yedinci kez taşınmış olacak. Artvin Barajı ve HES, Borçka Barajı, Muratlı Barajı ve HES, Deriner Barajı ve Yusufeli barajı bu gerdanlıkların en önemlileri.

Artvin, barajlar nedeniyle Türkiye'nin tüneller şehri oldu

Seyir terasın da ufak bir mescit ve piknik yapılacak bungalovlar ve çevre düzenlemeleri tamamlanmış durum da ve yeni Yusufeli ile bağlantısı bir devasa köprüyol ile sağlanacak. Viyadük çalışmaları da tamamlanmak üzere ama eski Yusufeli ile yeni Yusufeli’ne Artvin’den ya da İspir yönünden girişler, müthiş tünellerle bezenmiş, harika bir ulaşım ağı oluşturulmuş. Öyle ki Türkiye’nin tüm tünellerini düşünün ama Artvin’e gelince orada durun, Çünkü Artvin abartmıyorum, Tüm Türkiye’deki tünellerin bir müzesi görünümün de kısa Türkiye’nin Tüneller denince akla ilk gelecek ili de yapılan tüm bu yatırımlarla Artvin olacak şüphesiz, saymaya kalksanız sayım hatası yaparsınız o derece tüneller ili oldu Artvin. Atın kafadan mesela Artvin-Yusufeli arasın da kaç tünel vardır, bir tahmin de bulunun ama o tahmininiz kesinlikle 55’in üzerin de olsun! İnanmayanlar, eline bir tespih matik alıp, o yol da seyahat etsin, o zaman belki tünel sayısını tam olarak belirleyebilirsiniz. Tam o yolda iken arka koltyukta oturan yeğenime “Tünelleri say bakalım kaç tünel” var dedim, “bilelim” ama az sonra yeğenimin babası, “ne gerek var, sayma oğlum, ne diye çocuğa yük bindiriyorsun” diyerek müdahale etti ve tünelleri biz sayamamış olduk!

Güncelleme Tarihi: 19 Temmuz 2022, 22:46

M. Kemal AYÇİÇEK

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER