M. Kemal AYÇİÇEK
www.karadenizolay.com (Özel haber)-Öyle çok araştırma yapmaya gerek duymadım. Çünkü Karadeniz’de daha doğrusu Doğu Karadeniz Bölgesi’nde denize girmek için plaj denilen tarzdaki hizmetler, son yıllarda bazı yerel yöneticilerin sosyalleşme projeleri olarak ortaya çıkan ama çok da iç açıcı durumları olmayan denize girilebilir yerlerdir. Düzenli, temiz, bakımlı plajların sahibi olmak Karadenizlilerin işine gelmez pek.
Hem zaten, deniz buna izin vermez. Siz istediğiniz kadar betonla duş kabini yapın, sahili temizleyin bunu askerdeki gibi her sabah “mıntıka temizliği” diye yapsanızda bizim Karadenizin tepesi atımı, senin yaptığın hiçbir temizliğin kıymeti harbiyesi ortada kalmaz, anında değiştiriverir havasını ve bir bakmışsın güneşte denize girmişken sen çıkıncaya dek de yağmur altında kalmışsındır. Onun için Karadeniz’e akıl sır ermezi, yaz veya kış aynı günde 4 mevsimi yaşarsınız.
Bu nedenle de Doğu Karadeniz Bölgesi’nde deniz-kum-güneş üçlüsünden yararlanmak herkese nasip olmaz, sadece yerliler zaten zamanını da bilir ve denize girmeyi bir kaçamak sayar ve fırsatını bulduğunda ve plaj da gözetmeksizin girer denize. Ama Doğu Karadeniz’de denize girmek de öyle her babayiğidin haddine değildir! Denizin şakası yoktur çünkü, başka yerlerdeki denizlere pek benzemez, hırçındır. Dalgaları elbette zaman zaman neşeli yüzme fırsatı verir ama bir o kadar da tehlikelidir. İrili ufaklı bir çok ırmak, dere, çay ve nehrin denize ulaştığı Doğu Karadeniz Bölgesi’nde sürekli yağışların olması, zaman zaman taşkınlara sebep olduğu gibi çoğu zaman taşkın olmasa da derelerin taşması ve sel sularının orman ve ürünlerini denize sürüklemesine yol açar. Dolayısıyla da deniz kıyılarından odun eden insanların fotoğrafları da yer alır medyada.
Deniz, kendi kendini temizler ama temizliğini bir kusuntu olarak kıyılarına yaptığı için o “mıntıka temizliği” de fayda etmez. Denizin içi de berrak değildir çoğu zaman zaten. Deniz tabanında hendek dediğimiz yerler vardır, zaman zaman anafor(Bu belki abartı oldu )denilebilecek akıntılar oluşabilir, iki metrede insan boyunu aşan derinlikler vardır, denizin içindeki kum hareketi süreklidir ve bir günü diğer bir güne uymaz. Buna bir de 168’ı aşkın dere ve ırmağın denize döküldüğünü eklerseniz o derelerin ve ırmakların taşıdığı alüvyonları katarsanız artık varın siz Doğu Karadeniz’de denizin halini düşünün derim. Bunları neden yazıyorum, dışardan gurbetten veya bölgemize turist olarak gelen insanımızın “illa da denize girelim” diyen ve başının etini yiyen yakınlarını bilgilendirmek için tabi. Sonra “bilmiyorduk ki” denmesin, denizin yuttuğu canlara yenilerinin katılmaması için ve elbette denizin tanınmasına katkı sunmak için yazdım.
Biliyorum şimdi bana kızan çok sayıda plaj işletmecisi vardır, hatta yerel yöneticiler bile şunu diyorlardır kuşkusuz, “manyak mıdır nedir bu adam, biz bölgeye insan gelsin de nasıl gelirse gelsin hesabını yaparken tutturmuş karadenizi kötülüyor. Böyle insan olur mu, böyle Karadenizlilik olur mu?” Haklı olanlar vardır elbette, hiç kimse yüz de yüz en doğrusunu bilmeyebilir ama Karadenizliliğin bir de dürüst olma vasfı vardır. İşimize gelmese de yanlışa karşı çıkmak huyumuzdur.
Bu huy bende de nüksetmiş olabilir, bunları ona versinler. Giresun’un Piraziz ilçesi’nde güzel bir plaj ile hizmet vermeye çalışan Karadenizli Ahmet Osmanlı tam da deniz sevdalılarından birisi mesela.Elbette milyarlarca yatırım yapıp da işletmesinden söz edilmesini ister.
Piraziz, Karadeniz sahil yolunda deniz tarafında ilginç hayvan figürleri ve heykellerinin sıralanmasıyla hemen fark edilebilen ilçelerimizden birisi. Bir de kocaman Karadenizli erkek ve bayan kemençeci heykeli vardır yine yol güzergahında. Osman bey burada, tamda bizim işlediğimiz konunun aksini ispatlama gayretindeki bir girişimcimiz. Yazdıklarımızın Osman bey ve tesisleri ile de alakası yok tabi, ben genel anlamda deniz ve insanımızı konu edinmişim. Karadenizli olup da yüzme bilmeyen yoktur diye bilinse de yüksek köylerden elbette yüzme bilmeyenlerimiz çıkar. Bende mesela denizi babaannemle tanımıştım. Çocuktum ama baba annem, dedemden korkarak, çekinerek bana kendisini deniz kenarına götürmemi istemişti. Dedem de severdi beni, kırmaz dı ya da benim yaptığım yanlışta olsa ben dedemi kafaya alırdım ve kızmazdı. Belki de babaannem de onun için benimle denize gitmek isterdi Deniz dediysem yüzmeye değil, sadece deniz kenarındaki kumsalda kum banyosu yapmaya tabi. Babaannemin dizleri ağrırdı Romatizma’dan, hoş bu bölgede dizleri ağrımayan pek az insan vardır sanırım.
İşte kum banyosu ile diz ağrılarından kurtulmak için belki biraz rahatlaması için giderdik kum banyosuna. Ama o dönemler, 35 yıl kadar önceleri, şimdi ki kadar yeşillik yok, ham araziler ifterilik (eğrelti otu), çay yaygın değil, fındıklıklar bugünkü gibi değil ve hasılı hem o dönemler biraz daha fazla güneş alıyordu bölgemiz. Babaannemi kumlara gömer bende kumsalda oynardım güneş altında ama denize giremezdim, hem ufaktım babaannem(nenem) bırakmazdı. Sonraları, Rize’de Alipaşa köyünde dururken sahile yakındık, orada arkadaşlarla giderdik ama çok az. Babamla birkaç kez denize gitmişimdir ama esas yüzmeyi de orada öğrenmişimdir. Zaten her zaman Güneş olmadığı için de fındık ayı, çay mevsimi, çayır biçme derken yaz gelip geçerdi denizi görmek ne mümkün. O dönemler şimdiki gibi de araç bolluğu yok, yollar bugün ki gibi değil velhasılı ulaşım imkanlarımız kısıtlıydı onun yüzünden de şimdiki kadar kolay denize ulaşmak mümkün olmuyordu. Sonra Karadeniz’de bayanların denize girmesi önceleri “ayıp” sayılırdı, hoş şimdilerde de o yaygın kanaat halidir ama onu aşabilmek de mümkündü.
Mesela Rize’nin Uzunköyü’nden, Redoz, Araloz, Manganoz’dan gece kamyonlara binilir ve denize gece gidilirdi. “ayıp” denilen o denize ancak gece girildiğinde ayıp perdesi aralanmazdı! Bir çok yerde hala aynı şekilde denize gidildiğini sanıyorum. Bu sözünü ettiğim yıllar, 1970’li yıllardı. Ama o günler, belki bıraz kaygıyla korkuyla karışık denize girilirken şimdilerde gündüz gözüyle ve sakin yerlerde bayanların denizle buluşması sağlanabiliyor. Deniz, sadece serinlemek için değil ama kaplıcaları yönünden de aslında su kaynakları açısından değil belki ama tesisler açısından bakıldığında onların olmaması denizi biraz da şifa kaynağı olarak görmelerindendi. Gündüz akşama kadar çay toplayan bayanlar, günün yorgunluğuna bir dinginlik kanazımlıktı gece deniz sefaları hem de bir eğlence tabi. Ayrıca yukarda da sözünü etmiştim, ağrıyan dizlere şifa olur, ağrıları dindirir diye de gidilirdi. “Ayıp” sayılan şey, bölgenin mutaassıp yapısından kaynaklanan biraz da dinsel anlamda mahrem ve namahrem kaygısı ve korkusu idi. Bir başka ifadeyle de hoşgörüsüzlüğün yaygınlığından kaynaklanan, dedikodu malzemesi olmamaktı belki.
Karadenizlinin denize girmesi gereken yer seçimi, imkanlara göre değişiyor. Aracı olanlar plajlara gidebilir belki ama Karadeniz sahil yolunda, yol boyunca giderken neresi uygunsa denize girmek için orada denize girilir. Denize girmek için özel bir hazırlık da gerekmez. Deniz, Akdeniz veya Ege denizleri gibi aşırı tuzlu olmadığından Karadeniz de denize girdikten sonra duş alma zorunluluğu da hissetmezsiniz. Şimdi deniz-kum- güneş, Doğu Karadeniz’e has bir tatil değil belki ama bunun için imkan yok değil. Örnek, Giresun’un Piraziz ilçesinde de var, Rize’nin Pazar ilçesi’nde de, Trabzon’un yalıncak beldesi’nde, Yıldızlı’da, Araklı’da,Kalecik’te, Sürmene’de Çamburnu’nda, Akçaabat, Vakfikebir, Beşikdüzü, Giresun’un Eynesil, Görele, Bulancak,Tirebolu’da , Piraziz’de, Rize’nin Çayeli, İyidere, Gündoğdu, Derepazarı, Fındıklı, Ardeşen, Artvin’in Hopa, Arhavi’de, Ordu’da, Ordu’nun Fatsa ve Ünye ilçelerinde ve ilçeleri sahillerinde de plajlar da bulunuyor, doğal tabi plajlarda. Samsun ve Sinop, nispeten Doğu Karadeniz iklimi dışında olduğundan oraları saymıyorum, çünkü Terme’de, de Samsun’un 19 Mayıs ilçesinde de Samsun sahillerinde plajlar var. Sinop, bölgemizin Antalya’sıdır. Gerze de dahil sahillerinde plajları hiç de Ege ve Akdeniz sahillerini aratmaz.
Bu benim sözünü ettiğim Doğu Karadeniz bölgemize has şartlardır. Bir aylık bir zaman sürecinde elime gelen doneleri haberleştireyim ama hele bir güneş açsın istedim. Olmadı. Havalar hep kapalı nerdeyse her gün yağmur yağıyor veya hava bulutlu ve kapalı. Ama maillerin ardı arkası kesilmiyor. O zaman yazayım diyorum ama neyse oyle tabi. Olduğu gibi, abartmadan ve de doğallığı ile. Ben böyle şartlar da nasıl bir deniz ve plajı ön plana çıkaracak haber yapayım. Bu haberi okuyan Kıbrıslı, gelip burada denize girmek isterse, güneş ararsa ben ona Güneş’i nerde bulayım. Biz de gerçek bu ama buna rağmen deniz-kum ve belki güneş yerine gölge der, kurtarırız zevahiri..
Ama Giresun’un Piraziz ilçesi’nden mailleri ile bana güzel bir işletmecilik örneği verdiğini ifade eden Celal Başoğlu’nun maillerini olduğu gibi sizlerinde bilgisine sunmak istiyorum. Fotoğrafları ile birlikte;
"KARADENİZLİ YERLİ YATIRIMCI ÇALISIYOR
Celal Başoğlu’nın gönderisi Mailleri;
“Kemal bey merhaba nasılsınız ıysınızdır umarım bır sorun mu oldu acaba Kemal bey ınanın kardenız olsun kendı yerımız olsun tanıtılması ve daha cok kıtleye hıtap etmek ıcın cok ugraslar verıyoruz ama sızden bır yanıt alamamak ınanın benı cok uzuyor cunku her gun sıtenızde yazılarınızı takıp eden bırı yım sızınde asagdakı meılden sonra nıye bır sonuc atmamanız benı baya dusundurdu sızden bu konuda ılgı ve yardım beklıyorum saygılarımı sunuyorum”
Bir başka maili;
“merhaba ıyı yayınlar iyi çalışmalar Ben Gireun Piraziz ilçesinden size yazıyorum doğanın saklı cenneti olan karadeniz dublo (sahil) yol çalışmasından sonra halkı tarafından olsun yada dısarıdan gelen misafırlerini ağırlamak bakımından olsun deniziyle ne kadar misafırlerini agırlıyor. ne kadar ömrü kaldı ve halkına ne kadar güneydeki gibi yaz sezonunda hizmet vermeye hedefliyor ve planlıyor ama yerli girişimci bunun farkında ve karadenizin bir gün mutlaka keşf edilceğini biliyor ve buna şimdiden hazırlanıyor küresel ısınma ne kadar yurdumuzu dünyamızı etkilese de biz yurdum insana halkı için bir çaba gösteriyor ve halkının denizinden doğasından yaylalarından yararlanması icin elinden geleni yapıyor iste size göndericem resimlerden bir örnek güneyde antalya marmarıs fethıyede acılmıs bırcok yerden karadenız sahılerındede bır doga cennetıne kurulmus ve halkına bır mısyon edınmıs ve bır cok kısıye ornek olmus bır yer BAŞOĞLU PLAJI resımlerı sıze gonderıyorum ıncelersenız sevınırım bu konuda nasıl bır haber yaparsınız bılmıyorum ama bu yörenın kalkınması için bize yardımlarınızı esirgemicenize eminim lütfen bu konuda banada bilgi verirseniz sevinirim lütfen dikkatleri denizlere dogaya ve gelicemize bir nebze yardım edın yarınlar bizim. melinizi bekliycem bu konuda olumlu ve olumsuz bır meıl atarsanız sevınırım benden ıstedınız baska seyler olursada seve seve bır calısma yapmak ısterım bana yardım edıcenızı umuyorum Saygılarımla Not: bu konuda ınanın yardımcı olucanıza ınanıyorum sıtenızde bu haberı sızlerın yorumuzdan gormek ınanın taktıre sayen olucaktır sonucta bır emek ve calısma var sızde bır emekcısınız saygılarımla''
” Bir başka meili;
“Ayrıca gezı ve yorum kosenız gercekten cok guzel bılıyorsunuz karadenıze olumlu yonde bır guney sahılerı gıbı kımse katkıda bulunmuyor ancak sız bu konuda yayınlarınızla bıze destek olursanız ınternet aracıgıyla daha olumlu sonuclar dogurcaktır dıye dusunuyorum ayrıca yerımız maden mahallesı egrıce mevkıı dıye gecıyor giresun piraziz merkeze gelemeden sızden yardım beklıyorum umarım sıze bu konuda fazla sıkınlık vermemısdır tesekurler”
Bir başka meili:
“Merhabalar sıze son cektıgım resımlerı ve umarım yararlı olur bu resımler ıncelemenız ve bu haber konusunda duyarlı oludunuz bılıyorum yardımlarınızı beklıyorum cunku zaman ve emek kolaybır sey degıl umarım tanısma ımkanıda buluruz bana yanıt verırsenız sevınırım saygılar”
Bir başka maili;
“Merhabalar ılk sıze cok ama cok tessekur ederım bana cevap verdınız ıcın bunu bu kadar meılden sonra ısyan edıyor bana dıye dusunmeyın keske karsılıklı oturup bu konuları konusma fırsatımız olsa ve tartıssak yazdıklarınızda yuzde yuz haklısnız tebıkı dedıklerınızde dogru yalnız bılıyorsunuz denız sezonluk olarak degerlendırılmesı gerekır dıye dusunuyorum nasıl bır guney televızyonda veya baska bır yerde kendı reklamını yapıp yazı degerlendırıyorsa bız nıye yapmıyalım cunku okul sezonu acılıp ta sonbahar mevsımıne gırdıkten sonra bu haberlerın bır ozelıgı kalmıycak dıye dusunuyorum Kemal bey belkıde yalnıs dusuyorum cunku Karadenız adı gıbı hırcın ve her mevsımı guzel o yuzden dedıgım gıbı fındık mevsımı geldı su anda bırcok kıs fındıgını toplmaya gıtı denız sezonu agustos onu gıbı kapanır dıye dusunuyorum sızın dusuncelerınız ve yardımınız dıger meılerde dedıgım gıbı benım ıcın onemlı bu konuda ınanın bana yardımcı olucanızı umuyorum cunku aynı seylerı dusunuyoruz dıye dusunuyorum sımdıden saygılarımı sunuyor olumlu gelısmelerınızı beklıyorum . Çok teşşekurler”
Ve bir plaj tanıtmı, sahibinin ifadeleriyle; “BAŞLIK OLARAK : Bulancak Piraziz arası sıcak bir mola. Başoğlu plajı
Giresunun Bulancak semtinde eşsiz dekoru ve güzel ortamı ile sizlere huzurlu bir yer sunmaktadır. Aileniz, arkadaşlarınız ve dostlarınızla rahat sohbet ederek dinlenecek ve hoş vakit geçirebileceksiniz. İsterseniz kapalı cafe ortamında bir yandan sohbet ederken çayınızı yudumlar ya da karadenizin o nadıde eşsiz kumsalında dinlenerek günün yorgunluğunu stresini atabilirsiniz Pazar sabahları kahvaltınızı ederken bir yandan günlük gazetenizi okuyacaksınız. Bulancaklılara tüm gün süresince tam bir tatil kompleksi olarak hizmet veren başoğlu plajı (sahil club), yaz aylarında sıcaktan bunalan ve keyifli bir tatil günü geçirmek isteyenleri ağırlıyor. Bulancagın denize girilebilir sahillerindeki "başoğlu plajı çeşitli spor aktiviteleri, yarışmalar, düzenleniyor. Her türlü ihtiyacın düşünüldüğü tesisle; restoran, cafeleri ve çeşitli etkinlikleri ile sankı güney sahillerinde gibi eğlenceli bir tatil günü sunuyor. Başoğlu plajı,uygun fiyatları ve etkinlikleri ile yaz aylarında da sizlerle. Sabah 08.00’de açılan mekan, gece 02.00’de kapanıyor. deniz,kum ve güneşin tadını çıkarmak için ideal bir yer başoğlu plajı karadeniz kıyısında yaşamın özgürlüğünü, renklerin cümbüşünü ve bir tatil düşünü size cömertçe sunan saklı bir cennetAyrıca özel günlerde her yönü ile müşterilerine hizmeti bir ilke edinen Başoğlu plajı yemek konusunda Agızınızda tat bırakacak zengın menüsü ile sız Bulancak halkına hızmet duymaktan zevk almaktadır .
YEMEKLİ MENÜYEMEKLİ MENÜ YEMEKLI MENU Piliç Izgara, Piliç Kavurma, Izgara Köfte,VE TÜM IZGARA ÇEŞİTLERİ Şinitzel Salata Tatlı veya Meyva SICAK VE SOGUK İÇECEKLER SİZDE TUM GÜNÜN YORGUNLUGUNU ATMAK ARKADASINIZLA VE AILENIZLE BIRLIKTE GUZEL DAKIKALAR GECIRMEK ISTERSENIZ BIR DAKIKALIK MOLANIZ ICIN BAŞOĞLU PLAJINI SECIN İTİBAT İÇİN CELAL BAŞOĞLU:05336168383”
Güncelleme Tarihi: 04 Ağustos 2012, 14:35